Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4751 E. 2024/3421 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı vekilin, davacı tarafından kendisine verilen vekaletname ile satılan taşınmazın bedelini ve kamulaştırma tazminatını davacıya ödememesi nedeniyle açılan alacak davasında, davalının hesap verme yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekilin, vekaletname ile satılan taşınmazın bedelini ve alınan kamulaştırma tazminatını davacıya ödememesi nedeniyle hesap verme yükümlülüğünü ihlal ettiği, savunmasını geçerli delillerle ispatlayamadığı ve istinafta ileri sürülmeyen hususların temyiz aşamasında ileri sürülemeyeceği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2130 E., 2022/1462 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/378 E., 2021/388 K.

Taraflar arasındaki vekalet ilişkisinden kaynaklı alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının .... Noterliğinin 13.08.2009 tarihli ve Yozgat ... Noterliğinin 10.03.2011 tarihli vekaletnameleri ile akrabası olan davalıyı vekil tayin ettiğini, bu vekaletnameler ile adına kayıtlı olan İstanbul İli, Büyükçekmece İlçesi, ... Köyü, ... Mevkii, 1701 parselde kayıtlı tarla vasıflı taşınmazı satması ve satış bedellerini alması için davalıyı yetkilendirdiğini, davalı aracılığıyla davacı adına ... Belediye Başkanlığı aleyhine Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/308 E. sayılı dosyası ile kamulaştırmasız el koymadan kaynaklanan tazminat davası açıldığını, davacı adına tapuda Büyükçekmece, ..., ..., 1701 parselde kayıtlı taşınmazı kapsayan alanda Belediye tarafından imar uygulaması yapıldığını, imar uygulaması sonucu 227 ada 8 parselin davacı adına tescil edildiğini, 19.051,00 TL'den bahse konusu taşınmazın bedele dönüştürüldüğünü, aynı taşınmazın yeniden imar uygulamasına tabi tutularak 227 ada 11 parsel olduğunu, yapılan imar uygulaması ve bedele dönüştürme işlemleriyle ilgili bugüne kadar davacıya hiçbir ödeme yapılmadığını, davalı tarafından davacı adına kayıtlı ... Köyü, 227 ada, 11 parselin ½ hissesinin 15.000,00 TL bedelle satıldığını, ancak davalının davacıya ait parayı ödemediğini ileri sürerek; ... Belediye Başkanlığı tarafından ödemesi yapılan şimdilik 115.000,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte, ayrıca ... Tapu Müdürlüğünün 14.03.2011 tarihli resmi senedinde belirtildiği üzere davacı adına kayıtlı Esenyut Köyü, 227 ada 11 parselin ½ hissesinin satış bedeli olan şimdilik 15.000,00 TL'nin bilirkişi marifetiyle rayiç bedeli belirlendikten sonra satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; 1989 yılında Büyükçekmece ...'ta hisseli miktarlı yer aldığını, ilgili emlak tarafından tapu kaydının alınabilmesi için haberdar edildiğinde tapu kaydının davacı adına alındığını, daha sonra 8.000,00 TL karşılığında ortak olmak üzere anlaştıklarını, davacının 6.000 Frank vererek tapulu yerine ortak olduğunu, kalan parayı peyder pey ödeyecek olduğunu, ancak çalıştığı yerde maaş alamayınca işyerinden ayrıldığını, zaman zaman ödemelerde bulunmasına rağmen daha sonra da hakkı kalmasın diye kendisine düşen 15.000,00 TL parayı 10.01.2017 tarihinde ... Ziraat Bankası şubesine yatırdığını, davacının çevredekilerin dolduruşuna gelerek hak talebinde bulunduğunu, yerin sahibinin kendisi olduğunu, davacının alacağı bir hakkının bulunmadığını, masraf ettiği kadarın fazlasını kendisine verdiğini, aldığı arsanın davacı adına tapu tescil kaydının itimat üzerine yapılığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının davalıya satış yetkisini de içeren vekaletnameleri davaya konu taşınmazdaki hisselerinin satılması ve bedelin kendisine ödenmesi amacı ile verdiği ve dava konusu eski 1701 parsel sayılı taşınmazda bedele dönüşen yere ilişkin tazminat davasının vekil aracılığı ile açılarak 130.000,00 TL’nin ödemesinin vekile yapıldığı, dava konusu 227 ada 11 parsel sayılı taşınmazın ½ hissesinin satışının davalı vekil aracılığı ile yapıldığı, dava konusu 227 ada 11 parsel sayılı taşınmazın ½ hissesinin vekil tarafından 15.000,00 TL bedelle satışa konu yapılmasına rağmen gerçek değerinin 72.774,00 TL olduğu, ayrıca eski 1701 parsel sayılı taşınmaz için alınan 130.000,00 TL’nin davacıya ödenmediği, bu durumda davalı vekilin taşınmazda davacıya ait satışını yaptığı ve sulh sonucu aldığı bedelleri davacıya ödemeyerek hüsnüniyetle davranma yükümlülüğünü ihlal ettiği ve müvekkilini zarara uğrattığı, bilirkişi raporunda satışa konu dava konusu 227 ada 11 parsel sayılı taşınmazın ½ hissesinin dava tarihindeki değerinin 115.225,50 TL olarak tespit edildiği, davacı tarafça bedel arttırım dilekçesi ile talebin toplamda 230.225,50 TL’ye yükseltildiği, davalı tarafından davacıya yapılan 14.925,00 TL’lik ödeme mahsup edilerek davanın kabulüne karar vermek gerektiği gerekçesiyle; davanın kabulü ile 230.225,50 TL alacağın 115.000,00 TL'sinin 22.05.