Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4420 E. 2024/2681 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekilin, TMSF'ye devredilen şirketteki işçilik alacağının takibinde özen yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle oluşan zararın tazminine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekilin, TMSF kontrolündeki şirketlerin tasfiyesine dair mevzuata uygun hareket etmeyerek ve sıra cetveline itiraz etmeyerek davacı alacağının tahsil imkanını ortadan kaldırdığı, zararın doğması için tasfiyenin tamamlanmasına gerek olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin tazminata hükmeden kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/35 E., 2022/304 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalının müvekkilini temsilen İstanbul 2. İş Mahkemesinin 2004/735 E. sayılı dosyası ile işçilik alacakları için ... Matbaacılık A.Ş. aleyhine dava açtığını, davanın müvekkili lehine sonuçlandığını, ancak icra safhasında alacağın tahsil kabiliyetinin kalmadığının anlaşıldığını, ilgili dosyada davalı şirket vekilince 13.02.2004 tarihinde davalı şirkete TMSF tarafından el konulduğunun beyan edildiğini, davalının davayı TMSF'ye teşmil etmediğini, icra aşamasında TMSF taraf haline gelmediğinden takibin iptal edildiğini, müvekkilinin alacağını tahsil edemediğini, oluşan zararın davalı vekilin mesleki kusuru ve özensizliğinden kaynaklandığını, müvekkilini bilgilendirmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL tazminatın 14.02.2008 takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; davaya konu edilen İstanbul 2. İş Mahkemesi kararının 30.05.2006 tarihli olduğunu, dava tarihine kadar 7 yılı aşkın bir süre geçtiğini, karar tarihinde davacının iş bu karardan haberdar olduğunu, 1136 sayılı Kanun'un 40 ıncı maddesi hükmüne göre 1-5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacının masrafını vermek suretiyle kendisinden yeni bir dava açılmasını talep etmediğini, TMSF'nin şirket borçlarını devralması hususunda yasal bir düzenleme yapılmadığını, TMSF'ye dava açılması ve aleyhine karar alınması halinde dahi alacağın tahsilinin mümkün olamayacağını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece; davalı avukatın 24.02.2006 tarihinde ... Matbaacılık A.Ş. aleyhine açılan davada davacıyı temsil etmek üzere vekalet görevini üstlendiği, davanın davacı lehine sonuçlandığı, davalı şirket tasfiye komisyonunca şirketin tasfiyesine ve sicilden terkin olunmasına karar verildiğinin bu dava dosyasına bildirildiği, davalı şirketin 01.03.2007 tarihinde ticaret sicilden terkin edildiği, buna rağmen davalı şirket vekilinin ilgili ilamı TMSF aleyhine takibe konu ettiği, takip dosyasını yine aynı borçlu aleyhine yenilediği, en son 31.01.2011 tarihinde TMSF aleyhine yapılan takipteki ödeme emrinin iptal edilmiş olduğu, iş davasındaki davalı şirketin yönetim ve denetiminin fon kurulunun 13.02.2004 tarih 13 sayılı kararı ile fona intikal ettiği, 02.11.2006 tarihli karar ile de şirket hakkında tasfiye işlemlerine başlanıldığı, davalı vekilinin TMSF kontorolündeki şirketlerin tasfiyesine dair yönetmelik vs mevzuata ve yasal prosedüre uygun olarak hareket etmediği, yapılan sıra cetvelinde davacının alacağının dördüncü sırada yer aldığı ve tahsilinin imkansız olduğu, davalı vekilin sadakat ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 10.000,00 TL tazminatın dava tarihi olan 25.11.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece, Mahkemece borçlu şirketin tasfiyesinin tamamlanıp tamamlanmadığı, davalı vekil tarafından sıra cetveline karşı açılmış bir dava olup olmadığı, davacıya yapılmış ödeme olup olmadığı hususlarının tespit edilmediği, anılan hususlar tespit edildikten sonra davacının gerçek zarar miktarı, icra dosyaları da değerlendirilerek davalı vekilin vekalet görevini yerine getirip getirilmediğinin belirlenmesi için tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda en az üç kişiden oluşan bilirkişi heyetinden taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınması gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 18.10.2022 tarihli, 2020/35 E., 2022/304 K. sayılı kararıyla, davalı avukatın 24.02.2006 tarihinde ... Matbaacılık A.