"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/196 E., 2022/88 K.
DAVA TARİHİ : 26.10.2010
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının belediyeden kiraladığı taşınmazda inşa ettiği turistik tesisi işlettiğini, 28.08.2010 günü saat 05.30 sıralarında meydana gelen yangın sonucunda tesisteki bina ile birlikte kullanılan tüm demirbaş eşyaların ve tüketim malzemelerinin de kullanılamaz hale geldiğini, Gölcük Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan tespite katılan bilirkişi tarafından yangının enerji nakil sistemlerinin şartname ve yükümlülüklere uygun olarak seçilmemesi ve tesisin orman içinde yer almasına rağmen hattın özensiz ve dikkatsiz çekilmesinden dolayı meydana geldiğinin bildirildiğini, bu nedenle davacının uğradığı zarardan davalı şirketin sorumlu olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, yanan bina ve malzeme bedeli ile mahrum kalınan kazanç nedeniyle şimdilik 10.000,00 TL tazminat ile 924,00 TL tespit giderinin, tazminat tutarına olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 25.08.2011 tarihli ıslah dilekçesiyle tazminat talebini 161.000,00 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; yangının, davacının iç tesisatındaki kablodan kaynaklı kısa devre nedeniyle ortaya çıktığını, yangından ötürü B-71 nolu direğe giden özel hatta kısa devre oluştuğunu, ancak dağıtım panosundaki sigortanın devreye girmesi sonucu yangının civar köy ve mahallelere sıçramasının önüne geçildiğini, dağıtım panosundaki kararmanın ise olaydan önce 25.08.2010 tarihinde sokak hattında meydana gelen kısa devreden ötürü oluştuğunu, davacının B-71 nolu direğe giden özel hattı orman içinden dağınık ve düzensiz olarak geçirdiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 21.11.2012 tarihli ve 2010/704 E., 2012/591 K. sayılı kararıyla; yangının, davacının işlettiği tesiste çıktığı ve oradan yayıldığının sabit olduğu, davacının kurulu gücün taşıyamayacağı şekilde tesise elektrikli aletler koyduğu, ancak tesisatı buna uygun hale getirmediği, bunun da şebekeye aşırı yüklenme sonucunu doğurduğu, işletmeye ait panoda kaçak akım koruma rölesi bulunmaması nedeniyle işletmenin sigortalarının meydana gelen kısa devreyi önleyemediği ve yangın çıktığı, bilirkişi raporlarında yangının davacıya ait işletmede çıktığı ve kusurun çoğunluğunun davacıya ait olduğu yönünde anlatımda bulunulduğu halde, kusur dağılımında sebep-sonuç ilişkisine aykırı biçimde davacının işletmesinin gerekli elektrik donanımına sahip olması durumunda yangının hiç çıkmayacağı gözardı edilerek yarıdan fazla oranda kusurun (% 60) davalıya yüklendiği, davalıya yüklenebilecek kusurun kaynağının yangına sebebiyet veren arıza akımının davacıya ait tesisin koruma elemanları tarafından devreden elimine edilememesi durumunda davalıya ait sigortaların işlevini yerine getirerek zarar meydana gelmeyecek süre içinde kesmesi lüzumu olduğu, bu kusurun da tali olduğu ve davalıya ancak % 25 oranında kusur atfedilmesini gerektirebileceği, zarar hesabında bu kusur oranlarının esas alınması gerektiğinden bahisle, davanın kısmen kabulü ile 68.749,50 TL tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 03.07.2013 tarihli ve 2013/7535 E., 2013/11549 K. sayılı ilamla; "...Mahkemenin olayın sübutu hakkındaki değerlendirmelerinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak, meydana gelen yangının davacının tesisine kurulu gücün taşıyamayacağı şekilde elektrikli aletler konmasına rağmen, davacının tesisatını buna uygun hale getirmediği, bunun da şebekeye aşırı yükleme yapması sonucunda kısa devre meydana getirdiği, işletmeye ait panoda kaçak akım koruma rölesinin bulunmayışı nedeniyle de davacı işletmesinin sigortalarının kısa devreyi önleyemeyerek yangının çıktığı sabit olması karşısında, mahkemece, meydana gelen yangın ve sonucunda oluşan hasar arasında, davalı kurum yönünden illiyet bağının kesilip kesilmediği araştırılmadan ve bu husus değerlendirilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş..." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozma ilamına uyan Mahkemenin 24.01.2018 tarihli ve 2014/4 E., 2018/8 K. sayılı kararla; alınan 11.04.2016 tarihli kök ve 20.11.2017 tarihli ek bilirkişi raporları doğrultusunda meydana gelen yangın sonucunda oluşan zarar nedeniyle davalı kurumun kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 16.04.2019 tarihli ve 2018/4255 E., 2019/3401 K. sayılı ilamıyla; davacı tarafın sair temyiz itirazları reddedilerek; aldırılan tüm bilirkişi raporlarına göre dağıtım şebekesi ile davacıya ait özel hattaki eksiklikleri gidermek için gerekli işlemleri tesis etmeyen davalı şirketin munzam kusurlu olduğu, hal böyle olunca, Mahkemece; kusursuz sorumlu olan davalı şirketin, munzam kusuru nedeniyle illiyet bağını kesen sebeplere dayanarak sorumluluktan kurtulamayacağı, buna bağlı olarak munzam kusur dikkate alınmak suretiyle davalı şirketin tazminle yükümlü olduğu zarar tutarının belirlenmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuştur.
