"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/11 E., 2023/153 K.
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı Kurum ile müvekkili arasında sağlık hizmeti satın alma sözleşmesi bulunduğunu, davalının 2013 yılı sözleşme hükümlerine dayanarak müvekkiline ait hastanede tedavi gören bir kısım hastalara ilişkin faturalardan kesintiler yaptığını, ancak yapılan kesintilerin haksız olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin yapılan kesinti toplamı 52.960,43 TL üzerinden davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; Kurum işleminin sözleşmeye ve mevzuata uygun olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 03.02.2015 tarihli ve 2013/525 E. 2015/32 K. sayılı kararıyla; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne ve davacının 52.877,37 TL üzerinden davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 24.05.2017 tarihli ve 2015/17492 E. 2017/6002 K. sayılı ilamıyla; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, SGK listelerinde yer almayan malzemelerin eş değerinin alım fiyatlarının ne şekilde tespit edileceği noktasında toplandığı, Sağlık Uygulama Tebliği’nin tıbbi malzeme ödeme esasları başlıklı ilgili maddesinde; "SUT ve eki listelerde yer almayan tıbbi malzemeler ihale/doğrudan temin sonuç bilgileri ekranında son bir yıl içerisinde farklı en az 3 hastanenin fiyatı olmak üzere tespit edilen ve kurum taşra teşkilatı inceleme birimlerince benzer nitelikte aynı işlevsel özellikte ve aynı tıbbi sonucu verdiği kabul edilen malzemenin işlem tarihinden önceki son 1 yıl içerisindeki en ucuz 5 fiyatın ortalaması alınarak KDV dahil fiyatı fatura tutarını geçmemek üzere ödenir." hükmünün yer aldığı, ancak bilirkişi tarafından bu maddeye göre bir araştırma ve oranlama yapılmadan, istenen fiyatların Kamu İhale Kurumu fiyatlarını aşmadığı kanaati ile sonuca gidildiği; bu durumda Mahkemece, değinilen bu hususların da gözetilmesi suretiyle ve davalı tarafın rapora itirazlarını da karşılayacak şekilde, konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bir heyetten taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınarak, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, hükmün davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 07.11.2019 tarihli ve 2017/456 E. 2019/410 K. sayılı kararıyla; bozma ilamı doğrultusunda aldırılan bilirkişi raporuna istinaden, davalı kurumca malzeme fiyatları nedeniyle yapılan 15.456,92 TL'lik kesinti ile sağlık hizmeti bedeliyle ilgili yapılan 5.933,83 TL'lik kesintinin yerinde olduğu, ancak sağlık hizmeti bedeliyle ilgili yapılan 31.569,68 TL’lik kesintinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının 31.569,68 TL üzerinden davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 25.06.2020 tarihli ve 2020/1292 E. 2020/3514 K. sayılı ilamıyla; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hastaların tedavileri sırasında kullanılmış olan malzemeler ile ilgili olarak yapılan 15.456,92 TL kesinti yönünden; Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun yazısı ve ekindeki CD incelendiğinde, birincil ürün barkod numaralarının bulunmadığı, aynı zamanda muadil yani benzer nitelikte ve aynı işlevsel özellikte, aynı sonucu verdiği kabul edilen malzemelerle ilgili bilgi olmadığından değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı ve kesintinin dosyaya sunulan evraklar gözetilerek yerinde olduğu belirtilmiş ise de, Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun yazısında, rayiç bedelleri belirlenen ilgili tıbbi cihazlara ait bilgilerin yer aldığı listenin ekte gönderildiğinin bildirildiği, ancak bilirkişi raporunda bu liste yönünden değerlendirme yapılmadığı gibi neden değerlendirmeye alınmadığı hususunda da açıklayıcı ve aydınlatıcı bir bilgi bulunmadığı, bu haliyle bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmadığı; hastalara verilen sağlık hizmetlerine ait faturalardan yapılan 37.503,51 TL kesinti yönünden ise; hükme esas alınan 30.04.2019 tarihli bilirkişi raporunda, hastalara verilen sağlık hizmetlerine ait faturalardan yapılan toplam 37.503,51 TL kesintiden 5.933,83 TL'lik kısmın yerinde olduğu değerlendirilmiş ise de; 20.10.2014 tarihli bilirkişi raporunda, 37.503,51 TL kesintiden 83,06 TL'lik kısmın yerinde olduğunun belirlendiği, buna göre dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporları arasında çelişki bulunmakta olup, Mahkemece raporlar arasındaki çelişki giderilmeksizin hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle, hükmün davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
C. Üçücü Bozma Kararı
1. Mahkemenin 17.06.2021 tarihli ve 2020/183 E. 2021/215 K. sayılı kararıyla; davacı tarafça, bozma ilamı doğrultusunda yeni bir bilirkişi raporu alınması için verilen kesin sürede eksik masrafların yatırılmadığı, dosya içinde bulunan bilgi ve belgelere göre davacının, davalı tarafça yapılmış olan işlemlerin haksız olduğunu kesin olarak ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 29.09.2022 tarihli ve 2022/5224 E., 7151 K. sayılı ilamıyla; somut olayda, Mahkemenin 07.11.2019 tarihli ve davacının davalıya 31.569,68 TL üzerinden borçlu olmadığına ilişkin verilen ikinci kararının, sadece davacı tarafından temyiz edildiği ve Dairece eksik inceleme nedeniyle bozulduğu; buna göre, ikinci kararda hükmedilen miktarın davacı yönünden usulü kazanılmış hak oluşturduğu; bu durumda Mahkemece, davanın 31.569,68 TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, hükmün davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya 31.569,68 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; dosyada yer alan deliller, müvekkili kurumun kayıtları, önceki Mahkeme kararları ve emsal Yargıtay kararları göz önüne alındığında, kısmen kabul kararının usul ve yasaya uygun olmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; sağlık hizmeti satın alma sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 19 uncu maddesi,
2. Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği,
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı kararı ile 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı kararı.
3. Değerlendirme
Mahkemece bozma ilamında belirtilen hukuki esaslar gereğince karar verildiği, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı Kurum vekilinin temyiz itirazının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
17.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.