Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4299 E. 2024/3059 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Haksız azil ve tarafların sulh olduğu iddiasına dayalı vekalet ücreti alacağının davalıdan tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinde davalı yönünden karşı vekalet ücretine hükmedilmediği halde hüküm kısmında bu ücretin dahil edilmesi, gerekçede azil tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği belirtildiği halde hükümde dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi ve takip edilen davanın niteliğinin gerekçede yanlış belirtilmesi nedeniyle gerekçe ile hüküm arasında çelişki bulunması, ayrıca tüketicinin harçtan muaf olduğu gözetilmeden davalıya harç yüklenmesi usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/638 E., 2023/1225 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ: İstanbul 9. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2019/162 E., 2020/528 K.

Taraflar arasında görülen alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin başvurusunun esastan reddine, davalılar vekillerinin başvurunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 15.10.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı asil ... ve vekili Avukat ... ile davalı ... vekili Avukat ..., diğer davalı ... vekili Avukat ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA

Davacı vekili; davalılardan ...'ün müvekkilini 11.02.2013 tarihli vekaletnamesi ile vekil tayin ettiğini, çekişme konusu 40.000 hissenin iptaline, kazancın tespitine ve tespit edilecek kazanç kapsamında olmak üzere 5.000.000,00 TL tazminatın davalı ...'dan alınması istemiyle 18.03.2013 tarihinde ve yine 10 nolu parselde sayılarında kayıtlı taşınmazdaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesi için 12.04.2013 tarihinde dava açtığını, 16.04.2013 tarihinde davalı tarafından azledildiğini, davalının müvekkilini haklarını gereği gibi korumamakla ve güveni kötüye kullanmakla suçladığını, azlin haklı olmadığını, kaldı ki davayı feragatla sonuçlandırdığını, esastan davalıların sulh olduklarını ileri sürerek Avukatlık Kanunu'nun 165 inci maddesine göre, belirsiz alacak davası olarak %15 oranı üzerinden davacının avukatlık ücret alacağı miktarının tespitini, tespit edilecek ücret kapsamında 1.601.670,30 TL’lik kısmının müteselsilen olmak üzere 1.603.105,79 TL’nin davalılardan tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili; uyuşmazlığa konu davanın diğer davalı ... tarafından feragatla sonuçlandırıldığını aralarında sulhun söz konusu olmadığını, hasım olmadığını savunarak, açılan davanın reddini istemiştir.

Davalı ... vekili; davacının müvekkilini hukuki yönden yanıltarak vekalet görevini özenle ifa ve güven yükümlülüğünü yerine getirmediğini, husumeti yanlış kişilere yönelterek dikkat ve özen borcunu yerine getirmediğini, menkul hisseler ile ilgili zaman aşımı süresi dolmuş olmasına rağmen davacının bu durumu bilerek bu konuyu dava haline getirip müvekkilini zarara uğrattığını, davacının kusuru neticesinde mahkemenin ihtiyati tedbir kararını uygulamadığını ve bu durumu müvekkiline haber vermediğini, davacının davayı yanlış açması ve davadan olumlu sonuç çıkmayacağı kanaati oluşması nedeniyle davadan feragat edildiğini azil hakkı olduğundan hiçbir talepte bolunmayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının azlinin haklı nedene dayanmadığı, davacı vekilin, davalılardan ...’in vekilliğini üstlendiği, diğer davalı ... aleyhine açılan İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/146 E. sayılı dosyanın tarafların sulh olmaları ile sonuçlandığı, Avukatlık Kanunu'nun 165 inci maddesi dikkate alındığından davacının talep edebileceği karşı taraf vekalet ücretinden davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerektiği, buna karşılık davacının davalı ... ile akdi vekalet ilişkisinden kaynaklanan ücret talebinden diğer davalının sorumlu olmayacağı gerekçesiyle, akdi vekalet ücreti yönünden 1.015.673,34 TL vekalet ücreti, 293.766,12 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.309.439,46 TL'nin davalı ...'ten tahsili ile davacıya ödenmesine, hükmolunan asıl alacağa dava tarihinden tahsil tarihine kadar yasal faiz işletilmesine, davalı ... yönünden akdi vekalet ücreti talebinin reddine, karşı vekalet ücreti yönünden 90.246,87 TL vekalet ücretinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, karşı vekalet ücretinin faizi yönünden 26.102,36 TL'nin davalı ...'ten tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; akdi vekalet ücretinin dava değerinin %15'i olarak tespit edilmesi gerektiğini, davalıların akdi vekalet ücretinden müteselsilen sorumlu olduklarını, gerekçeli kararda belirtilen İçtihadı Birleştirme Kararının 20.03.2019 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiğini bu nedenle dava tarihi itibari ile yürürlükte bulunmadığını, faiz başlangıç tarihininde azil beyanının avukata ulaşması ile alacağın muaccel hale geldiğinden bu tarih olması gerektiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

