Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4307 E. 2023/3182 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekâleten düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin, vekalet görevinin kötüye kullanılması iddiasıyla iptali ile tapu iptal ve tescil davasının birleştirilmesinden doğan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Vekil ile sözleşme yapan kişinin vekalet görevinin kötüye kullanıldığını bilmediği veya bilmesine olanak bulunmadığı durumlarda, sözleşmenin vekil edeni bağlayacağı ve vekalet görevinin kötüye kullanılmasının vekil ile vekil eden arasındaki bir iç sorun olarak kalacağı gözetilerek davalıların karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptal ve tescil ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı/birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davalılar/birleşen davada davacılar vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl davada davacı ... vekili; davalı ...'e vekaleten ... ile davalı ...'e ait olan ... Mahallesi, 850, 771, 150, 151 parsel sayılı taşınmazdaki hissesini ... 43. Noterliğinin 03.12.2012 tarih, 31587 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesiyle satın aldığını, bedelini peşin ödediğini, tapu devrini yapmak istediğini sürekli davalıya bildirdiği halde işlemden kaçındığını, kötü niyetli hareket ettiğini belirterek dava konusu taşınmazlar üzerinde davalı adına kayıtlı hisselerin tapusunun iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Birleşen davada davacı ... vekili; davalı ...'in vekalete istinaden ... 43. Noterliğinin 03.12.2012 tarih, 31587 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 771, 850, 22, 150, 102, 32, 277, 278, 369 ve 633 parsel sayılı taşınmazdaki hissesini diğer davalı ...'ya satmayı vaadettiğini, ancak söz konusu satış vaadi sözleşmesinin davalı ... tarafından vekalet yetkisinin kötüye kullanılmak suretiyle yapıldığını belirterek ... 43. Noterliğinin 03.12.2012 tarih, 31587 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Asıl davada davalı ...; cevap dilekçesi vermemiştir.

2. Birleşen davada davalı ...; cevap dilekçesi vermemiştir.

3. Birleşen davada davalı ... vekili; davalı tarafın haksız ve kötü niyetli olduğunu, dava konusu taşınmazları bedelini ödeyerek satın aldığını, davalı ...`ün oğulları tarafından yönlendirilmesi sureti ile inkar edilmeye çalışıldığını, ...'ün ... Köyünden evlendikten sonra yaklaşık 50 yıl önce taşındığını, köy ve tarlalarla doğrudan bir ilgisinin kalmadığını, tarlalardaki hisselerinin kullanımı ve satışı için kardeşi ... ... 10 yıl önce vekalet verdiğini, bu taşınmazları ...`ün bilgisi dahilinde satın aldığını savunarak birleşen davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacı ...'nun tarafların akrabası olması sebebiyle her iki tarafı da tanıyor olması yalnız başına kötüniyetli olduğunun göstergesi olmadığı, vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 3 üncü maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşmenin geçerli olduğu ve vekil edeni bağladığı, vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu hususun vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalacağı, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamayacağı, taraflar arasında düzenlenmiş bulunan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçerli bir sözleşme olduğu, iyiniyetli olan davacının haklarına etkili olamayacağı, vekalet eden davalı ...'in vekalet yetkisini kötüye kullanmış olduğunun da ispatlanamadığı, dava konusu gayrimenkullerin davacıya ne kadara satılmış olduğu, parasının vekil tarafından davalı ...'e ödenip ödenmediği vekalet eden ve vekil arasındaki bir iç sorun olduğu gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 150 ve 151 parsel sayılı taşınmazlarda davalı ... adına kayıtlı 1/18'er hissenin, 850 parsel sayılı taşınmazda ise davalı ... adına kayıtlı 1/12 hissenin tapusunun iptali ile davacı adına tesciline, dava konusu ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 369 ve 161 parsellere yönelik açılan davanın reddine, birleşen davanın reddine, karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı/birleşen davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 27.03.2023 tarihli ve 2023/1051 E., 2023/800 K. sayılı kararıyla; kararın onanmasına karar verilmiştir.

V. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı, davalılar/birleşen davacılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davalılar/birleşen davacılar vekili; dolandırıcılık suçundan şikayet üzerine başlatılan soruşturmada taşınmazı edinen ... ...’un savcılık ifadesi ile sabit olduğu üzere, kendisi adına satış vaadi sözleşmesi yapıldığından bihaber olduğunu, muvazaalı satışla taşınmaz edinen ... ...’un iyiniyetli olmadığını, ... ...’un yeğeninin ...’in eşi olduğunu, yani sözleşmenin tarafları arasında hısımlıktan kaynaklı akrabalık olduğunu, taşınmazların satış vaadi sözleşmesinde gösterilen değerinin, bilirkişi raporundaki değerinden 828 kat düşük olduğunu, ... ...’un bu gayrimekulü almaya elverişli ekonomik gücünün bulunmadığını, karşı yanın bu gayrimenkulü yatırım amaçlı almış olduğu iddiasının hukuki mesnetten yoksun olduğunu, vekaletin verildiği tarihten 12 sene sonra gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin yapıldığını, satış vaadi sözleşmesini yapan ... ve ... da davaya konu aynı gayrimenkulün mirasçıları olup hissedadar olduklarını, ..., ... ... ve ...’nun avukatının aynı avukat olduğunu, satış vaadi sözleşmesi ... yerine ...’de yapıldığını, kabul manasına gelmemek kaydıyla satış vaadi sözleşmesinde meblağların bile ... tarafından ödenmediğini ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl davada noterde düzenlenen gayrimenkul satış vaadine konu taşınmazların adına tescili; birleşen davada ise noterde düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 435 inci maddesinin birinci fıkrası ile 436 ncı ve 437 nci maddeleri.

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) "Dürüst Davranma" başlıklı 2 nci maddesi.

3. 4721 sayılı Kanun'un "İyiniyet" başlıklı 3 üncü maddesi.

4. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 09.12.2015 tarihli ve 2015/12290 E., 2015/14337 K. sayılı ilamının ilgili kısmı şöyledir:

"...Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 s. Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 3 üncü maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.

Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK'nin 2 nci maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır..."

5. Dava dosyası ile benzer nitelikte olan emsal Daire kararı:

"Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 10.11.2020 tarihli ve 2020/7169 E., 2020/6294 K. sayılı onama ilamı".

3. Değerlendirme

Karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, davalılar/birleşen davacılar vekilinin karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar/birleşen davacılar vekilinin karar düzeltme talebinin REDDİNE,

Aşağıda yazılı para cezası ile bakiye karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyene yükletilmesine,

09.11.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.