Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4818 E. 2025/528 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından davalıya arsa satın alınması için verildiği iddia edilen paranın iadesine ilişkin alacak davasında zamanaşımının dolup dolmadığı ve davanın reddine ilişkin kararın isabetli olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından davalıya para verildiğine dair delil sunulamadığı, davalı tarafından imzalandığı iddia edilen teminat belgesinin aslının ibraz edilmediği, davalının da bu belgeyi kabul etmediği, bu nedenle davanın esasına girilerek sonucuna göre hüküm verilmesi gerekirken, zamanaşımına dayanılarak davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına, istinaf kararının ise ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1023 E., 2023/488 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 7. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/101 E., 2020/22 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 28.01.2025 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde davacı vekili Avukat Menekşe Sağır'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalı tarafın müvekkiline "Türkiye’de senin adına arsa alacağım bunun için bana 19.000 Mark para göndermen gerekir" diye söylediğini, bunun üzerine Almanya'da yaşayan müvekkilinin güvenerek davalı tarafın Antalya Kaş Ziraat Bankasında olan hesabına 19.000 Mark'ı 1989 yılında gönderdiğini, Türkiye’ye geldiğinde davalı tarafın "sana alacağımız arsa burası" diyerek Antalya ili, Kaş ilçesi girişinde boş araziyi müvekkiline ve eşi ...’e gösterdiğini, arsanın kadastro işlemleri bitmedi diye yıllarca oyaladığını, 2018 yılı Temmuz aylarında davalı tarafından kendi adına alınan bir arsanın olmadığını öğrendiğini, bunun üzerine göndermiş olduğu 19.000,00 Mark tutarındaki paranın karşılığı olan parayı davalıdan istemesine rağmen davalının ödemediğini, "Teminat Belgesi"nde de bahsedildiği üzere, davalı tarafa arsa alım bedeli olarak müvekkili tarafından banka kanalı ile ödenen paranın karşılığı Mezitli’de beyan edilen dairenin bedelinden 10.000,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacının dava açmakta herhangi bir hukuki yararının bulunmadığını, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, teminat belgesini kabul etmediğini, iddia konusu alacağın ve ferileri ile birlikte zamanaşımına uğradığını, dava konusu yapılamayacağını, davacının kötü niyetli hareket ederek müvekkilinden hakkı olmayan bir talepte bulunduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının davalıya gönderdiğini iddia ettiği 19.000 Mark paranın 1989 yılında gönderildiğinin tarafların beyanlarından anlaşıldığı, Ziraat Bankasının vermiş olduğu cevabi yazıda, istenilen döneme ait bilgilere ulaşılamadığının bildirildiği, davacının Antalya 8. İcra Müdürlüğünün 2018/9354 E. sayılı takip dosyasında takip başlattığı, davalının takibe itiraz ederek takibin durdurulduğu, ancak davacının açmış olduğu iş bu davada, itirazın iptali davası açmadığı, bu nedenle davanın itirazın iptali olarak değil, alacak davası olarak ele alındığı, davacı tarafından dosyaya sunulan 18.04.1994 tarihli Teminat Belgesi suretinin incelenmesinde, davalı ...'ın kendisinin imzasının bulunduğu "teminat belgesi" başlıklı tek taraflı belge düzenlediği, belgede; "1995 yılı Eylül ayına kadar arsa sorunu halledilmez ve arsa satışından bu parayı karşılayamaz isek, Mezitli Kasabası, Boğaziçi Sitesindeki dairemi, içerisinde yaptırdığım mutfak dolapları, tezgahları, güneş enerjisi ile beraber 32.000 (Otuzikibin) DM karşılığında kendisine devredeceğim. 19.000 Markını almış durumdayım. Bundan böyle göndereceği paralarda bu almış olduğum paraya ilave edilmiş olacaktır." denilmekte olup, 1995 yılı Eylül ayında borcun muaccel olduğu ve 2005 yılında 10 yıllık zamanaşımının dolduğu anlaşıldığından bu belgenin üzerinden davanın açılmasına kadar 25 yıl geçtiği, TBK'nin 146. maddesi gereğince eldeki davanın 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu anlaşıldığından, davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiş, karara karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Davacı tarafın vekilin hesap vermesi niteliğinde olan teminat belgesinin varlığını kabul ettiğini, muacceliyetin vekilin hesap vermesi ile başlayacağını, dava tarihi itibariyle 5 yıllık zamanaşımı süresi dolduğunu, İlk Derece Mahkemesinin hukuki ilişkiyi nitelendirmesi hatalı ise de, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine ilişkin kararı yerinde olduğundan davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, karara karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; davalı tarafından arsa alımı için 19.000 Mark para gönderdiğine ilişkin teminat belgesi başlıklı belge gönderildiğini, davalının teminat belgesi karşılığında Mezitli'de müvekkiline bir daire vereceğini taahhüt ettiğini, davalı tarafın cevap dilekçesinde, söz konusu teminat belgesini kabul etmediğini beyan ederek zamanaşımı def'inde bulunduğunu, 2018 yılında Temmuz aylarında davalı tarafından kendi adına alınan bir arsanın olmadığını öğrendiğini, zamanaşımı süresinin bu tarihten itibaren başladığını, borçlunun zamanaşımı definde bulunmasının hakkın kötüye kullanılması teşkil ettiği durumlarda zaman aşımı definin dikkate alınamayacağını, tanık dinlenmediğini, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararında azınlık oyu bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.

