"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/68 E., 2023/253 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasına ilişkin yargılama sonunda, Mahkemece bozma kararına uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; taraflar arasında 14.10.2004 tarihinde avukatlık hizmet sözleşmesi tanzim edildiğini, müvekkilinin bu tarihten itibaren davalı bankaya hukuksal yardım hizmeti sunduğunu, müvekkilinin sözleşmeye aykırı bir şekilde bir takım yetkilerinin kısıtlandığını, davalı tarafından eylemli olarak feshedilen sözleşmenin müvekkili tarafından da ihtarname ile sona erdirildiğini, ücret alacaklarının tahsili için çekilen ihtarnamenin sonuçsuz kalması üzerine icra takibine geçildiğini, haksız itiraz üzerine de takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile inkar tazminatı talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının takip dosyalarını sürüncemede bırakması ve talimatlara aykırı davranışları nedeniyle elindeki dosyaları raporlamasının ve takipleri sonlandırmasının tarafına bildirildiğini, buna rağmen davacının uzlaşmaz tavrını sürdürdüğünü, bu nedenle vekaletnamedeki bazı yetkilerinin kısıtlandığını, davacının sözleşme hükümleri doğrultusunda vekalet ücretini hak etmediğini savunarak, davanın reddini istemiş ve kötü niyet tazminat talebinde bulunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 20.12.2012 tarihli ve 2009/351 E., 2012/525 K. sayılı ilamıyla; vekalet sözleşmesinde yer alan bir takım yetkilerin kısıtlanması ve geri alınması nedeniyle davacının haklı yere tek taraflı olarak sözleşmeyi fesh etme hakkı doğduğu, sözleşme haklı yere fesh edildiği için avukatlık kanunu ve sözleşme hükümleri doğrultusunda yaptığı işlerden dolayı davacının vekillik ücretini hak ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile asıl alacağın 535.714,00 TL lik bölümüne vaki itirazının iptaline, fazlaya ve işlemiş faize yönelik talebin reddine ve 214.285,60 TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekilince kararın temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 19.09.2013 tarihli ve 2013/8031 E., 2013/22076 K. sayılı ilamı ile sözleşme hükümleri gözetilerek, davacının talep edebileceği vekalet ücreti alacağı ile karşı tarafa yükletilmesi gereken vekalet ücreti alacağından istifa tarihine kadar tahsil edilmiş veya tahsil aşamasına gelmiş alacak miktarları belirlenip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi kurulu raporu esas alınmak suretiyle karar verildiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesinin, 17.04.2018 tarihli ve 2014/171 E., 2018/155 K. sayılı karar ile; bozma ilamı doğrultusunda bilirkişi raporu alınarak davanın kısmen kabulü ile asıl alacağın 190.805,92 TL lik bölümüne vaki itirazının iptaline, fazlaya ve işlemiş faize yönelik talebin reddine ve 190.805,92 TL üzerinden %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
Kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz 24.12.2020 tarihli ve 2020/4815 E., 2020/8397 K. sayılı ilamıyla; Mahkemece, bozmaya uyulmuş, bozma kararında açıklanan hususlar doğrultusunda bilirkişi raporları alınmış olmasına rağmen, bozma ilamının gerekleri yerine getirilmediği, hükme esas alındığı belirtilen ve sayfaları eksik olan bilirkişi raporunda dosyaya sunulan sayfalarda takipsizlik ya da davacının ihmalinin olup olmadığı değerlendirilmeden tüm dosyalar için akdi vekalet ücreti hesaplandığı, bu durumun taraflar arasındaki sözleşmeye ve bozma ilamına aykırı olduğu, ayrıca karşı yan vekalet ücreti için de bozma ilamına gereklerine göre dosyaların tahsil edilme veya tahsil edilebilir hale gelme durumlarının tekrar değerlendirilmesi gerektiği, hal böyle olunca, davalının temyiz itirazları dikkate alınarak tüm dosyalardaki hem akdi hem de karşı yan vekalet ücretlerinin bozma ilamında belirtildiği şekilde, taraf, mahkeme, Yargıtay denetimine elverişli yeni bir bilirkişi raporu alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken anılan hususlar göz ardı edilerek hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.
D. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında belirtilen kararı ile; her bir icra dosyası yönünden inceleme yapılmak sureti ile davacının takipsizlik ya da davacının ihmali olup olmadığı yönünde değerlendirme yapılarak akdi vekalet ücreti hesaplanmış, karşı yan vekalet ücreti de istifa tarihleri itibariyle dosyaların tahsil edilme veya tahsil edilebilirlik hale gelme durumları her bir dosya yönünden değerlendirilerek hesaplama yapılmış, hesaplama yapılırken taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümleri takipteki alacak miktarları, tahsil edilen alacak miktarları, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takiplerde tahsil edilen alacak üzerinden vekalet ücreti hesaplanmış ve buna göre davacının istifa tarihi itibariyle gerçekleştirdiği tahsil işlemleri ve ihmali olmayan takipler yönünden akdi vekalet ücreti, istifa tarihi itibariyle tahsil edilen veya tahsil edilebilir olan takiplerden dolayı karşı yan vekalet ücreti hesaplanmak sureti ile toplam alacağının 199.849,26 TL olduğu tespit edilmiş, verilen ikinci kararın davacı tarafından temyiz edilmediği, davalı yararına usulü kazanılmış hak olduğu da nazara alınarak 190.805,92 TL yönünden itirazın iptaline, fazlaya ilişkin talebin ise ispat edilememesi nedeniyle reddine ve 76.322,37 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacının kusurlu davranışı ile sorumlu olduğu olaydan hukuken istifade edemeyeceğini, davacının vekil sıfatıyla müvekkil bankanın menfaatlerini korumak ve bankanın talimatları doğrultusunda hareket etmek yükümlülüğünü ihmal ettiğini, davacı tarafın verilen yetkinin kapsamı dışında işlem yapması sonucu bir kısım yetkilerinde kısıtlamaya gidildiğini, dava konusu alacak likit olmadığından inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu savunarak kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, avukatlık alacakları için başlatılan takibe vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK ve 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve özellikle bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla; davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple,
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.