"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/1126 E., 2022/1338 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; 24.04.2009 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli sözleşme ile davacı tarafından davalıya kiralanan otelin sözleşme süresi sonunda tahliye edildiğini, ancak ana bina ve eklentilerine zarar verildiğini, kiralananda çok sayıda kırılma, dökülme gibi fiziksel zararların bulunduğunu, otelin tahliyesi sırasında boya, badana, bakım ve temizlik işlerinin dahi yapılmamış olduğunu ileri sürerek; şimdilik 24.193,43 TL tazminatın sarf edildiği tarihlerden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; otele herhangi bir zarar verilmediğini, davacının ücret karşılığında ve kendi istediği doğrultusunda düzenlettiği raporun hukuki yönden geçerli olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece verilen 25.12.2014 tarihli ve 2013/204 E., 2014/769 K., sayılı kararla; davanın kısmen kabulü ile 18.372,00 TL' nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmitşir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 02.10.2019 tarihli ve 2018/3098 E., 2019/7394 K. sayılı ilamla; davacı tarafından ibraz edilen kira sözleşmesinde kiralananın tahliyesi sırasında boya ve badanasının yenileneceğine dair bir düzenleme bulunmadığına göre boya badana masrafının olağan kullanımdan kaynaklandığı, hor kullanma sonucu oluşmadığı gözetilerek, boya ve badana masrafına yönelik talebin reddi gerektiği; öte yandan, hor kullanmadan kaynaklanan karo ve seramiklere ilişkin hasar bedeli belirlenirken taşınmazın eski bir yapı olduğu iddiası bulunduğundan, taşınmazın kullanım yılı ile birlikte kira sözleşmesi uyarınca kullanılan süre birlikte değerlendirilerek yıpranma payı da düşülmek suretiyle hor kullanma bedelinin belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle, hüküm bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bilirkişi raporunda davalının hor kullanımından kaynaklı olarak karo ve seramiklerin yapıldığı tarih itibariyle yıpranma payı düşülmesi sonrasında bedelinin 5.862,24 TL olarak belirtildiği, boya ve badana imalatındaki eskimenin olağan kullanımdan kaynaklandığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 5.862,24 TL'nin 22.09.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporuna itirazın dikkate alınmadığını, fatura içeriğinden boya badana yapıldığının da belli olduğunu, yapılan işler bakımından ortalama değerler bulunarak dosyaya sunulan işlerle uyumlu olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğini, eskime ve bozulmaların hor kullanmaya dayalı olup davalının kusurlu bulunduğunu, boya badanaya ilişkin talebin reddinin doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kiralananın hor kullanılmasından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 316 ncı maddesinin birinci fıkrası ile 334 üncü maddesi.
2. 04.02.1959 tarihli ve 13/5 ile 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen Mahkeme kararının; uyulan bozma ilamında belirtilen hukuki esaslar gereğince verildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli ve uyuşmazlığı çözer mahiyette olduğu, bozmaya uymakla kesinleşen ve karşı taraf yararına usuli kazanılmış hak durumu oluşturan kısımlar hakkında Mahkemece yeniden inceleme yapılmasına imkân bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Mahkeme kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
23.10.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.