Dava dosyasının incelenmesinde; davacı yan, 1989 yılında davalı yana kendisi adına arsa alınacağı vaadiyle 19.000 Mark gönderildiğini, arsanın alınmadığından bahisle aralarında düzenlenen "Teminat Belgesi" gereğince kendisine verilmesi öngörülen daire bedelinden şimdilik 10.000,00 TL'nin tahsilini talep etmiş, davalı vekili ise borcun bulunmadığını ve teminat belgesini kabul etmediklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesince, fotokopi Teminat Belgesi geçerli kabul edilerek, 1995 yılı Eylül ayında borcun muaccel olduğu ve 2005 yılında 10 yıllık zamanaşımının dolduğu anlaşıldığından, davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmişse de; Bölge Adliye Mahkemesince muacceliyet, vekilin hesap vermesi ile başlayacağından zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu ve sürenin dolduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Mahkemece, Ziraat Bankası'ndan 31.12.1989 tarihi ve öncesinde davacı tarafından davalıya para gönderilip gönderilmediği hususu sorulmuş olup, 29.11.2019 tarihli cevabi yazıda, evrakın saklama süresinin 10 yıl olması nedeniyle araştırılması istenilen döneme ait bilgilere ulaşılamadığı bildirilmiştir.

Davacı tarafından Uyap sistemi üzerinden dosyaya sunulan 18.04.1994 tarihli "Teminat Belgesi" başlıklı belgenin incelenmesinde; belgenin davalı ... tarafından düzenlendiği ve imzalandığı, davacıdan 19.000 Mark aldığını kabul ettiği, 1995 yılı Eylül ayına kadar arsanın alınamaması halinde Mezitli Boğaziçi'ndeki dairenin 30.000 Mark karşılığında davacıya devredileceği, bu teminat belgesinin Tarsus'ta davalının kendi el yazısı ve posta ile davacıya gönderildiğinin beyan edildiği, davacının imzasının bulunmadığı, belgenin tek taraflı olarak düzenlendiği anlaşılmıştır. Davalı ise bu belgenin fotokopi olduğunu, aslının davacı da bulunduğunu beyan etmişse de; davalı tarafından belge sureti kabul edilmemekte olup ayrıca belge aslı da sunulmamıştır. Davalı vekilinin duruşmalarda alınan beyanında; cevap dilekçesini ve yazılı beyanlarını aynen tekrar ederek sunulan teminat belgesini kabul etmedikleri ayrıca bildirilmiştir.

Arsa alımı için davacı tarafından davalıya verildiği iddia edilen vekaletnameye ilişkin yazılı bir belge dosyaya sunulamamış olup, ayrıca davalınında vekaletin verildiğine ilişkin kabul beyanın bulunmamaktadır.

Buna göre Mahkemece, öncelikle davacı tarafından davalıya yapıldığı iddia edilen havalenin ispatı hususunun çözümlenmesi gerekmekte olup, davanın esasına girilerek sonucuna göre hüküm verilmesi gerekirken; davacı tarafça aslı sunulamayan ve davalı tarafça da kabul edilmeyen fotokopi belgeye dayanılarak hüküm tesis edilmesi ve vekilin hesap verme borcu nedeniyle 5 yıllık zamanaşımının dolduğundan bahisle davanın reddedilmesi doğru görülmeyip, bozmayı gerektirmiştir.

Bozma nedenine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun'un (HMK) 371. maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,

3. Bozma sebebine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

28.000,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.