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak 28.750,00 TL'sinin davacı ...'ya, 21.562,50'şer TL'sinin ayrı ayrı davacılar ..., ..., ... ile ...'ya verilmesine, 115.225,50 TL'sinin dava tarihi olan 17.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak 28.807,50 TL'sinin davacı ...'ya, 21.604,50'şer TL'sinin ayrı ayrı davacılar ..., ..., ... ile ...'ya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davalının 1989 yılında emlakçıdan hisseli olarak bahse konu gayrimenkulü satın aldığını, bundan aşağı yukarı 10 yıl kadar sonra davalıya tapu kaydını üzerine alması için haber geldiğini ve davalının o esnada İstanbul'da çalışmak için bulanan, akrabası olan davacıdan tapu kaydını kendi adına almasını istediğini, daha sonra ortak olmak için anlaştıklarını, davacının Fransa'da bulunan ağabeyinden 6.000 Fransız Frangı istediğini ve ortaklık payına karşılık olarak davalıya ödediğini, bakiye için de peyder pey ödemek üzere anlaşma yaptıklarını, ancak davacının işlerinin bozulmasından dolayı İstanbul'dan ayrılarak memleketine dönmek zorunda kaldığını ve bakiye kalan meblağı davalıya ödeyemediğini, davalının davacıya düşen pay miktarı olan 15.000.00 TL'yi 10.01.2017 tarihli Ziraat Bankasının dekontundan anlaşılacağı üzere davacıya ödediğini, bu ödeme ile davacının davalıda bir alacağı kalmadığını, davalının bu süreçte dava konusu gayrimenkulün vergilerini bizzat ödediğini, ayrıca bahse konu gayrimenkulle ilgili iş ve işlemlerin yapılabilmesi için davalı adına çıkarılması gereken vekaletin noter masrafları için gerekli olan parayı davacıya bizzat göndermiş olduğunu, tüm bu işlemlerin, davalının davacıyla arasındaki anlaşma ve güven ilişkisine dayanılarak devam ettiğini, davalının bütün maddi ve manevi yükü kendisinin çektiğini ve esas hak sahibinin kendisi olduğunu, davanın vekaletin kötüye kullanılmasından değil vekalet veren davacının ve davacı murislerinin davalı ile yapılmış olan güven ilişkisine bağlı kalmamalarından kaynaklı olduğunu, taşınmazın gerçek malikinin davalı olduğunu, davalının aslında kendi taşınmazı için vekil kılındığının ilgili tapu kayıtlarında anlaşılacak şekilde açık olduğunu, davacı tarafından davalıya verilen vekaletnamenin muhtevasının da bu sebeple geniş tutulduğunu, davacının kendisini temsil edebilecek bir avukatının olmasına rağmen davalıya bu kadar geniş yetkiye sahip bir vekaletname verilmesinin nedeninin bu olduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; vekilin her ne ad altında olursa olsun almış olduğu şeyi müvekkile tediyeye zorunlu olduğu, davacı tarafından taşınmazın satışı ve kamulaştırılan bedele dönüşen kısım için dava açılarak bedelinin tahsili konusunda iradenin gösterildiği, uyuşmazlık satış ve kamulaştırma bedelinin vekil edene ödenmediği konusunda olup, davalı vekilin taşınmazın aslında kendisine ait olduğu ancak davacı adına tescil edildiği, ortak olunması konusunda anlaşıldığı, ne var ki davacının ortaklık payı bedelini ödemediği yolundaki savunmasından bedelin vekil edene ödenmediğinin anlaşıldığı, bunun yanında taşınmazın gerçek sahibinin davalı olduğuna dair savunmanın ise yazılı delil ile ispatlanamadığı, davalı vekilin hesap verme borcuna aykırı davranmak suretiyle satış bedelini ve tazminat bedelini tediye borcunu yerine getirmediği, vekilin vekâlet sözleşmesi kapsamında bu borcunu ifa etmesi gerektiği, davada bedelin tazmini talebi bulunduğu ve davalının taşınmazın satışı ve tazminat bedeli olarak 245.000,00 TL tahsil ettiği, vekilin yaptığı kısmi ödeme mahsup edilerek talepte bulunulduğu gözetildiğinde Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, ayrıca davalının 09.08.2017 tarihli ilk cevap dilekçesinde ve 27.04.2017 tarihli delil dilekçesinde her türlü yasal delil ifadesi ile yemin deliline de dayandığının açık olduğunu, ispat yükü üzerinde bulunan davalıya, her türlü yasal delil ifadesi ile yemin deliline de dayanmış olması karşısında, savunmalarını ispat hususunda davacıya yemin yöneltme hakkının varlığı hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekâlet ilişkisinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 508 inci maddesi.

3. Değerlendirme

Temyiz olunan kararda belirtilen gerekçeye ve özellikle temyiz sebepleri ile bağlı olarak yapılan değerlendirme neticesinde, vekilin hesap verme yükümlülüğünün doğal sonucu olarak ispat yükü üzerinde olan davalı vekilin savunmasını geçerli delillerle ispatlayamadığının ve istinafta ileri sürülmeyen hususların temyiz aşamasında ileri sürülemeyeceğinin anlaşılmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

31.10.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.