Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4897 E. 2024/3030 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekalet ilişkisinden kaynaklanan alacak davasında, haklı azil nedeniyle vekalet ücretinin hangi oranda hesaplanması gerektiği hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı ... ile yapılan sözleşmede belirtilen %25'lik akdi vekalet ücretinin, sadece sözleşme kapsamındaki kesinleşen dosyalar için geçerli olduğu, sözleşme kapsamı dışındaki dava ve işler için ise Avukatlık Kanunu'nun 164/4. maddesindeki %10 ile %20 arasındaki oranın uygulanması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/154 E., 2022/701 K.

Birleşen İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/328 E., 2017/421 K. Sayılı

Taraflar arasında birleştirilerek görülen vekalet ilişkisinden kaynaklanan alacak davasından dolayı bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl davanın kabulü ile birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl davada, davacı vekili; müvekkilinin 2003 yılından 2011 yılına kadar davalılara ait çok sayıda hukuk, icra, ceza ve diğer davalarını ve de icra takiplerini kesintisiz bir şekilde takip ettiğini, davalılarla arasında yapmış olduğu "sözleşme ve ibraname" başlıklı sözleşme gereği takip ettiği dava ve icra takipleri üzerinden dava konusu bedelin %25'i tutarındaki vekalet ücreti ödemeyi taahhüt ettiklerini, o sırada şehir dışında bulunan davalı ... 'ın imzasının sözleşme üzerinde yer almadığı ancak sözleşmenin kendisinin şifahi oluru ve kabulü ile hazırlandığını, sözleşme gereği karşı taraftan alınacak tüm yasal vekalet ücretlerinin de tarafına ait olduğunu, 2003 yılından beri tüm davaların başarıyla takip edilip sonuçlandırıldığını, borçluların gayrimenkullerine hacizler konulup tahsil aşamasına gelindiği sırada müvekkilinin vekillikten azledildiğini, azledilmesinin muhatapların kötü niyetini gösterdiğini, vekaletten azil edilmesi nedeniyle davalılara .... Noterliği aracılığıyla 642 yevmiye sayılı 06.01.2011 tarihli ihtarnamesi ile sözleşmeden kaynaklanan avukatlık ücretleri, yasal vekalet ücretleri ve masrafları talep ettiğini, ancak karşı tarafın mukabil ihtarname ile bu bedelleri vermeyeceklerini bildirdiğini ileri sürerek; %25 vekalet ücreti ve yasal vekalet ücretleri ile yaptığı masrafların ayrıca değeri ölçülemeyen dava ve şikayetlerin İstanbul Barosu AAÜT gereği hesaplanarak azilname tarihi olan 17.12.2010 tarihinden dava tarihine kadar işlemiş faizi ile birlikte şimdilik 30.000,00 TL'nin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Birleşen davada davacı vekili; müvekkili tarafından haksız azil nedeniyle 08.05.2012 tarihinde İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/445 Esas sayılı dosyasında 30.000,00 TL'lik vekalet ücreti alacağına karşılık kısmi alacak davası açtığını, yargılama sonucunda 06.05.2014 tarihinde verilen 2014/211 sayılı karar ile davanın reddedildiğini, kararın müvekkilinin temyizi üzerine bozulduğunu, dosyanın karar düzeltme talebine istinaden Yargıtay'da olduğunu, müvekkilinin takip ettiği ve bitirdiği dava ve icra takiplerinden dolayı asıl davada görülmekte olan dava dışında 100.000 TL daha avukatlık ücreti alacağı bulunduğunu, karar düzeltme incelemesinde bulunan İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/445 Esas sayılı dosyasında ıslah yoluyla fazlaya dair alacağını talep etmediklerinden dolayı müvekkilinin 100.000 TL vekalet ücreti alacağı için işbu ek davayı açmak zorunda kaldıklarını ileri sürerek İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/445 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, müvekkilinin alacağını teşkil eden asıl dava dışındaki ek 100.000,00 TL vekalet ücretinin azil tarihi olan 17.12.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Asıl ve birleşen davada davalılar vekili; mahkemenin davayı görmeye yetkili olmadığını, yetkili mahkemenin Kadıköy Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davacının taşınmazların satış aşamasına gelinip satış günü alınması safhasında azledildiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının işlemleri takipsiz bıraktığını, azilde bir sebebin haklı sayılabilmesi için zararın doğmuş olmasının şart olmadığını, müvekkillerin güven ilişkisinin zedelenmesi yüzünden zarara uğrayabileceklerini düşünmesinin yeterli olduğunu, azlin haklı olduğunu beyan etmiş, bu nedenlerle davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, davacı avukatın davasını dayandırdığı sözleşme hükümlerinde ön görülen davacı avukatın alacağına kavuşmasını tahsilat üzerinden belirli tutarda ödemeye hak kazanma şeklindeki başarı şartına bağladığı davacı avukatın ücret alacağına kavuşmak için dayanak sözleşmede ön görülen başarı şartının gerçekleşmesi için sarfı gereken azami gayreti göstermediği bu nedenle davalı tarafın davacı