C. Üçüncü Bozma Kararı
1.Bozma ilamına uyan Mahkemenin 09.09.2020 tarihli ve 2019/189 E., 2020/174 K. sayılı kararla; davalının kusurunun %25 oranında olduğu hususunun bozma kapsamı dışında kalarak kesinleştiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 68.749,50 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine dair verilen karara karşı taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 22.02.2021 tarihli ve 2020/12090 E. 2021/1774 K. sayılı ilamıyla; "...Yerel mahkemenin kabulünün aksine, işbu bozma kararı ile davalı şirketin kusur oranının %25 olduğu hususundaki tespitin kesinleştiğinden bahsedilemez, aksine tam da bu yönün araştırılması, davalının kusuru oranının tespit edilmesi bozma nedeni yapılmıştır. Zira; mahkemece verilen 2. kararda, zarar ile davalı fiili arasında illiyet bağının kesildiği kabul edilerek verilen red kararı, Dairece verilen 16/04/2019 tarihli ilamıyla; davalı şirketin munzam kusurlu olduğu, kusursuz sorumlu olan davalı şirketin, munzam kusuru nedeniyle illiyet bağını kesen sebeplere dayanarak sorumluluktan kurtulamayacağı, buna bağlı olarak munzam kusur dikkate alınmak suretiyle davalı şirketin tazminle yükümlü olduğu zararın tutarının belirlenmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
Bu nedenlerle mahkemece; yeniden konunun uzmanlarından oluşturulacak bilirkişi heyeti ile davalının munzam kusurunun şüpheye yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi ve sonrasında davalı şirketin tazminle yükümlü olduğu zarar tutarının belirlenmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle karar taraflar yararına bozulmuştur.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma sonrası alınan bilirkişi raporuna göre davalı elektrik şirketinin %10 munzam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 27.899,80 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairemizin 16.05.2023 tarihli ve 2022/6876 E., 2023/1476 K. sayılı ilamıyla; bozma ilamına uygun olarak davalının munzam (ek) kusurunun belirlenmesine yönelik tespitlerin doğru bulunmasına, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre, tarafların temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davacı vekili; temyiz dilekçesindeki hususları tekrar ederek yangının işletmede başlamış olması nedenlerinin ispata muhtaç iddialar olduğunu, davacının kurulu gücün taşıyamayacağı şekilde elektrikli aletler koyduğu, ancak tesisatı buna uygun hale getirmediği, bunun da şebekeye aşırı yükleme sonucunu doğurduğu, işletme ait panoda kaçak akım rölesi bulunmaması nedeniyle işletmenin sigortalarının meydana gelen kısa devreyi önleyemediği ve yangın çıktığı hususunun kuşkuya yer olmayacak biçimde kanıtlanması gerektiğini, olayın yaşandığı işletmede elektrik tüketiminin fazlaca olduğunun ispat edilmediğini, işletmeye ait panoda kaçak akım rölesi bulunmadığının doğru olmadığını, hattın yenilenmesi durumunun bilirkişilerce ve Mahkemece dikkate alınmadığını, davalının % 60 oranında kusurlu olduğu birbirini teyit eden bilirkişi raporları ile sabit olmasına rağmen, varsayıma dayalı yanlış değerlendirmelerle ve maddi vakıaya ve raporlara aykırı gerekçe ile davalının % 10 oranında kusurlu kabul edilmesinin hakkaniyete, yasaya ve usule aykırı olduğunu ileri sürerek; Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; elektrik hattından kaynaklanan yangın sonucu meydana gelen zararın tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
2. Yargıtay Dairesince bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle bozmaya uyularak verilen mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunmamasına, ayrıca bozma kararlarının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığının anlaşılmasına göre, davacı vekilinin karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin karar düzeltme talebinin REDDİNE,
Aşağıda yazılı para cezası ile bakiye karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyene yükletilmesine,
16.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi