"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/811 E., 2022/1463 K.
Taraflar arasında görülen muarazanın önlenmesi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, vekil edeni eczacının şeklen sahih, içerik itibariyle sahte reçeteleri kabul ettiğinden bahisle davalı Kurumca sözleşmesinin 3 yıl süre ile feshedildiğini, her üç reçetenin de sahte olmadığını, ilgili doktor tarafından düzenlenip imzalandığını, devlete fatura edilen ilaç kupürlerinin orijinal olduğunun tespit edildiğini, her üç reçetede de ilacı alan şahsın adı soyadı ve imzasının mevcut olduğunu ileri sürerek; protokolün feshine ilişkin işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, davacı hakkında uygulanan cezai işlemin hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 08.07.2011 tarihli ve 2006/600E., 2011/658 K. sayılı kararıyla; alınan rapora göre davacının eczanesine gelen dava konusu 3 adet reçetenin kurum doktoru tarafından yazıldığı, reçetelerin protokol defterinde yer aldığı ve tüm unsurları ile tamam olduğu, olay tarihinden sonra 2007 yılından itibaren ilacı alan kişinin T.C. numarasının reçeteye yazılması gerektiğinin yönetmelikle daha sonradan zorunlu hale getirildiği 2004 yılı bütçe uygulama talimatında yer alan ve fesih işlemine konu olan (ıı.2.dd) bendinde eczacıdan ilacı talep edenin kimliği üzerinden denetim yapması gibi bir görev ve sorumluluk verilmediğinden davalı kurumun davacının sözleşmesini feshetmesi kararının yersiz olduğu ayrıca davacının eczanesinde işlem gören ve kuruma fatura edilen 3 adet reçete olayına bilerek girdiğini kanıtlayacak somut bir delil bulunmadığı ve davalıya yüklenecek herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13.Hukuk Dairesinin 20.06.2018 tarih ve 2018/866 E., 201/6926 K. sayılı ilamıyla; "....ceza dava dosyasının kesinleşmesinin beklenmesi" gerektiği hususuna değinilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacı hakkında cezai işleme dayanak reçetelerle ilgili olarak Şanlıurfa 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2017/213 E. sayılı dosyasında resmi belgede sahtecilik ve kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan yapılan yargılama dosyasının bekletici mesele yapıldığını, dava konusu reçetelerin sahte olup olmadığının sabit olması gerektiğini, Şanlıurfa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/213 E. sayılı dosyasında resmi belgede sahtecilik suçundan düşme kararı verildiği ve 04.04.2022 tarihinde kararın kesinleştiği, dolandırıcılık suçundan düşme kararının da 16.03.2017 tarihinde kesinleştiği, alınan bilirkişi raporuna göre, davacının eczanesine gelen dava konusu 3 adet reçetenin kurum doktoru tarafından yazıldığı, reçetelerin protokol defterinde yer aldığı ve tüm unsurları ile tamam olduğu, olay tarihinden sonra 2007 yılından itibaren ilacı alan kişinin T.C. numarasının reçeteye yazılması gerektiğinin yönetmelikle daha sonradan zorunlu hale getirildiği, 2004 yılı bütçe uygulama talimatında yer alan ve fesih işlemine konu olan (ıı.2.dd) bendinde eczacıdan ilacı talep edenin kimliği üzerinden denetim yapması gibi bir görev ve sorumluluk verilmediğinden davalı kurumun davacının sözleşmesini feshetmesi kararının yersiz olduğu ayrıca davacının eczanesinde işlem gören ve kuruma fatura edilen 3 adet reçete hazırlanmasının bilerek yapıldığını kanıtlayacak somut bir delil bulunmadığı ve davacıya yüklenecek herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı ...'e ait Uğur Eczanesi ile T.C.Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü arasında yapılan sözleşmenin, davalı idarenin 10.07.2006 gün ve B.07.1.EMS.0.16.10.07/38805 sayılı yazısı ile feshine ilişkin kararının iptali ile sözleşmenin devamına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, bilirkişi raporu denetime elverişli olmadığını, düzenlenen sahte reçetelerde hastanın kendisinin veya birinci derece yakınının hüviyetinden tespiti ile ilaç temini gerekirken belirtilen hususlara riayet edilmemiş olmasının davacı eczacının açık bir şekilde kast ile hareketini ortaya koyduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kurum tarafından uygulanan cezai işlemin iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
2009 yılı protokolünün 3.2.3. maddesi; " Reçetelerin arka yüzünde; ilacı/ilaçları alan kişinin adı, soyadı ve "...kalem... kutu ilacı aldım ibaresi, hastanın veya birinci derece yakınının telefon numarası ve/veya adresi, imzası, ilacın/ilaçların reçete sahibi veya birinci derece dışındaki kişilerce alınması halinde ise ayrıca T.C. Kimlik numarası; T.C. kimlik numarası olunmaması halinde ibraz edilen kimlik belge numarası yer alacaktır."
3.Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve dava konusu 3 adet reçetenin kurum doktoru tarafından yazıldığı, reçetelerin protokol defterinde yer aldığı ve tüm unsurları ile tamam olduğunun anlaşılmasına göre; verilen karar yerinde olduğundan davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 439 uncu maddesi gereğince ONANMASINA,
6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
04.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.