"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/326 E., 2023/178 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin, ... isimli gemide gemi adamı olarak çalıştığını, 03.01.2003 tarihinde iş kazası geçirdiğini, sol gözünün kör olduğunu, Devlet Hastanesinin müvekkilinin özür oranını %20 olarak belirlediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak üzere 10.000,00 TL maddi 25.000,00 TL manevi olacak şekilde toplam 35.000,00 TL'nin kaza tarihinden itibaren en yüksek ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, uyuşmazlığın çözümünde Türk mahkemelerinin yetkili olmadığını, maddi-manevi zarara ilişkin talebin haksız ve dayanaksız olduğunu, zamanaşımı süresinin dolduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Ticaret Mahkemesince 19.12.2013 tarihli ve 2011/29 E., 2013/333 K. sayılı kararla; Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir.
IV. ONAMA, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Onama Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13 ncü Hukuk Dairesinin 27.05.2015 tarihli ve 2014/23778 E., 2015/17091 K. sayılı ilamıyla; görevsizlik kararı onanmış ve karar düzeltme talebinde de bulunulmadığından 08.09.2015 tarihinde bu karar kesinleşmiş ve dosya görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.
B. Bozma Kararı
1. Görevli Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.11.2018 tarihli ve 2015/392 E., 2018/526 K. sayılı kararıyla; davacının %39,0 oranında sürekli işgücü kaybına uğradığı, ıslah ile maddi tazminat talebi 198.522,00 TL olduğundan, zamanaşımı süresinin zararın ve zarar verenin öğrenilmesinden itibaren başlayacağı ve maluliyete ilişkin alınan rapor tarihi de nazara alındığında davacının zamanaşımı ve sair itirazları da yerinde görülmeyerek,son bilirkişi raporuna göre hesaplanan maddi zararın kabulü gerektiği, olayın vasıf ve mahiyeti, olaydan bu yana geçen zaman gibi hususlar dikkate alınarak manevi tazminatın belirlendiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 198.522,00 TL maddi tazminat ve 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 03.01.2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, karara karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 28.12.2021 tarihli ve 2021/347 E., 2021/13772 K. sayılı ilamıyla; davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, davacı vekilince bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde davacının gerçek maaşının 1.250,00 USD olduğu beyan edilerek emsal ücret araştırması yapılmasını istediği, itiraz üzerine alınan 12.03.2018 tarihli ek bilirkişi kurulu raporunda, Deniz Çalışanları Dayanışma Derneğinin 26.06.2017 tarihli yazısı gereğince davacının aylık net maaşının 1.500,00 USD olduğu gözetilerek hesaplama yapılmış ise de; davacının gerçek maaşının 1.250,00 USD olduğu beyan edilmiş olup, bu miktarı aşacak şekilde yapılan maddi tazminat hesabına itibar edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamı uyarınca davacının gerçek maaşının 1.250,00 USD olduğu yönündeki beyanına göre bilirkişiden ek rapor alındığı, düzenlenen bilirkişi ek raporuna göre davacının %39 oranındaki sürekli iş gücü kaybı ve %30 oranlı kusur durumu dikkate alınarak maddi tazminat zararının 176.981,94 TL olduğunun belirlendiği, olayın vasıf ve mahiyeti olaydan bu yana geçen zaman ve haksız fiil eylemi sonucu dikkate alınarak ve Mahkemece verilen önceki kararın manevi tazminat yönünden temyiz edilmediği de gözetilerek önceki kararda belirtilen manevi tazminatın Mahkemece aynen benimsendiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 176.981,94 TL maddi tazminat ve 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 03.01.2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, akdi ilişkinin davacı tarafça ispat edilemediğini, iş kazası nedeniyle donatana izafeten acenteye husumet yöneltilemeyeceğini, uyuşmazlığa Milletlerarası Özel Hukuk hükümlerinin uygulanması gerektiğini, davacının kazadan sonra ilk olarak muayene olduğu Panama'daki hastane raporlarının dosyaya celbedilmediğini ve eksik inceleme ile karar verildiğini, kaza ile zarar arasında illiyet bağı bulunmadığını, Panama'daki hastanede yapılan incelemeler sonucunda düzenlenen rapor da eklenip Adli Tıp Kurulundan rapor alınması gerektiğini, davacının %39 oranında malul olduğu yönündeki tespiti kabul etmediklerini, Adli Tıp Kurulu tarafından aradan geçen süre dikkate alınmadan değerlendirme yapılmasının hatalı olduğunu, davacının hastalığı ile gemide yaşanan kaza arasında illiyet bağını sorgulamadan anılan kazanın davacıda halihazırda mevcut olan hastalığa sebebiyet verip vermediği incelemenden karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının tazminat talebinin zamanaşımına uğradığını ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık,maddi-manevi tazminat ve kanuni rehin hakkı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
04.02.1959 tarihli ve 13/5 ile 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları.
3. Değerlendirme
Mahkemece uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak, yine o ilamda gösterilen hukuki esaslar gereğince karar verildiği, bozmanın kapsamı dışında kalan ve usuli kazanılmış hak oluşturan kısımlara yönelik temyiz itirazlarının ise incelenemeyeceği anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan Mahkeme kararının, onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple,
Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
21.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.