Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4535 E. 2023/2901 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Satın alınan taşınmaz sebebiyle ödendiği iddia edilen peşinat bedelinin satış bedelinden mahsup edilmemesi ve fazladan ödeme yapıldığı iddiasıyla başlatılan icra takiplerine yapılan itirazların iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, tarafların talep sonucuyla bağlı olması ilkesine aykırı olarak, takip talebinde yer almayan işlemiş faiz alacağı yönünden de takibin devamına karar vermesi usul ve yasaya aykırı bulunmuş ancak bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama gerektirmediğinden, usul kanunu gereği mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

DAVA TARİHLERİ : 25.03.2015 - 10.11.2015

Taraflar arasında birleştirilerek görülen itirazın iptali davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı asıl ve birleşen davada davalı şirketler tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı asıl davada; davalılardan satın aldığı taşınmaz sebebiyle ödediği 25.000,00 TL peşinat bedelinin satış bedelinden mahsup edilmediğini, birleşen davada ise; aynı taşınmaz sebebiyle 10.000,00 TL fazladan ödeme yaptığını, davalılar aleyhine başlattığı icra takiplerine haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek; itirazların iptali ile takiplerin devamına, asıl alacakların 15.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar; asıl ve birleşen davanın reddini istemişlerdir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 07.06.2016 tarihli ve 2015/366 E., 2016/1356 K. sayılı kararıyla; davalı ... İnşaat A.Ş. yönünden davanın husumetten reddine, davalılar ... A. Ş. ve ... yönünden ... 7. İcra Müdürlüğünün 2015/2590 sayılı ve ... 13. İcra Müdürlüğünün 2015/2626 sayılı takiplerine yaptıkları itirazların iptali ile takiplerin devamına, icra inkar ve kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde asıl ve birleşen dosyada davacı ve davalılardan ... A.Ş. ve ... tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 27.06.2018 tarihli ve 2016/25726 E., 2018/7341 K. sayılı ilamıyla; " Temyiz edenlerin itirazları incelenmeksizin, asıl ve birleştirilen davalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmamasının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2 nci maddesine uygun olmadığı, kararın bu haliyle usul ve kanuna aykırı olduğu," gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Bozmaya uyan Mahkemenin 26.12.2018 tarihli ve 2018/648 E., 2018/694 K. sayılı kararıyla; asıl ve birleşen davada davalılardan ... İnş. A.Ş. yönünden davanın husumet nedeniyle reddine, diğer davalılar aleyhine açılan asıl ve birleşen davaların kabulüne, itirazların iptali ile takiplerin devamına, icra inkar ve kötü niyet tazminatı taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiş; karar, davalılardan ... A.Ş. ve ... tarafından temyiz edilmiştir.

2. Dairece verilen 22.09.2021 tarihli ve 2020/6659 E., 2021/8827 K. sayılı ilamla; (1) numaralı bentle davalı ...'in tüm, diğer davalı ... İnş. A.Ş.'nin sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, (2) numaralı bentle; "....davalılar ... İnş. A.Ş. ile ... İnş. A.Ş.'nin adi ortaklık olduğu, imzalanan rezervasyon formunun üst kısmında her iki şirketin adının yazdığı, SGK'dan alınan belgeye göre müşteri temsilcisi ... ...'ın da söz konusu adi ortaklığın çalışanı olduğunun anlaşılmasına göre, davalı ... İnş. A.Ş.'nin de, adi ortaklık hükümleri gereğince hem asıl hem de birleşen davada sorumlu olması gerektiği .." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; asıl ve birleşen davaların kabulüne, itirazların iptali ile takiplerin devamına, icra inkar ve kötü niyet tazminatı taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen davada davalılar ... A. Ş. ve ... İnş. A.Ş. tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı ... İnş. A.Ş.; gerekli ve yeterli inceleme yapılmadığını, dava konusu dairenin maliki olmadıklarını, davacı ile aralarında satış vaadi sözleşmesi bulunmadığını, davacı tarafça ibraz edilen belgede ortaklığa ait kaşe dahi bulunmadığını, 25.000,00 TL'lik ödeme yönünden makbuz sunulmadığını,

rezervasyon formunda ... ... isminin yer aldığını, adı geçenin görevinin alıcılarla satış şartlarını görüşmek olup para tahsil etme yetkisinin bulunmadığını, kaldı ki belgedeki imzanın adı geçene ait olup olmadığına dair de inceleme yapılmadığını, ticari defterlerin incelenmesi talebinin kabul edilmediğini, 25.000,00 TL yönünden sorumluluğun ... ...’da olduğunu, adı geçenin davaya dahil edilmemesinin hatalı olduğunu, icra takibi konusu yapılan 10.000,00 TL'nin diğer davalı arsa sahibi ...'e ödendiği halde bu bedelden sorumlu tutulmasının da doğru olmadığını, olayda davacının da kusuru bulunduğundan kusur miktarının tespiti bakımından bilirkişi incelemesi talebinin reddi kararının doğru olmadığını ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.... İnş. A.Ş.; dava konusu dairenin diğer davalı ...'e ait olması nedeniyle davanın husumetten reddini, davacının banka yoluyla değil de elden ödeme yapmasında müterafik kusuru bulunduğunu, sadece belge içeriğindeki kayıtların dikkate alınarak 25.000,00 TL'nin elden ödendiği kabulünün hatalı olduğunu, parayı tahsil eden dava dışı kimsenin davaya dahilinin sağlanması gerektiğini, temerrüde düşürülmeden 15.09.2014 tarihinden itibaren faiz işletmesinin yasal olmadığını, davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek usul ve kanuna aykırı bulunan kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl davada; satın alınan taşınmaz nedeniyle mahsup edilmeyen peşinatın, birleşen davada ise; fazladan ödenenen bedelin tahsiline yönelik başlatılan takiplere vaki itirazların iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) "Taleple bağlılık" başlıklı 26 ncı maddesinin ilgili bölümü şöyledir: "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir..."

2. Bilindiği üzere; Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, (bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle) kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla kesinleşmiş, bu kısımlar lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. Bir mahkemenin Yargıtay tarafından verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğünün bulunmasıdır. Bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen karar, yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerine göre usul ve kanuna uygun olduğundan, davalıların temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.

2. Davacı, asıl davada konu edilen icra takip talebinde; 25.000,00 TL asıl alacak ile 18,49 TL işlemiş faizden oluşan toplam 25.018,49 TL alacağın, takip tarihinden itibaren asıl alacağa uygulanacak %9 temerrüt faiziyle tahsilini istemiş, davalı borçlular tarafından borcun tamamına itiraz edilmiştir. Dava dilekçesinde harca esas değer olarak gösterilen 25.000,00 TL, takip talebindeki asıl alacağa karşılık geldiğinden takip talebindeki faiz alacağı ile ilgili olarak usulen açılmış bir dava bulunmamaktadır. 6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesi uyarınca tarafların talep sonucuyla bağlı olan Mahkemece, talep aşılarak işlemiş faiz alacağı yönünden de takibin devamına karar verilmesi, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (6100 sayılı Kanun) eklenen Geçici 3 üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz eden davalıların asıl ve birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (2) numaralı bendi çıkartılarak yerine “2-Davalıların ... 7. İcra Müdürlüğünün 2015/2590 sayılı takip dosyasına yaptıkları itirazın 25.000,00 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin devamına,

” bendinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde asıl dava için peşin alınan temyiz harcının ilgililere iadesine,

6100 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 3 üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

25.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.