Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4683 E. 2024/3133 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı eczanenin muvazaalı işletilmesi nedeniyle SGK'ya ödenen ilaç bedellerinin geri ödenmesi talebinin reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı eczanenin muvazaalı işletildiğine dair idari işlemin iptal edilmesi ve bu kararın Danıştay tarafından onanarak kesinleşmesi, idari yargı kararının hukuk mahkemesi için güçlü delil teşkil etmesi gözetilerek, davalı lehine verilen davanın reddine dair istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1192 E., 2023/1198 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/7 E., 2023/63 K.

Taraflar arasındaki istirdat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; davacı vekilinin başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;

I. DAVA

Davacı vekili; davalı eczacının sahibi ve mesul müdürü olduğu ... Eczanesi tarafından müvekkili Kuruma teslim edilen reçetelerle ilgili olarak, 2016 yılı Protokolünün (5.3.12) maddesi gereği cezai işlem uygulandığını, müvekkili Kurum tarafından başlatılan inceleme sonucunda toplamda 1.409.035,95 TL kurum zararın tespit edildiğini, muvazaa kararı sebebiyle ... Eczanesinin faaliyetlerinin 09.09.2016 tarihi itibariyle durdurulmasına, müvekkili Kurum ile ... Eczanesinin 5 yıl süreyle sözleşme yapılmamasına karar verildiği, yapılan işlemlerin 23.11.2016 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini belirterek; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 1.642.336,88 TL kurum zararı olan alacağın, zararın oluştuğu tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; muvazaalı eczane kararının iptali için gerek Türkiye Eczacılar Birliği, gerekse Türkiye ilaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu aleyhine ayrı ayrı idari dava açıldığını, işbu davaların Ankara 8. İdare Mahkemesinin 2015/3502 ve Ankara 4. İdare Mahkemesinin 2016/5308 sayılı dosyaları ile derdest olduğunu, davalar henüz sonuçlanmadan davacı Kurum tarafından sözleşmenin (5.3.12) maddesine istinaden huzurdaki davanın açıldığını, derdest olan idari davaların bekletici mesele yapılmasının gerektiğini, esasa ilişkin olarak da somut olayda cezai şartın geçerlilik koşullarının mevcut olmadığını, müvekkilinin sözleşmeden doğan yükümlülüğünü gerektiği şekilde ve tam olarak yerine getirdiğini, zira Kurum tarafından müvekkiline ilaç bedellerine karşılık davaya konu ödemelerin yapılmış olmasının da müvekkilinin sözleşmeden doğan yükümlülüğünü tam olarak yerine getirdiğini teyit ettiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya dayanak yapılan ve davalının muvazaalı eczane işlettiğine ilişkin Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun 23.08.2016 tarihli ve 109280 sayılı işlemin Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12. İdari Dava Dairesinin 05.02.2020 tarihli ve 2020/43 E., 2020/345 K. sayılı kararı ile iptaline karar verildiği ve bu kararın Danıştay tarafından onanarak kesinleştiği gerekçesiyle, dayanak idari işlemin iptal edilmesi nedeniyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; İstanbul Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü tarafından gönderilen yazı ile davalının sahibi olduğu eczanenin muvazaalı olarak işletildiğinin anlaşıldığını, bunun üzerine Türk Eczacılar Birliği (TEB) ile Sosyal Güvenlik Kurumu arasındaki Protokolün (5.3.12) maddesi uyarınca sözleşme tarihinden itibaren yapılan ödeme tutarı üzerinden ve faiziyle birlikte geri alınması için dava açıldığını, sözleşmeden kaynaklanan haklarını kullanmalarının hukuka uygun olduğunu belirterek, kararı istinaf etmiştir.

2. Davalı vekili; davacının davasının hukuki dayanağı kalmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek, kararı istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dayanak idari işlemin iptal edilmesi nedeniyle davacı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, davacı tarafça açılan davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf talebinin kabulüne İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine oy çokluğu ile karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, davalının imzaladığı sözleşmenin hükümlerine uymakla yükümlü olduğunu, müvekkili Kurumun yapmış olduğu işlemin hukuka ve sözleşmeye uygun olduğunu ifade ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davalıya ait eczanenin muvazaalı olarak işletilmesi nedeniyle uğranılan zararının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ( 6100 sayılı Kanun) 204 üncü maddesinin birinci fıkrası.

2. Aynı Kanun'un 303 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.03.2021 tarihli ve 2017/(22)9-3108 E., 2021/380 K.; 09.02.2021 tarihli ve 2016/(7)9-1247 E., 2021/54 K.; 17.11.2020 tarihli ve 2016/(7)9-1867 E., 2020/908 K. ve 15.09.2020 tarihli ve 2017/(22)9-1293 E., 2020/588 K. sayılı ilamları.

3. Değerlendirme

1. 6100 sayılı Kanun'un 204 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca; "İlamlar ile düzenleme şeklindeki noter senetleri, sahteliği ispat olunmadıkça kesin delil sayılırlar."

2. Birinci davada verilmiş olan hüküm, aynı taraflar arasında aynı dava sebebine dayanarak aynı konuya ilişkin olarak açılan ikinci davada kesin hükme bağlanmış olan husus yönünden kesin delil teşkil eder. Aynı taraflar arasında aynı dava sebebine dayanarak ve aynı hukuki ilişki hakkında açılan ikinci davanın konusu, birinci davadakinden farklı olsa bile iki davanın da temelini oluşturan aynı hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığı hakkında (birinci davada) verilmiş olan (kesin) hüküm, ikinci davada kesin delil teşkil eder.

3. Bir davada verilen kesin hüküm, bu davanın tarafları dışındaki başka birine (üçüncü kişiye) karşı açılan (veya üçüncü kişi tarafından birinci davanın taraflarından birine karşı açılan) ve konusu ile dava sebebi (vakıalar) aynı olan ikinci davada kesin delil teşkil etmez; çünkü iki davanın tarafları farklıdır. Fakat birinci davada verilen kesin hüküm, ikinci davada kuvvetli (güçlü) bir takdiri delil teşkil eder.

4. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12. İdari Dava Dairesinin 05.02.2020 tarihli ve 2020/43 E., 2020/345 K. sayılı kararıyla; davacının sahip olduğu ve mesul müdürlüğünce faaliyet gösteren ... Eczanesinin muvazaalı işletildiğine yönelik Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun 23.08.2016 tarih ve 109280 sayılı işleminin iptalinin istendiği, inceleme konusu olayda, muvazaa olduğu hususunun objektif bilgi ve belgelere dayandırılmadığı, başka bir anlatımla muvazaa iddiasının kanıtlanamaması karşısında, dava konusu işlemde ve aksi yöndeki İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulüne, Ankara 4. İdare Mahkemesince verilen 30.05.2017 tarih ve 2016/5308 E., 2017/1594 K. sayılı kararının kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş; Danıştay 10. Dairesinin 17.03.2022 tarihli ve 2020/3147 E., 2022/1404 K. sayılı ilamıyla, davalı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun temyiz isteminin reddine karar verilerek, kararın onanmasına kesin olarak karar verilmiştir.

5. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; Ankara Bölge İdare Mahkemesince davalının muvazaalı eczane işlettiğine ilişkin Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun 23.08.2016 tarih ve 109280 sayılı işlemin iptaline karar verildiği ve bu kararın Danıştay tarafından onanarak kesinleştiği, bu yöndeki tespitin eldeki dava açısından güçlü delil teşkil ettiğinin anlaşılmış olmasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.