Davalı ...; davacının vekil sıfatı ile takip ettiği davadaki feragatin sulh niteliğinde olduğu neticesine varılamayacağını, müvekkili aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı ...; davacı avukatın yanlış ve yanıltıcı bilgilendirme yaptığını, özen görevini yerine getirmediğini, belirtilen dava dosyasında ihtiyati tedbir teminatının geç yatırıldığını, tedbirin uygulanmamasına sebep olduğunu, dava değerinin davacı avukat tarafından 10.196.877,00 TL'ye çıkartılarak müvekkilinin zarara uğratıldığını, husumeti yanlış kişilere yönlendirdiğini, menkul hisseler ile ilgili zamanaşımı süresi dolmasına rağmen davacının bu durumu bilerek bu konusu dava haline getirip müvekkilini zarara uğrattığını, davacı avukatın sonuçlanıp kesinleşmeyen davalardan dolayı vekalet ücreti talep edemeyeceğini, azlin haklı olduğunu, bilirkişi raporunun karar vermeye elverişli olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı avukatın takip ettiği muris muvazaasına dayalı dava dosyasında dava değeri 10.196.877,00 TL olduğundan dava değerinin %10'u olan 1.019.687,00 TL akdi vekalet ücreti ile ortaklığın giderilmesi davasında maktu vekalet ücreti 2013 yılında 660,00 TL olduğundan karşı yan vekalet ücreti ile birlikte 1.320,00 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 1.111.253,00 TL vekalet ücreti alacağı doğduğu, davacı avukatın azlinin haklı olduğuna dosyada herhangi bir delil bulunmadığı, her ne kadar mahkemece bilirkişi raporunda belirlenen faiz alacağı yönünden de hüküm kurulmuş ise de; asıl alacak yönünden hüküm kurularak azilname tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği, vekalet ilişkisinin tarafı olan davalı ...'in sorumlu olduğu miktarın 1.111.253,00 TL olduğu, davacının feragat dilekçesini azilnameden 1 yıl sonra verilmiş olduğu, bu aşamada başka vekillerin atandığı dolayısıyla davacının davadan feragat etmesi nedeni ile davalı ...'nın vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle; davacının istinaf isteminin reddine, davalıların istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile, davalı ... aleyhine açılan davanın reddine, davalı ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne; boşanma davası için 1.019.687,00 TL akdi vekalet ücreti ve ortaklığın giderilmesi davasında 660,00 TL akdi, 660,00 TL karşı yan vekalet ücreti olmak üzere toplam 1.111.253,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ...'ten alınarak davacıya ödenmesine oy çokluğu ile karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf itirazlarına ek olarak dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin hatalı olduğu, kaldı ki Bölge Adliye Mahkemesi kararın gerekçesinde azilden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğinin belirtildiğini, yine kararda 90.246,00 TL karşı yan vekalet ücretinin sehven unutulduğunu, davalı ... yönünden hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu, alacak talebinin aynı hukuki sebebe dayandığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

Davalı ... vekili; istinaf itirazlarına ek olarak tüketici harçtan muaf olduğu halde müvekkili aleyhine harca hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, haksız azil ve tarafların sulh olduğu iddiasına dayalı vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesi.

2. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 141 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilmiştir. Buna göre hüküm, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsar. Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Hüküm gerekçesi dosya içeriğine uygun olmak zorundadır. Ayrıca, hükmün gerekçesi ile sonuç kısmı birbiri ile çelişmemelidir.

2. Yine 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması" başlıklı 141 inci maddesinin üçüncü fıkrasında; "Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır." hükmüne yer verilmiştir.

3. Buna göre, gerekçe, hükümle çelişik olamaz. Aksinin kabulü, mahkemelere güveni sarsacağı gibi Anayasa ve kanunlarda yer alan açık kurallara aykırılık oluşturur.

4. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Bölge Adliye Mahkemesince gerekçede davalı ... yönünden davacı avukat tarafından takip edilen İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/146 E. sayılı dosyası yönünden yapılan hesaplamada karşı yan vekalet ücretinden de davalı ...'in sorumlu olduğu belirtilmemesine rağmen hükmedilen miktarda karşı yan vekalet ücretinin dahil edildiği, yine gerekçede azilname tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği belirtilmiş olmasına rağmen hükümde dava tarihinden faize hükmedildiği gibi ayrıca davacı avukat tarafından takip edilen davanın boşanma davası olmadığı halde boşanma davası olarak nitelendirilmesi suretiyle, gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılmış olması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

5. Kabule göre de; tüketicinin harçtan muaf olduğu gözetilmeden davalı ...'in harçtan sorumlu tutulmuş olması da doğru olmamıştır.

6. Bozma nedenine göre, davacı ve davalı ... vekillerinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının taraflar yararına BOZULMASINA,

2. Bozma sebep ve şekline göre davacı ve davalı ... vekillerinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,

28.000,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin karşılıklı alınıp birbirlerine verilmesine,

Peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.