Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4272 E. 2023/2461 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Deprem nedeniyle meydana gelen ölümden dolayı maddi ve manevi tazminat isteminde, destek olanın nerede öldüğünün tespiti ve bunun tazminat sorumluluğuna etkisi.

Gerekçe ve Sonuç: Desteğin ölüm yeri ve davalının sorumluluğunun tespiti için ceza davasının sonucunun beklenmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin tazminata hükmeden kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacılar ile adli yardım talepli olarak davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, adli yardım talebi ile temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; davacılardan ...'in eşi, ...'nın babası ...'ın 23.10.2011 tarihinde meydana gelen deprem sırasında davalıya ait binanın enkazı altında kalarak yaşamını yitirdiğini, yakınlarını yitirmeleri sebebiyle destekten yoksun kaldıklarını, ayrıca elem ve ızdırap duyduklarını ileri sürerek; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı ... için 25.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, 5.000,00 TL cenaze ve defin gideri ile 100.000,00 TL manevi tazminat, davacı... için ise 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 75.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı; vefat edenin deprem esnasında kafede olmadığını, aynı sokak üzerinde kafesi ile karşılıklı olan beş ayrı kafe ve kulübünün bulunduğunu, ölenlerin hangi kafede ve kulüpte olduklarının belli olmadığını, depremin şiddetinin 7.2 büyüklüğünde olup binaların yıkılmasının kaçınılmaz olduğunu, olayda kusurunun bulunmadığını, tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, İlçede meydana gelen 7.2 şiddetindeki depremde belli başlı binaların yıkılmasına rağmen pek çok binanın sağlam kalmış ya da can kaybına sebebiyet vermeyecek derecede hasarla depremi atlatmış olması karşısında meydana gelen depremin illiyet bağını kestiğinden söz edilemeyeceği, soruşturma aşamasında müteveffa ...'ın davalının maliki bulunduğu taşınmazda vefat ettiğinin tespit edildiği, bu nedenle ceza yargılaması sonucunun beklenmesine gerek görülmediği, müteveffanın eşi ve çocuğu olan davacıların desteği olup aktüerya bilirkişisinin raporunda belirtilen miktar kadar davacıların destekten yoksun kaldıkları, ayrıca davacıların manevi zarara uğradıklarının açık olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 111.980,10 TL destekten yoksun kalma tazminatı, 5.000,00 TL cenaze ve defin gideri ile 30.000,00 TL manevi tazminatın, davacı... için 30.325,57 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 15.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar; bilirkişi raporuna karşı itirazları dikkate alınmayarak daha az maddi tazminat ve yeterli olmayacak şekilde sembolik manevi tazminata hükmedilmesinin, ayrıca her bir davacı için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmişlerdir.

2. Davalı; davaya konu olayda enkazların birbirine karıştığını, vefat eden kişilere ait sağlıklı bir tutanak tutulmadığını, vefat edenin kendisine ait kulüpte vefat etmediğini, 7.2 şiddetindeki bir deprem karşısında ... ne kadar ruhsata uygun olsa da yıkılmasının kaçınılmaz olduğunu, arasında fiili ve hukuki irtibat olduğundan ceza yargılamasının sonucunun beklenmesi gerektiğini, ayrıca Mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, deprem nedeniyle desteğin ölümünden kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesindeki davaya etkisini düzenleyen ve dava tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 53 üncü maddesi; "Hakim, kusur olup olmadığına, yahut haksız fiilin failinin temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun sorumluluğa ilişkin hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraat kararı ile de bağlı değildir.

Bundan başka ceza mahkemesinin kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarının tayini hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez." denilmektedir. Aynı düzenleme 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 74 üncü maddesi hükmünde de “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” şeklinde önceki kanuna paralel şekilde düzenlenmiştir.

2. Yukarıda geçen açık hüküm karşısında; ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, hukuk hakiminin bu bağımsızlığı sınırsız değildir. Öğreti ve uygulamada hukuk hakimi, maddi olaylara ve özellikle fiilin hukuka aykırılığına ilişkin olarak ceza hakimi tarafından yapılan tespitlerle bağlıdır. Hukuk hakiminin ceza mahkemesi kararındaki maddi olgularla bağlılığının ölçüsü; beraat kararında suçun sanık tarafından işlenip işlenmediğinin kesin olarak, delilleriyle tespit edilip edilmediğidir.

3. Değerlendirme

1. Davacılardan ...'in eşi, ...'nın babası olan ...'ın 23.10.2011 tarihinde ... İli ... İlçesinde meydana gelen deprem neticesinde hayatını kaybettiği dosya kapsamı ile sabittir. Mahkemece her ne kadar desteğin davalıya ait kafede vefat ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/271 soruşturma numaralı dosyasında destek ...'ın da yer aldığı, bu soruşturma neticesinde ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/108 E. sayılı dosyasında sanık ... hakkında taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma suçundan kamu davası açıldığı, Mahkemece yapılan yargılama neticesinde sanıklardan ... hakkında binanın mülkiyetini miras yolu ile kazandığı, binanın sağlamlığını kontrol ettirme noktasında bir yükümlülüğünün olmadığı ve bu nedenle cezai sorumluluğuna gidilemeyeceği gerekçesiyle beraat kararı verildiği, kararın ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 13.09.2021 tarihli ve 2018 E. 2021/1725 K. sayılı kararıyla bozulduğu, dosyanın bozma sonrası 2022/35 E. numarasını aldığı ve yargılamanın devam ettiği anlaşılmaktadır.

2. Eldeki davada uyuşmazlık, davacıların desteği ...'ın nerede öldüğünün açık ve net bir şekilde belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Bu noktada ise, ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2022/35 E. sayılı dava dosyasında verilen kararın, söz konusu maddi olgu yönünden bu davayı etkileyeceği kuşkusuzdur.

3. Hal böyle olunca Mahkemece; ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2022/35 E. sayılı dava dosyasının kesinleşmesinin bekletici mesele yapılması ve sonucuna göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

4. Bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

2. Bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Temyiz eden taraflar adli müzaheret kararı almış olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

02.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.