Ş. aleyhine açılan davada davacıyı temsil etmek üzere vekalet görevini üstlendiği, ilgili davanın davacı lehine sonuçlandığı, davalı şirket tasfiye komisyonunca şirketin tasfiyesine ve sicilden terkin olunmasına karar verildiğinin dosyasına bildirildiği, davalı şirketin 01.03.2007 tarihinde ticaret sicilden terkin edildiği, buna rağmen davalı vekilin ilgili ilamı TMSF aleyhine takibe konu ettiği, iş davasındaki davalı şirketin yönetim ve denetiminin fon kurulunun 13.02.2004 tarihli 13 sayılı kararı ile fona intikal ettiği, 02.11.2006 tarihli karar ile de şirket hakkında tasfiye işlemlerine başlanıldığı, davalı vekilinin TMSF kontorolündeki şirketlerin tasfiyesine dair yönetmelik vs mevzuata ve yasal prosedüre uygun olarak hareket etmediği, davacının alacağı işçi alacağı olup 1. sırada yer alması gerekirken yapılan sıra cetvelinde davacının alacağının dördüncü sırada yer aldığı, davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı, düzenlenen sıra cetveline göre dağıtım işlemi yapılmadığı ve tasfiyenin tamamlanmadığının bildirildirildiği, sıra cetveline itiraz olmadığından kesinleştiği, bu durumda dağıtım işlemi yapılsa ve tasfiye tamamlansa bile davacının alacağının kesinleşen sıra cetveline göre 4. sırada olması nedeniyle ödeme yapılmasına imkan olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 10.000,00 TL tazminatın dava tarihi olan 25.11.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; İlyas'ın davacı sıfatıyla yer aldığı İstanbul 2. İş Mahkemesindeki dava devam ederken 13.02.2004 tarihinde TMSF'nin davalı şirkete el koyduğunu, usul hukukunda dahili dava müessesesi olmadığından müvekkilinin TMSF'yi davaya dahil etmesinin mümkün olmadığını, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 134 üncü maddesi uyarınca şirket borçlarına halefiyet yasal düzenleme konusu yapılmadığından hukuken TMSF'ye karşı açılmasının da mümkün olmadığını, müvekkilinin İstanbul 2. İş Mahkemesi ilamını alacak ve yargılama giderleri yönünden İstanbul 5. İcra Müdürlüğünün 2008/15268 E. sayılı dosyası ile borçlu TMSF aleyhine olacak şekilde takibe konu ettiğini, Tasfiye Komisyonunca düzenlenen sıra cetvelinin 26.03.2012 tarihinde 8034 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi'nde ilan edilerek kesinleştiğini, davacının alacağının işçilik alacağı olması dolayısıyla 1. sıraya kaydolunması gerekirken 4. sıraya kaydolunduğunu, davacının hak kaybı yaşamaması için müvekkili tarafından 09.10.2008 tarihinde alacağın 1. sıraya kaydedilmesi hususunda itiraz dilekçesi verildiğini ve bu dilekçe doğrultusunda ilgili İcra Müdürlüğü'nce TMSF'ye tezkere gönderildiğini, müvekkilinin tüm bu işlemleri hiçbir vekalet ücreti almadan gerçekleştirdiğini, taraflar arasında yapılan ücret sözleşmesinin sadece İstanbul 2. İş Mahkemesinin 2004/735 E. sayılı dosyasında temsil etmek üzere tanzim edildiğini, müvekkilinin sıra cetveline karşı itirazda bulunulması gerektiği konusunda davacı ...'ı bilgilendirdiğini fakat davacının gerekli ücret ve masrafı müvekkiline göndermekten imtina ettiğini, bilirkişi raporundaki müvekkilinin masraf talebine ilişkin dosyada yazılı bilgi ve belge bulunmadığı yönündeki değerlendirmelerin hatalı olduğunu, TBB Meslek Kuralları M. 42 ile masraf alınmaması halinde iş sahibinin yazılı olarak uyarılması gerektiği yönünde bir yükümlülük getirilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekilin özen yükümlülüğünü yerine getirmemesi neticesinde doğan zararın tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 34 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

Mahkeme kararının uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak verildiği, davalının TMSF kontorolündeki şirketlerin tasfiyesine dair mevzuata ve yasal prosedüre uygun olarak hareket etmediği, zararın doğması için tasfiyenin tamamlanmasına gerek olmadığı yönündeki kabulün yerinde olduğu davalı avukatın sıra cetveline itiraz etmeyerek davacı alacağını tahsil imkanını ortadan kaldırdığının anlaşılmasına göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.