"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/296 E., 2023/493 K.
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının avukat olduğunu, davalılardan avukat ...'ın diğer davalı ... tarafından vekil tayin edildiğini, sonrasında aldığı vekaletnameye istinaden davacıya yetki belgesi çıkarttığını, davacının bu yetki belgesi ile davalı ...’ı Üsküdar 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/771 Esas sayılı dosyasında vekil olarak temsil ettiğini, yargılama aşamasındaki tüm işlemleri kendisinin yerine getirdiğini, on bir yıl devam eden yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verildiğini, davacının kararı temyiz ederek İstanbul 4. İcra Müdürlüğünün 2012/12370 Esas sayılı dosyasında takip başlattığını, sonrasında bu durumu e-posta ile davalı ...'a bildirdiğini, davalı avukat tarafından davacıya hakaret edilerek yetkisinin kaldırıldığını, bunun üzerine davacının gönderdiği iadeli mektup ile vekalet ücreti ve yaptığı masrafları talep ettiğini, ancak bir ödeme yapılmadığını, davacının takip ettiği işler sebebiyle vekalet ücretine hak kazandığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla mahkeme vekalet ücreti olarak 5.750 TL, icra vekalet ücreti olarak 15.104 TL ve yapılan masraflar için bakiye 864,65 TL’nin mektubun tebliğ edildiği tarihi ve verilen 30 günlük süre dikkate alınarak, 30.08.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş; ıslah dilekçesi ile talebini 10.093,15 TL ilave ile yükseltildiğini bildirmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili; davalı ...'ın avukat olduğunu, işlerinin yoğunluğu nedeni ile yardımcı olması ve üç dava dosyasını takip etmesi için davacıyı yetki belgesi ile yetkilendirdiğini, davacı ile vekalet ücretinin yarısının kendisine ödeneceği yönünde şifai bir anlaşma bulunduğunu,, davacının dava dosyasını takip ettiğini ancak lehe karar çıktığını haber vermeksizin kararı temyiz ettiğini, yine yetki belgesinin fotokopisini aslı gibi yaparak icra takibi başlattığını, davacıya verilen yetkinin sadece davaları takip için verildiğini, davacının icra takibi başlatmak için yetkilendirilmediğini, bu sebeple davacının yetkilerinin geri alındığını, davacı ve davalı ... arasında ise bir vekalet ilişkisinin bulunmadığını, bu sebeple bu davalı yönünden husumetten ret kararı verilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 24.06.2015 tarih ve 2013/729 Esas, 2015/254 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulü ile 15.992,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karara yönelik süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 24.05.2018 tarih, 2015/37427 Esas, 2018/6206 Karar sayılı ilamı ile, tarafların sair temyiz itirazları reddedilerek, davalı avukat ...'ın tevkil yetkisi içeren vekaletname ile davacı avukatı vekil tayin etmesi üzerine davacı avukat ile müvekkili olan davalı ... arasında vekalet ilişkisi kurulduğu, davacının tevkil eden avukatın yetki belgesindeki yetkilerini geri alması üzerine vekillik görevinin son bulduğu, davacıya verilen yetki belgesinin vekaletnamedeki tüm yetkileri kapsaması sebebiyle davalı ... adına icra takibi başlatılmasının yasaya uygun olduğu, bu durumda davacının yetkileri haksız olarak kaldırıldığı için emek ve mesaisine karşılık vekalet ücretine hak kazandığı, mahkemenin hak kazanılan vekalet ücretinin yarısının davacıya ait olduğuna karar vermesinin yerinde olduğu, ancak davacı lehine başlatmış olduğu icra takibi nedeniyle akdi vekalet ücretine ve icra dosyasından tahsilat yapılmışsa karşı yan vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken sadece karşı yan vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu, ayrıca davacının davalılara 20.07.2012 tarihli taahhütlü mektup göndererek alacağının tebliğden itibaren 30 gün içerisinde ödenmesini isteyerek 30.08.2012 tarihinde davalıları temerrüde düşürdüğü, Mahkemece faiz başlangıcı yönünden ihtarnamede verilen sürenin dikkate alınması gerekirken, dava tarihinin esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1.Mahkemesinin 13.10.2022 tarihli ve 2020/584 Esas, 2022/634 Karar sayılı kararıyla; bilirkişi ek raporunun hükme ve denetime elverişli olduğu, raporda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 26.085,15 TL alacağın 30.08.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, karara karşı davalılar vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
2. Dairenin 16.01.2023 tarihli ve 2022/8222 E., 2023/21 K sayılı kararıyla; davalılar vekilinin, davacının ıslah dilekçesine karşı süresi içerisinde zamanaşımı def'ini ileri sürdüğü, Mahkemece artırılan alacak miktarı yönünden ileri sürülen zamanaşımı defi hususunda olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapılmaksızın karar verildiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında belirtilen kararıyla davaya konu talebin avukatlık vekalet ücret sözleşmesinden kaynaklı olduğu, TBK'nın 147 nci maddesi uyarınca alacağın 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, dava tarihi 25.02.2013 ve ıslah tarihi olan 15.06.2022 dikkate alındığında; ıslah tarihi itibariyle alacağın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 15.992,00 TL alacağının 30.08.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınıp davacıya verilmesine, 864,65 TL yargılama gider alacağı yönünden ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili; iddia, savunma, delil ve sair dilekçelerin gerekçeli kararda yer almadığı ve tartışılmadığını, kararın gerekçesiz olduğunu, bozma kararları ve dosya münderecatı gözönünde tutulduğunda davanın tümüyle reddine karar verilmesi gerekirken davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, ıslah ile birlikte davanın müddeabih değeri de arttırılmış olmasına karşın hüküm kısmının 2. ve devamı maddelerinde bozmadan önceki karardaki oran üzerinden yargılama giderine hükmedildiğini, yargılama giderlerinin davacının talebinin %50,27'sinin kabul edildiği gözönünde tutularak hesaplanması gerekirken fahiş yüksek yargılama giderine hükmedilmesinin ve davacının ıslah talebinin reddine karar verilmiş olmasına karşın ıslah harcının taraflarınca ödenmesine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının ıslah dilekçesi ile davasını 10.093,15 TL arttırmış olduğu da gözönünde tutularak reddedilen kısım yönünden 9.200,00 TL maktu ücrete hükmedilmesi gerekirken 864,65 TL vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının da hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2 nci maddesi.
2.09.05.1960 tarihli ve 21/9 ile 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan Mahkeme kararında; tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hakim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda kararın verilmiş olmasına ve bozmaya uymakla kesinleşen ve karşı taraf yararına usuli kazanılmış hak durumu oluşturan kısımlar hakkında Mahkemece yeniden inceleme yapılmasına imkan bulunmadığının anlaşılmasına göre; davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2 nci maddesi; "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." şeklindedir.
3. Mahkemece, gerekçe kısmında ıslahla artırılan kısmın zamanaşımına uğradığı belirtilmiş olmasına rağmen hüküm kısmında reddedildiği anlaşılan ıslahla artırılan kısım hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması ve bu doğrultuda vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin hesaplanmamış olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
03.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.