"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/266 E., 2023/81 K.
DAVA TARİHİ : 07.03.2016
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca; Yargıtayın bozma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesince bozmaya uygun olarak karar verilmesi halinde, bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar, 6100 sayılı Kanun’un 362 nci maddesinde öngörülen kesinlik sınırına tabidir.
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre, İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen kararda, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan her bir davalı aleyhine ayrı ayrı hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar (davalı ... yönünden 3.006,02 TL, davalı ... yönünden 11.541,17 TL, davalı ... yönünden 26.704,05 TL, davalı ... yönünden 32.378,05 TL, davalılar... yönünden müştereken müteselsilen olmak üzere 32.378,05 TL, davalılar ... yönünden müştereken müteselsilen olmak üzere 5.867,16 TL, davalılar ... yönünden müştereken ve müteselsilen olmak üzere 37.122,48 TL olup), karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalılar vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
20.11.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
1. Dava, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan toplam 148.996,97 TL alacağın tahsili istemine ilişkindir.
2. İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine yönelik verilen kararın, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu karar Dairemizce davacı taraf lehine bozularak dosya İlk Derece Mahkemesine gönderilmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesi tarafından bozmaya uyularak yeniden esastan karar verilmiş ve bu defa, davanın kabulü ile 3.006,02 TL’nin davalılardan ...'tan tahsiline, 11.541,17 TL’nin davalılardan...'den tahsiline, 26.704,05 TL’nin davalılardan ...'den tahsiline, 32.378,05 TL’nin davalılardan ...’ten tahsiline, 32.378,05 TL’nin davalılardan...'ten müştereken ve müteselsilen tahsiline, 5.867,16 TL’nin davalılardan ...’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 37.122,48 TL’nin davalılardan ...’den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, kararın davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya kanun yolu incelemesi için doğrudan Dairemize gönderilmiştir.
4. Hukuk ve adalet anlayışında yaşanan gelişmelere orantılı olarak 1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 36.maddesinde Adil yargılanma hakkı temel insan hakları arasında sayılmıştır. Adil yargılanma ilkesi kapsamındaki haklardan biri de, Mahkemeye Erişim Hakkıdır. Diğer bir anlatımla, mahkemeye erişim hakkı adil yargılanma hakkının en temel unsurlarından birisidir. Mahkemeye erişim hakkı şüphesiz yüksek mahkemeye ulaşma hakkını da kapsar (AYM 23.10.2019 T. ve 2016/73086 BB no’lu). Mahkemeye ulaşmayı aşırı derecede zorlaştıran ya da imkânsız hale getiren uygulamalar mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir (Osman Çelik, Adil Yargılanma Hakkı Rehberi, Anayasa Mahkemesi Yayınları, s.31 vd.). Bu bağlamda mahkemeye erişim konusunda yasalarda yoruma açık bir hüküm bulunması halinde, adil yargılanma hakkını mümkün kılan yorum tercih edilmelidir.
5. 6100 S. HMK'nın 341. Maddesinde hangi nitelikteki ilk derece mahkemesi kararlarına karşı kanun yolunun açık olduğu düzenlenmiş olup, buna göre kararın verildiği 2023 yılı itibariyle miktar veya değeri 17.830 TL ve üzerindeki malvarlığı davalarında verilen kararlar yönünden KANUN YOLU AÇIK tutulmuştur.
6. Oysa, kanun koyucu 3 hakimli bölge adliye mahkemelerinin kararlarına yönelik kanun yolu bakımından, bu mahkemelerin kanun yolu alt denetim yetki ve sıfatını haiz mahkemelerden olması sebebiyle HMK’nın 362/1-a maddesinde kesinlik sınırı çok daha yüksek tutulmuştur.
7. Aynı konuya ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 05.07.2023 tarih, 2023/2-191 E., 2023/703 K. Sayılı kararının ilgili bölümü;
Öte yandan hemen belirtimelidir ki; kesinlik sınırı kamu düzeninden olup bir mahkeme kararının temyiz edilip edilemeyeceği belirlenirken temyiz hakkının doğduğu (kararın verildiği) tarihteki hukuksal durum esas alınmalı, karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmü temyiz sınırı yönünden hangi düzenlemeyi içeriyor ise ona bağlı kalınmalıdır. Buradaki “karar” teriminin, gerek ilk derece mahkemesinin, gerek bölge adliye mahkemesinin Özel Daire bozmasına karşı verdiği direnme kararını da kapsayacağı hususunda duraksama bulunmamaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nda ilk derece mahkemesince verilen kararların temyiz edilmesi hâlinde kesinlik sınırının tespitine dair açık bir hüküm bulunmadığından HMK’nın 341 inci maddesinin ikinci fıkrasındaki düzenlemenin dikkate alınması gereklidir. Zira kanun yolu başvuru sınırlarının, başvurulacak kanun yoluna göre değil kararı veren mahkemeye göre belirlenmelidir." şeklindedir.
8.Buna göre, somut olayda olduğu gibi, HMK 341/1-a maddesindeki parasal sınırlar yerine, Daire çoğunluğu tarafından, kanun koyucunun HMK 362/1-a maddesi uyarınca ancak bölge adliye mahkemeleri açısından uygun gördüğü kanun yolu parasal sınırının, HMK’nın 373/4 maddesi uyarınca doğrudan temyize tabi ilk derece mahkemeleri kararları yönünden de uygulanmasını adil yargılanma ilkesi ile hukuki güvenlik ilkelerine aykırı olarak gördüğümden, çoğunluk kararını isabetli bulmuyorum.20.11.2023