avukatın ihmalkar davranarak güvenlerini kaybettiği yönündeki savunmalarına itibar edilmesi gerektiği, davalıların davacı avukatı vekaletten azletmelerinin haklı sebebe dayalı olduğu, vekaletten azle kendi kusuru ile sebebiyet veren davacı avukatın vekalet ücreti alacağını talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 13.HD'nin 24.06.2015 tarih, 2014/36226 E., 2015/21675 K. sayılı ilamı ile; davacının sair temyiz itirazları reddedilerek somut uyuşmazlıkta, davalılar tarafından davacı avukatın vekalet görevinin gereklerini tam ve sağlıklı olarak yerine getirmediğinden dolayı haklı olarak azledildiği, Avukatlık Kanunu'nun 174 üncü maddesi hükmüne ve Dairenin kökleşmiş içtihatlarına göre haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebileceği, bu itibarla mahkemece, dosyada mevcut 09.07.2008 tarihli “Sözleşme ve İbraname” başlıklı sözleşmenin imzası bulunan davacı ile davalı ...' yı bağlayacağı ve bu kişiler arasında geçerli olduğu ancak davalı ... yönünden ayrıntılı döküm olmamasından dolayı ibraname özelliği taşımayacağı, ancak belge ve makbuz niteliğine haiz olabileceği, diğer davalı ...'ın imzası olmadığından 09.07.2008 tarihli “Sözleşme ve İbraname” başlıklı sözleşmenin bu davalıyı bağlamayacağı ve bu davalı yönünden 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’ nun ücrete ilişkin 163 ve 164. maddeleri gereğince, değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde hukuki yardımın başladığı tarihteki yürürlükte olan kanun hükümleri uygulanarak, 02.05.2001 ile 20.01.2004 tarihleri arasında hukuki yardım başlamışsa yüzde beş ile onbeş, bu tarihten sonra ise, yüzde onu ile yüzde yirmi arasındaki bir oran tatbik edilerek, değeri para ile ölçülemeyen davalarda ise avukatlık asgari ücret tarifeleri uygulanacağı ayrıca masrafları kendisinin yaptığını iddia eden davacı avukatın bunu kanıtlaması gerektiği aksi takdirde bu masrafların davalılardan peşin olarak alınmış olduğunun kabul edileceği dikkate alınarak dava dilekçesine konu yapılan dava ve icra dosyalarından sonuçlanıp, kesinleşenler yönünden ne kadar akdi ve karşı yan vekalet ücretine hak kazanıldığı, davacı avukat tarafından davaya konu dava ve icra takiplerle ilgili olarak ne kadar masraf yapıldığı ve taraflar arasındaki vekalet sürecinde davacı avukatın davalılardan ne kadar vekalet ücreti ve masraf tahsil ettiği hususlarında alanında uzman yeni bilirkişi heyeti marifetiyle taraf ve yargı denetimine esas olacak şekilde rapor tanzimi sağlanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken haklı azilden dolayı vekalet ücreti talep edilemeyeceği gerekçesi ile davanın tümden reddine karar verilmesi nedeniyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı vekilin, davalı müvekkillerinin güvenini sarsıcı nitelikteki eylemleri nedeniyle azlin haklı neden dayandığı, ... yönünden yapılan incelemede, 09.07.2008 tarihli sözleşmenin kendisini bağlayacağı, buna karşılık ayrıntılı döküm bulunmaması nedeniyle belge ve makbuz niteliğinde sayılması gerektiği, yapılan tahsilatlar mahsup edildiğinde %25 üzerinden hesaplanan vekalet ücreti kapsamında davacıya 102.000,97 TL vekalet ücreti borcunun bulunduğu, haklı azil nedeniyle bilirkişi raporunda Yargıtay bozma ilamına uygun olarak sadece kesinleşen dosyalar yönünden hesaplama yapıldığı; diğer davalı ... yönünden yapılan incelemede, 09.07.2008 tarihli sözleşmede imzasının bulunmaması nedeniyle kendisini bağlamayacağı, vekalete konu davaların para ile ölçülebilir nitelikte olduğu, bilirkişi heyetince Avukatlık Kanunu'nun 163 ve 164. maddelerine uygun olarak %10 ve %20 üzerinden usulünce hesaplama yapıldığı, kesinleşen dosyalar yönünden davalıların davacıya 23.760,46 TL karşı yan vekalet ücreti ödeme borcunun bulunduğu, asıl davada talebin 30.000.00, birleşen davada ise 100.000,00 TL'ye ilişkin olduğu, davacı tarafça ıslah dilekçesi sunulmadığı, yukarıda belirtilen sorumluluk meblağlarına göre davalı ...'in asıl davada talep edilen 30.000,00 TL'nin tamamından; birleşen dava yönünden ise 72.000,97 TL'sinden, davalı ...'nın ise %10 ila %20'lik bedellerin ortalaması olan 14.055,72 TL yönünden davacıya karşı sorumlu olacakları, karşı yan vekalet ücreti olan 23.760,46 TL yönünden ise davalıların müşterek ve müteselsilen sorumlu oldukları gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne karar karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili, bozmaya uyularak yapılan yargılamada bozma gereklerinin yerine getirilmediği, vekalet ücretinin %25 üzerinden hesaplandığı, davalılar arasında gerekçe belirtmeksizin tüm dosyalar açısından mülkiyet oranına göre menfaat belirlendiği, haklı azil olması nedeniyle %10 yerine %15 üzerinden ücret hesabı yapılmasının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK, 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK

