"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/261 E., 2022/167 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin İzmir Buca Devlet Hastanesinde anestezi teknikeri statüsünde çalışmakta iken yasa uyarınca memur statüsüne geçirildiğini, İş Kanunu'nu tabi olduğu dönemde Türkiye Sağlık İşçileri Sendikasına üye olduğunu, bu sendika ile işveren SSK arasında imzalanan sözleşme uyarınca ödenmesi gereken alacaklarının tahsili için davalıya vekaletname verdiğini, ancak davalı tarafından yapılan hatalar neticesi verilen karardaki tazminatın, aynı bölümde çalışan ve aynı işi yapan diğer sendika üyesi kişiler adına açılan dava miktarlarından çok düşük olduğunu, bu nedenle zarara uğradığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 9.000,00 TL'nin temerrüt tarihi olan 27.04.2009 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; açılan davalarda davacının haklarının eksik alınmasına sebep olacak bir eksikliğin söz konusu olmadığını, hak ettiği ücret alacağının karara bağlandığını, fazlaya ilişkin haklar için yeniden dava ikame edildiğini ve paranın tahsil edildiğini, davanın görülmesi sırasında davacının işçi sendikası üyesi ve anestezi teknikeri olduğuna dair bilgi ve belge ibraz etmediğini, bir eksiklik söz konusu ise sendikanın olumsuz tutumundan kaynaklandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 08.12.2015 tarihli ve 2010/105 E., 2015/487 K. sayılı kararıyla; vekil olan davalının açtığı davalarda tüm alacaklara işletme faizi istemese de ilamı icraya koyarken asıl alcaklara olması gerekenden daha yüksek faiz istediği, böylece müvekkili olan davacıyı zarara uğratmadığı gerekçesiyle, birbirini doğrulayan son iki bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kısmen kabulüne, 563,35 TL'nin 09.02.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 21.09.2017 tarihli ve 2016/6802 E. 2017/8447 K. sayılı ilamıyla; davacının sair temyiz itirazları reddedilerek, uyuşmazlığın işletme kredisi faizinin hesabında hangi bankaların uygulamalarının esas alınacağı ve bu oranların sürekli olup olmadığı konusunda toplandığı, bunun için diğer emsallerde de belirlendiği üzere Toplu İş Sözleşmesinde (TİS) belirlenen ödeme tarihi başlangıç alınarak, birer yıllık devreler belirlenmek suretiyle ve bu devrelerde işletme kredisi faizini fiilen uygulamış bankaların uyguladıkları faiz oranları esas alınarak bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 12.09.2019 tarihli ve 2017/534 E., 2019/438 K. sayılı kararla; TİS'den kaynaklanan alacaklar için en yüksek işletme kredisi faizi istenmesi gerekir iken, tüm alacak kalemlerine en yüksek banka mevduat faizi istendiği, ancak davalı avukatın ilamı icraya koyarken asıl alacaklara yüksek oranda faiz isteğinde bulunduğu ve itiraz edilmemesi nedeniyle de talebe uygun tahsilatın gerçekleştiği, davalı tarafından işletme faizi talebi edilse idi davacının tahsil edebileceği faiz tutarının 8.300,03 TL olduğu, davalının tahsil ettiği faiz tutarı ise 5.264,23 TL olmakla bakiye 3.053,80 TL zarardan davalı avukatın vekil edene karşı özen borcu gereğince sorumlu olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 3.053,80 TL'nin 09.02.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 26.05.2021 tarihli ve 2020/6293 E., 2021/5525 K. sayılı ilamıyla; Mahkemece, Türkiye İş Bankasında fiilen uygulanan faiz oranının yıllara göre ayrı ayrı ne olduğu netleştirilerek ve gerektiğinde ek rapor alınmak suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle, karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; alınan bilirkişi raporu hükme esas alınarak zarar miktarının 8.188,18 TL olarak belirlendiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 8.188,18 TL alacağın 09.02.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; bozma gereklerinin yerine getirilmediğini, sunulan emsal dosyalarda değişen oranlarda %200-300'ü bulan işletme kredisi faiz oranları mevcut iken hükme esas alınan oranların çok düşük kaldığını, faiz oranlarının tarafların bildirdikleri kamu-özel bankalardan sorulmak üzere oluşacak sonuca göre takipte istenen faizin hesaplanması gerektiğini, sadece Türkiye İş Bankasının faiz oranlarının dikkate alınmasının hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık,vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
09.05.1960 tarihli ve 21/9 ile 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları.
3. Değerlendirme
Temyize konu edilen Mahkeme kararının; uyulan bozma ilamında gösterildiği şekilde inceleme ve araştırma yapılarak, yine o ilamda belirtilen hukuki esaslar gereğince verildiği, bozma ilamlarının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan kısımlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine imkan bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
27.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.