"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2859 E., 2023/2257 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2013/528 E., 2021/148 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; avukat olan davacının müvekkilleri ile davalıların aralarında birtakım davalar olduğunu müvekkilinin vekillik görevinin devam ettiği sırada davalılar ile müvekkilinin eski müvekkilleri ve davalılar arasında müvekkili Avukat ...'un bilgisi dışında bir anlaşmaya vardıklarını, müvekkilinin eski müvekkillerinin şirketteki hisselerini bir kısım davalılara devrederek şirket ortaklığından ayrılacakları ve davalardan feragat ederek şikayetlerinden de vazgeçmeleri hususunda bir veya birden fazla sözleşme ile karara bağladıkları ve böylece müvekkili avukatın saf dışı bırakıldığını, müvekkilinin bu dava aşaması ve öncesinde çok yoğun emek ve mesai harcadığını ve bu emek ve mesai sayesinde bir sulh aşamasına gelindiğini ve anlaşma zemini oluştuğunu ancak müvekkilinin eski müvekkillerinin müvekkilini devre dışı bırakarak kendi aralarında bir veya birden fazla sözleşme ile anlaşmaya vardıklarını ve müvekkili Avukatı saf dışı bıraktıklarını, davaların en önemlisi ve temel dava niteliğinde olan Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/257 E. sayılı dosyası üzerinden de müvekkilinin bilgisi dışında feragat ettiklerini ve şikayetlerini geri aldıklarını ve müvekkil avukatın davaları takip etme imkanı tanınmadığını ileri sürerek sulh olunan bedel üzerinden akdi vekalet ücreti olarak %20 ücretin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; husumet itirazında bulunarak, dava konusu alacağın ancak davacının kendi müvekkillerinden talep edilebileceğini, kendilerinin sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile; Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararına göre; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 165 inci maddesinde düzenlenen "ücret dolayısıyla müteselsil sorumluluk" hallerinden olan sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan avukatlık ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken akdi vekalet ücretinin dahil olmadığına 05.10.2018 tarihinde yapılan üçüncü toplantıda oy çokluğu ile karar verilmiştir. Bu bağlamda artık akdi vekalet ücretinin, talebe konu dosyaların karşı yanı olan davalılardan talep edilebilme imkanı kalmamıştır. Bu durumda davacının, huzurdaki davada taraf olmayan müvekkilinin iradesi ile ortaya çıkan sonuç karşısında dosyanın karşı tarafı olan huzurdaki davalılardan talep edebileceği vekalet ücretinden bahsedilemeyecektir. Bu nedenle davacının davalılardan talep edebileceği akdi ve kanuni vekalet ücreti alacağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; davalılar ile ihbar olunanlar arasında bulunan Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/257 E. sayılı genel kurul kararlarının iptali ile ... Madencilik ... A.Ş.'ne kayyım atanması davasında verdiği yoğun emek ve mesai sonucunda, tarafların, kendisine haber vermeksizin, aralarında sulh olarak, davayı ve diğer davaları feragat ile sonuçlandırdıkları, avukatlık görevini layıkı ile yerine getirdiği, bu konuda hiçbir kusuru bulunmadığı, ancak davalılar ile ihbar olunanların çaba ve girişimleri ile kötü niyetle aradan çıkarıldığı, bu sebeple davalıların alacaktan sorumlu oldukları, hukuki ihtilafın taraflarının (ihbar olunanlar ve eldeki davanın davalıları) belirli bir paranın karşı yana verilmesi karşılığında sulh olarak dava ve işlerden feragat edip davayı takipsiz bıraktıkları, bu halde her iki tarafın da sulh konusu hisse devri değerinin %10'undan az olmamak üzere hükmedilecek tutardan müştereken sorumlu oldukları, sulh konusunun tarafların müştereken hissedar oldukları ... Madencilik ... A.Ş.'nde, ihbar olunanların sahip oldukları (yani eski müvekkillerinin) hisselerin davalılara devredilmesi ve bunun karşılığında davalılarca karşı yan ihbar olunanlara para ödenmesi olduğu, bu konuda araştırma ve inceleme yapılarak rapor alınması gerekirken delilleri toplanmadan hükme elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verildiği ileri sürülerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamı, mevcut delil durumu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli, denetime ve somut olayın özelliklerine uygun olması, davacı avukatın Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde açıp takip ettiği 2012/257 E. sayılı davaya dayanan talebinin akdi vekalet ücreti alacağı niteliğinde olması, davacı avukat ile davalılar arasında vekalet ilişkisi olmayıp davacı avukatın akdi vekalet ücretini ancak müvekkilinden isteyebilmesi, davacının davadaki talebi karşı yan / yasal vekalet ücreti olmadığından sözü edilen Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 05.10.2018 tarihli ve 2017/6 E., 2018/9 K. sayılı içtihadı birleştirme kararına göre davacının, akidi olmayan davalılardan akdi vekalet ücreti talebinde bulunamayacağı, mahkemece bu hususa değinen ret kararının tarafların durumuna, yasa ve usule uygun olması ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, istinaf dilekçesindeki hususları tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davacı avukatın sulh iddiasına dayalı akdi vekalet ücreti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 20/03/2019 tarihli ve 30720 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 05.10.2018 tarihli ve 2017/6 E., 2018/9 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle anılan İçtihadi Birleştirme Kararına göre temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.