Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4934 E. 2025/534 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hekim hatasından kaynaklı tazminat isteminde, hastanenin ve doktorların kusurlu olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Hastanın ilk muayenesinde beyin kanaması bulgusu olmadığı, doktorun tanı ve tedavisinde kusur bulunmadığı, yapılan tıbbi müdahalelerin yeterli olduğu ve hastanın ölümünden hastanenin sorumlu tutulamayacağı gözetilerek davacıların temyiz itirazları reddedilmiş ve davalı lehine vekalet ücreti düzeltilerek karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/487 E., 2022/66 K.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacılar vekilince istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 28.01.2025 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; davacı ...'ın annesi ve ...'ün eşi ...’ün 03.11.2008 gecesi baş ağrısı şikayeti ile davalı hastaneye başvurduğunu, ...'ün beyin kanaması geçirdiğinin söylendiği ve hastane yetkilileri tarafından Bağcılar ... Hastanesine sevk edildiğini, bu hastanede 11.11.2008 tarihinde vefat ettiğini, olayda davalı hastanenin kusurlu olduğunu ileri sürerek, davacılar için ayrı ayrı 5.000,00'er TL destekten yoksunluk tazminatı ile davacı ... için 30.000,00 TL ve Mahmut için 20.000,00 TL manevi tazminatın 11.11.2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; tıbbın gerektirdiği tüm müdahalelerin yapıldığını, tedavi sürecinde hastane personeli ve hastanenin tıp kurallarına aykırı herhangi bir kusurlu davranışı yada ihmali bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 05.02.2014 tarihli kararıyla; davacılar murisi ...'ün ölümü ile sonuçlanan olaylarda davalı hastane ve doktorların ihmal ve kusurlarının bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Mahkeme kararına karşı davacılar vekilinin temyiz yoluna başvurması üzerine, Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 10.05.2018 tarihli kararıyla; Mahkemece Adli Tıp Kurumu raporuna itibar edilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş ise de davacının rapora itiraz ettiği, raporda, beyin kanaması bulguları ile davacılar murisinin şikayetlerinin örtüşüp örtüşmediği, tanı ve tedavi için ileri tetkikin gerekip gerekmediğinin açıklanmadığı, hâl böyle olunca, bu rapora itibar edilerek hüküm kurulamayacağı, Mahkemece üniversiteden, itirazları karşılayan, tıbbın gerek ve kurallarına göre olayda davalıların sorumluluğunu gerektirecek ihmal ve hata bulunup bulunmadığını gösteren, denetime elverişli rapor alınmak suretiyle karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozmaya uygun şekilde alanın bilirkişi kurul raporlarında; hastanın 11.11.2008 tarihinde tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybettiği, hastaya bu süreçte yapılan tedavi ve tıbbi girişimlerin uygun ve yeterli olduğu, doktorun hastanın poliklinik muayenesi sırasında gerekli özeni gösterdiği ve tanı için eksik tetkik durumunun söz konusu olmadığı, yine hastanın beyin kanaması sonrası takip ve tedavisinin yapıldığı yoğun bakım ünitesinde tıbbın tüm gerekliliklerinin yerine getirildiğinin mütalaa edildiği, ...'ün ölümü ile sonuçlanan olaylarda davalı hastane ve doktorların ihmal ve kusurlarının bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili; Bozma ilamı sonrasında yapılan bilirkişi incelemesinde, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin bozma kararına gerekçe olarak gösterdiği "beyin kanaması bulguları ile davacılar murisinin şikayetlerinin örtüşüp örtüşmediği" hususunun irdelenmediğini, raporda sadece benzer bir vakada hekimin yapması gerekenlerin ifade edildiğini, dava konusu olayda hekimin hangi tanı ve tedavi yöntemlerini uyguladığı, tespit ve teşhislerinde hata bulunup bulunmadığından detaylı bir şekilde bahsedilmediğini, dosyanın yeni bir heyete gönderilerek bozma ilamına uygun bir şekilde bir rapor alınması taleplerinin gerekçesiz bir şekilde reddedildiğini, bozma ilamında belirtilen hususları karşılar şekilde rapor alınması için mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.

2. Davalı vekili; Mahkeme tarafından 23.07.2014 tarihinde verilen İlk Derece Mahkemesi kararının temyiz edilmemesinin davacılar lehine bir usuli kazanılmış hak oluştuğu şeklinde bir hukuki değerlendirmeye gidilerek bozmadan önceki karar yılı olan 2014 yılında yürürlükte olan Kanuna göre vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, hükmün vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmesini istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

1. Uyuşmazlık hekim hatasından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.

2. Davacılar vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede, Mahkemece bozma ilamında belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verildiği, hükme esas alınan Bilirkişi Kurulu raporlarında, müteveffa ...’ün, ilk başvurusu sırasında şikayeti (başağrısı) ve doktor muayene bulguları (boğazda kızarıklık-post nazal akıntı) sonucu bir üst solunum yolu enfeksiyonu akut sinüzit tanısına ulaşıldığı, bu muayene sırasında hastada beyin kanaması geçirdiğini gösterecek hiçbir nörolojik muayene bulgusu saptanmadığı, bu durumda doktorun akut sinüzit teşhisi koymasının doğru olduğu, doktorun başka bir tetkik istemesine (beyin BT) gerek olmadığı, doktorun, hastanın şikayetine uygun olarak gerekli tüm muayene ve tetkikleri yaptığı, hastaya bu süreçte yapılan tedavi ve tıbbi girişimlerin uygun ve yeterli olduğunun belirtildiği, hal böyle olunca, hastane veya doktora sorumluluk yüklenemeyeceğinin anlaşılmasına göre davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

3. Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13. maddesinde; "(1) Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.(2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.(3) Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.(4) Maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur." şeklinde düzenleme yer almaktadır. Mahkemece davacıların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kendisini vekil ile temsil ettiren davalı vekili için vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bozma önceki karar tarihinde ücret tarifesine göre vekalet ücreti takdir edilmesi, usul ve Kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,

2.Davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının hüküm fıkrasının beşinci bendinin hükümden çıkartılarak yerine;“Reddedilen maddi tazminat yönünden karar tarihindeki tarifeye göre takdiren 5.100,00 TL maktu vekalet ücreti ile reddedilen manevi tazminat için takdiren 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, ” cümlesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

28.000,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacılara yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,

1086 sayılı Kanun'un 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

28.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.