Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4875 E. 2023/2881 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Teslim edilmeyen bağımsız bölüm nedeniyle davacıya kullandırılan krediden dolayı davalı bankanın sorumlu olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, ilk derece mahkemesinin denkleştirici adalet ilkesine göre hüküm kurmasını hatalı bulup davacının da bu yönde bir talebi olmadığını belirtmesine rağmen, ilk derece mahkemesi kararını kaldırıp davanın esası hakkında yeniden hüküm kurmak yerine karar gerekçesini düzeltmek suretiyle istinaf başvurusunu esastan reddetmesi usule aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1378 E., 2022/2673 K.

SAYISI : 2019/270 E., 2020/110 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit-sözleşmenin feshi-alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı ve davalı ... vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının başvurusunun kesinlik nedeniyle, davalının başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA

Davacı dava dilekçesinde; davalı şirket ile 27.10.2016 tarihinde noterde düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşme ile davaya konu ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 2945 ada, 49 parselde A1 Blok, 3. Kat 034 numaralı bağımsız bölümün 234.000,00 TL bedelle satımı konusunda anlaştıklarını, sözleşmedeki teslim tarihinin 24 ay olup bu sürenin 27.10.2018 tarihinde

dolduğunu, kaba inşaatın bitirilmediğini, sözleşme ile üstlenilen edimleri eksiksiz yerine getirmesine rağmen projenin tamamlanarak teslim edilmediğini, davalı bankayla bağlı kredi ilişkisi bulunduğunu ileri sürerek; Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi ile Konut Finansman Sözleşmesinin feshine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla fesih sebebiyle 100,00 TL zararın, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle beraber her iki davalıdan müteselsilen tahsiline, en son ödemenin yapıldığı Ekim/2018 döneminden sonra Kasım/2018 ve devam eden dönemler için kredi taksidi ödeme yükümlülüğünün sona erdiğinin ve borcu kalmadığının tespitini istemiş, ıslah dilekçesiyle talebini 123.113,32 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı banka cevap dilekçesinde, bağlı kredi ilişkisi bulunmadığından banka hakkındaki davanın husumetten reddi gerektiğini, davacının seçimlik haklarının bugüne kadar kullanma talebinde bulunmadığını, huzurda görülen davayı ikame etmeden önce ne davalı inşaat firmasına ne de bankaya herhangi bir başvuruda bulunulmadığını, teslim tarihinin geçmiş olduğuna ilişkin iddianın tamamen haksız ve mesnetsiz olduğunu, bankanın sadece kullandırdığı kredi miktarı ile sorumlu olacağını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

2. Davalı şirket cevap dilekçesinde; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, geçerli ve haklı bir fesih iradesi bulunmadığından davacının taleplerinin mesnetsiz olduğunu, mücbir sebeplerle inşaatın geciktiğini, gecikilen sürenin inşaatın teslim süresine eklenmesi gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; satış vaadi sözleşmenin 3 üncü maddesine göre tarihinden itibaren 24 aylık süre içerisinde sözleşmede belirtilen taşınmazın inşa edilerek teslim ve tescilinin düzenlendiği, dava tarihine göre inşa, teslim ve tescilin gerçekleşmediği, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin geçerli olduğu, 6502 sayılı yasanın 35, 45/1 ve 3 üncü maddeleri ile ön ödemeli konut satım sözleşmesinde belirtilen sürede ifasının yapılmaması nedeni ile davacının sözleşmeden dönerek davalı .... ile arasındaki taşınmaz satış vaadi sözleşmesi kapsamında ödemiş olduğu 87.169,17 TL ile davalı ...Ş.'den kullanmış olduğu konut finansmanı kredisi kapsamında 32.436,48 TL'yi denkleştirici adalet ilkesi gereği hesaplanan toplam 119.605,65 TL'yi her iki davalıdan birlikte ve müteselsilen talep edebileceği, geriye kalan borç için borçlu olmadığı ve verilmiş olan senetin iptali gerektiği, davacının ... A.Ş.'den kullanmış olduğu sabit faizli konut finansmanı kredisinin bağlı kredi niteliği taşıdığı, davalı bankanın davacıya kullandırmış olduğu asıl kredi miktarı ile sınırlı olmak üzere dava konusu davacının talebinden diğer davalı ile birlikte ve müştereken sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacı ile davalı .... arasındaki 27.10.2016 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile, davalı ...Ş. arasındaki 27.10.2016 tarihli kredi sözleşmelerinin feshedildiğinin tespitine,119.605,65 TL'nin 100,00TL'sinin dava, geriye kalanının ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı bankanın sorumluluğunun kullandırmış olduğu kredi üst limiti ile sınırlı olduğunun tespitine, davacının 2018 Ekim döneminden sonraki ödemeler ve kredi taksidi bakımından borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı; ıslah ile talep ettikleri miktarın 123.113,32 TL olduğunu, ancak İlk Derece Mahkemesince 119.605,65 TL'nin ödenmesine karar verildiğini, 3.507,67 TL faiz hesabının dikkate alınmadığını, bu

