"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/41 E., 2023/669 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ: Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/139 E., 2020/364 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
I. DAVA
Davacı vekili; taraflar arasında 30.10.2018 tarihli gayrımenkulün satılması hakkında aracılık hizmetleri sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşme ile davalı firmaya ait otelin satılmasına aracılık edilmesi hususunda anlaşmaya varıldığını, sözleşme gereğince davacı firmanın yüklendiği edimin ifası yolunda yoğun mesai harcadığını, bir çok potansiyel müşteri ile temasa geçtiğini, satışın gerçekleşmesi yolunda yoğun çaba gösterdiğini, bazı firmalar ile ön protokol akdettiğini, bir takım firmalardan fiyat teklifleri aldığını, yine satıcının da imzasını havi şekilde taraflar arasında resmi olmayan hisse devir sözleşmesi dahi akdettirdiğini, bu girişimler devam ederken davalı firmaya ait otelin sözleşme süresi sona ermeden davacı aracı firma devre dışı bırakılarak 3. şahıslara satılıp devredildiğini, sözleşmenin cezai şarta ilişkin hükmü dikkate alındığında sözleşme ile belirlenen %4+KDV cezai şartın %2'sinin satıcıdan alınacak tellallık ücreti olduğu, edimin yerine getirilmemesi halinde ise tellallık ücretine %2+KDV eklenerek %4+KDV rakamının ödenmesi gerektiğini, bu durumda sözleşmeye aykırılık halinde ücret dışında bir bedelin de ödeneceği kararlaştırıldığında ücretten artan kısmın cezai şart niteliğinde olduğunun kabulü ile rayiç otel satış bedelinin otelin değerinin keşfen belirlenmesi ile çıkan değer üzerinden toplamda +%4+KDV 'nin davalıdan alınıp davacı komisyoncu firmaya ödenmesi için bu davayı açtıklarını, otelin rayiç satış bedelinin davacı devre dışı bırakıldığından bilinmediğini, bu nedenle davayı kısmi dava olarak açtıklarını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacı firmanın davalı firmadan şimdilik KDV dahil 80.000,00 TL 'lik alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacı ile akdedilen dava konusu sözleşmeye konu taşınmazın halen davalı şirket adına kayıtlı olup, söz konusu taşınmazın 3. bir kişiye devri ya da söz konusu gayrımenkul için benzeri bir sözleşmenin akdedilmediğini, Tapu Müdürlüğünden gelen yazı cevaplarından da bu hususun açıkça belli olduğunu, taahhütler yerine getirilmediği için sözleşmenin geçersiz olduğunu, sadece davalı şirkete ait hisse devri ve şirket temsilcisinin değiştiğini, halen dava konusu gayrımenkul de dahil olmak üzere davalı şirketin tüm aktif ve pasifleri olduğu yerde durduğunu, davalı şirketin tüzel kişiliğinin devam ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında 30.10.2018 tarihinde 2 yıl süre ile geçerli olmak üzere davalıya ait 381 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın satışının yapılması hususunda davacının aracı olarak yer aldığı Gayrimenkulün Satılması Hakkında Aracılık Hizmetleri Sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmeye konu taşınmazın sözleşme anında ve dava tarihi itibari ile davalı adına kayıtlı bulunduğu, sözleşme kapsamında taşınmaz üzerinde bulunduğu belirtilen otelin satışına yönelik herhangi bir hükmün yer almadığı, sözleşme tarihi itibari ile davalı şirket yetkilisinin ve ortağının ... olduğu, imzalanan sözleşmeye yönelik olarak geçersizliğine ilişkin herhangi bir iddianın bulunmadığı, Ticaret Sicili Müdürlüğü yazı cevabına göre davalı şirket hisselerinin 13.12.2019 tarihi itibari ile ...'a devredildiği, Anonim Şirketlerde hisselerin devredilmesinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 529 ncu maddesinde sayılan ve şirketi sona erdiren sebeplerden olmadığı, davalı şirketin halen ticaret sicilinde tescilli olarak kaydının bulunduğu, şirket adına kayıtlı ve taraflar arasında imzalanan sözleşmeye konu edilen taşınmazın da aynı şekilde davalı şirket adına kayıtlı bulunduğu, dava tarihi itibari ile sözleşme hükümlerinin geçerli olduğu, sözleşmenin feshedildiğine ya da davacının aracılık hizmeti vermesini engelleyecek şekilde sözleşme konusu taşınmazın üçüncü kişilere devredildiğine ilişkin dosya kapsamında herhangi bir bilgi veya belgenin bulunmadığı, bu hali ile davacının geçerli olan sözleşme kapsamında edimlerini yerine getirmek suretiyle sözleşmede belirlenen bedele hak kazanabileceği, hisse devrinin davalı şirketin imzalamış olduğu sözleşmeler ve devir öncesi borçlarında üzerine düşen yükümlülüğünü yerine getirmemesini gerektirmediği, devir nedeniyle şirketin sorumluluğun sona ermeyeceği, sözleşmenin geçerli olması, sözleşme konusu taşınmazın halen davalı adına kayıtlı bulunması hususları birlikte değerlendirildiğinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 179/1 nci maddesinde belirtilen şartların ve sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın istenilmesi koşullarının dava tarihi itibari ile oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; Mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın hatalı yorumlandığını, taraflar arasındaki sözleşmenin belirtilen ada parsel üzerinde bulunan otelin satışına aracılık faaliyeti olduğunu, davalı şirketin üzerine kayıtlı en büyük mal varlığının sözleşmede ada parsel olarak belirtilen taşınmaz üzerindeki otel olduğunu, müvekkilinin aracılık faaliyeti ile bulunan müşteri ile ön sözleşme ile şirket hisselerini devir suretiyle taşınmazın satışının gerçekleştirilmesi hususunda anlaşıldığını, ancak sonradan sözleşmenin hayata geçmediğini, davalı yanca daha sonra müvekkili devre dışı bırakılarak aynı yöntemle tüm hisselerin bir başkası adına devrinin gerçekleştirilmesi suretiyle taşınmazın devrinin gerçekleştiğini, müvekkilinin taraflar arasındaki sözleşme gereğince simsarlık ücretine bu şekilde hak kazandığını, tapu masraflarından vs. lerden kurtulmak için taşınmazın devri hususunda hisse devir yönteminin benimsendiğini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemece, yargılamanın usul kurallarına uygun olarak yapıldığı, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmadığı, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verildiği ve özellikle taraflar arasındaki yazılı simsarlık sözleşmesinin içeriğine göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaftaki nedenleri tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, gayrimenkul satılması hakkında aracılık hizmetleri sözleşmesi hükümlerinin yerine getirilmemesi nedeniyle belirlenen cezai şartın ödenmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 520-525 maddeleri.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, Tapu Müdürlüğü yazı cevabına göre, taraflar arasındaki sözleşmeye konu mevkideki 381 ada, 1 parselde arsa vasfı ile kayıtlı taşınmazın 18.03.2014 tarihinde ticaret şirketlerine ayni sermaye konulması şerhi ile dava dışı ... adına kayıtlı iken davalı ... adına kaydedildiği, halen davalı şirket adına kayıtlı olup, herhangi bir satış işleminin bulunmamasına, Ticaret Sicili Müdürlüğü yazı cevabına göre davalı şirketin tek pay sahipli Anonim Şirket statüsünde olmasına, 13.12.2019 tarihinden itibaren şirketin tek ortağının dava dışı şahıs olup şirketin halen aktif olması ve ticaret sicilinden terkin edilmediğinin anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Fazla alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.