2. 6100 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 502 ve devamı maddeler,

3. 1136 sayılı Avukatlık Kanun'un 164 üncü maddesi,

3. Değerlendirme

1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yapılamasının mümkün olmamasına ve özellikle bozma ilamında belirtildiği şekilde 09.08.2008 tarihli Sözleşme ve İbranamenin davalılardan ... yönünden geçerli olduğu ve davacı avukatın haklı olarak azledildiği gözetilerek bu yönde yapılan hesaplamaya göre hüküm kurulduğunun anlaşılmasına göre davalıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2. Dosyanın incelenmesinde; azlin haklı olması nedeniyle kesinleşen dosyalar açısından akdi ve karşı yan vekalet ücreti nedeniyle davacı avukatın vekalet ücretini hak ettiği ücretin belirlenmesi amacıyla bozmaya karar verilmiş, yapılan yargılama neticesinde bozmaya uyulmuştur. Bu aşamada karşı yan vekalet ücreti belirli olduğundan davacı karşı yan vekalet ücretinin tamamını davalılardan isteyebilir.

3. Davacı ile davalılardan ... yönünden bağlayıcılığı bulunan 09.07.2008 tarihli 'Sözleşme ve İbraname' başlıklı sözleşmenin 1 inci maddesine göre "İstanbul... mahallesi ... sokak 22 pafta, 397 ada 8 ve 9 parselde bulunan dükkanlarında işgalci olarak bulunan ... mirasçıları ..., ..., ..., ... ve ... 2002 tarihinden tahliye edecekleri (müdahalenin men edileceği) tarihe kadar İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesince tespit edilen aylık 5.000 YTL üzerinden ecri misil veya kira bedelleri ve buna bağlı olarak faiz gelirleri gerek icra müdürlüğü kanalı vasıtasıyla gerek haricen vekil edenlerce veya vekil tarafından tahsil edildiğinde tahsil edilen bu bedelin %25 i vekalet ücreti olarak vekilde kalacak ya da haricen ödenmişse vekil edenler vekilin %25 bedelini vekile ödeyeceklerdir. Tahsil edilen paralardan öncelikle vekilin parası ödenecektir." Yine sözleşmenin devamında "Vekil, vekil edenlerden bu ecri misil bedeli dışında avukatlık ücreti talep etmeyeceklerdir." hususlarında mutabakata varmışlardır.

Bu durumda davacı, davalı ... ile yapılan sözleşmede belirtildiği şekliyle kesinleşen İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/43 E., 2006/233 K. sayılı dosya nedeniyle %25 oranında akdi vekalet ücretine hak kazanacaktır.

4. Avukatlık Kanunu 164/4 üncü maddesinde "...Avukatlık asgarî ücret tarifesi altında vekâlet ücreti kararlaştırılamaz. Ücretsiz dava alınması halinde, durum baro yönetim kuruluna bildirilir.(Değişik üçüncü ve dördüncü cümle:13/1/2004 – 5043/5 md.) Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilâmın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır..." düzenlemesi mevcuttur. Dolayısıyla sözleşmenin kapsamı dışında kalan tüm dava ve işler nedeniyle Avukatlık Kanunu 164/4 üncü maddesindeki oran uygulanarak vekalet ücreti hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde bu davalı yönünden tüm dosyalara %25 oranının uygulanmış olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri kanununun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi uyarınca davalılar yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.