açıdan kararın hatalı olduğunu, ayrıca reddedilen bu kısım için vekalet ücreti ve yargılama giderinden sorumlu tutulmasının da hatalı olduğunu ileri sürerek başvurusunun kabulüne karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı banka; arabuluculuk dava şartının göz ardı edildiğini, bankanın kullandırdığı kredinin bağlı kredi niteliğinde olmadığını, bu nedenle banka aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, teslim tarihi henüz dolmadan sözleşmeden dönme hakkının kullanılmasının doğru olmadığını, mahkemece denkleştirici adalet kuralları gereğince hesaplama yapılmak sureti ile karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, faize hükmedilmesinin de doğru olmadığını, bankanın davanın açılmasına neden olmadığını ve bankanın vekalet ücretinin tamamından sorumlu tutulmasının da doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; karar gerekçesinde her ne kadar denkleştirici adalet ilkesine göre karar verildiğinden bahsedilmiş ise de alınan bilirkişi raporunda hesaplamanın denkleştirici adalet ilkesine göre yapılmadığı, kaldı ki davacının böyle bir talebinin de bulunmadığı, mahkemenin kararını oluştururken de denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplama yapılmamış olmasına rağmen karar gerekçesinde bu hususa değinildiği, bu nedenle kararın sonuç itibari ile doğru olduğu, ancak gerekçenin düzeltilmesi gerektiği, kredinin bağlı kredi olması nedeni ile kararda başkaca usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf dilekçesinin kesinlik nedeniyle reddine, davalı bankanın istinaf başvurusunun karar gerekçesi düzeltilmek sureti ile esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı banka istinaf itirazlarını tekrarlayarak kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı ile davalı yüklenici şirket arasında imzalanan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi kapsamında satın alınan bağımsız bölümün teslim edilmemesi nedeniyle davalı bankanın davacıya kullandırdırdığı kredi nedeniyle sorumlu olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b maddesi "b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak;

1) İncelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine,

2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında,

3) Yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra başvurunun esastan reddine veya yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir.

" şeklindedir.

2. 6100 sayılı Kanun'un 359 uncu maddesinin 1 ve 2 nci fıkraları "(1) Karar aşağıdaki hususları içerir:

a) Kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesi ile başkan, üyeler ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları, sicil numaraları.

b) Tarafların ve davaya ilk derece mahkemesinde müdahil olarak katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin adı, soyadı ve adresleri.

c) Tarafların iddia ve savunmalarının özeti.

ç) İlk derece mahkemesi kararının özeti.

d) İleri sürülen istinaf sebepleri.

e) Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan veya olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep.

f) Hüküm sonucu ile varsa kanun yolu ve süresi.

g) Kararın verildiği tarih, başkan ve üyeler ile zabıt kâtibinin imzaları.

ğ) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi.

(2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." şeklindedir.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin duruşma yapmaksızın esas hakkında istinaf incelemesi yapmaları durumuna dair karar verme usulü 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 nci maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre Bölge Adliye Mahkemesi; yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı veya kararın gerekçesinde hata edildiği durumlarda düzelterek yeniden esas hakkında karar verir. Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında yer alması gereken hususlar ise aynı Kanun'un 359 uncu maddesinde belirtilmiş olup buna göre kararda; “Tarafların iddia ve savunmalarının özeti”, “İlk Derece Mahkemesi kararının özeti”, “İleri sürülen istinaf sebepleri” ve “Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan veya olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep” yer alması gereken zorunlu unsurlardır. Aynı maddenin 2 nci fıkrasında ise "Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" düzenlemesine yer verilmiştir.

2. Somut olayda; İlk Derece Mahkemesince davacının talebinin denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplandığı kabul edilerek hüküm kurulmuş olmasına rağmen, Bölge Adliye Mahkemesince denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplama yapılmadığı gibi davacının talebinin de bu yönde olmadığı kabul edildikten sonra davalının istinaf başvurusunun karar gerekçesi düzeltilmek suretiyle esastan reddine dair karar verilmesi usule aykırıdır. Diğer bir anlatımla, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kısmen dahi olsa kabul edildiği durumlarda öncelikle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi, ardından yeniden tüm talepler bakımından hüküm kurulması gerekmektedir.

3. O halde Bölge Adliye Mahkemesince, yukarıda yer verilen hükümler gözetilerek, davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

4. Bozma nedenine göre, davalı bankanın sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının usulden BOZULMASINA,

2. Bozma nedenine göre davalı bankanın sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.