"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/434 E., 2023/363 K.
Taraflar arasında birleştirilerek görülen alacak ve kesinti işlemin iptali davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili asıl davada; davalı Kurum ile müvekkili arasında sağlık hizmeti satın alım sözleşmesi olduğunu, bu sözleşmeye göre sağlık hizmeti verdiği bir kısım hastalarla ilgili davalı Kurumun ödemesi gereken tedavi bedelinden 141,70 TL kesinti yapması gerekirken 14.344,04 TL kesinti yaptığını, 14.202,34 TL'nin fazla ve haksız yere kesildiğini ileri sürerek, kesinti bedeli olan 14.202,34 TL'nin ödenmesi gereken tarihlerden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
2. Davacı vekili birleşen davada; davalı Kurum ile müvekkili arasında sağlık hizmeti satın alım sözleşmesi olduğunu, davalı Kurum tarafından 2013 yılı Ekim ayı faturalandırma dönemine ait alacağından toplam 69.428,82 TL kesinti uygulanacağının bildirildiğini, ancak bu işlemin haksız olduğunu ileri sürerek, işlemin iptalini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; kesintilerin yerinde olduğunu savunarak, davaların reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Adana 2. İş Mahkemesinin 08.12.2014 tarihli ve 2013/186 E., 2014/515 K. sayılı kararıyla; Mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Adana Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi sonucunda dosyanın gönderildiği Mahkemece verilen 14.04.2015 tarihli ve 2015/86 E., 2015/383 K. sayılı kararla; bilirkişi raporu hükme esas alınarak asıl davanın kabulüne, 14.202,34 TL kesinti bedelinin 03.05.2013 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; birleşen davanın kabulüne, davalı Kurumca tesis edilen 2013 Ekim faturalandırma dönemine ait toplam 69.428,82 TL'lik kesinti işleminin iptaline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 29.01.2018 tarihli ve 2015/35137 E., 2018/844 K. sayılı ilamıyla; kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulduğu, gerekçeli kararda davalının yapmış olduğu savunma ve itirazlar hakkında herhangi bir açıklama ve gerekçe bulunmadığı, gerekçesiz bir şekilde ve usule aykırı olarak yazılı biçimde hüküm kurulmuş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 05.07.2018 tarihli ve 2018/361 E., 2018/350 K. sayılı kararla; bilirkişi raporu hükme esas alınarak asıl davanın kabulüne, 14.202,34 TL kesinti bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; birleşen davanın kabulüne, davalı tesis edilen 2013 Ekim faturalandırma dönemine ait toplam 69.428,82 TL'lik kesinti işleminin iptaline karar verilmiş; karara karşı süresinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 04.06.2020 tarihli ve 2020/1100 E. 2020/2713 K. sayılı ilamıyla; asıl dava yönünden yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına, birleşen dava yönünden ise; bilirkişi raporunun alınmadığı, taraflara kayıtlarını sunmak için imkan verilmesine müteakip, birleşen dava yönünden de konusunda uzman doktor, hukukçu ve Sayıştay Denetçisi bilirkişilerden teşekkül eden 3 kişilik bilirkişi heyetinden, her bir hasta bakımından ayrı ayrı değerlendirme yapılmak suretiyle, davalı Kurumun davacı hakkında tesis etmiş olduğu işlemin hukuka uygun olup olmadığı yönünden yasal dayanakları ile birlikte taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Üçüncü Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 23.09.2021 tarihli ve 2021/56 E., 2021/490 K. sayılı kararla; asıl dava yönünden verilen kararın kesinleşmesi nedeniyle bu dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın kısmen kabulü ile davalı Kurumca tesis edilen 2013 Ekim ayına ilişkin faturalandırma dönemine ait 930,85 TL'lik kesinti işleminin iptaline, fazlaya ilişkin 68.497,97 TL'lik kesinti yönünden ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 15.03.2022 tarihli ve 2021/8693 E., 2022/2286 K. sayılı ilamıyla; davacı şirketin işlettiği hastanede davalı Kurum sigortalıları ..., ... ve ...’ye fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulaması yapıldığı, davalı Kurum tarafından adı geçen hastalar için gerekli EMG tetkiki yapılmadığının tespit edildiği belirtilerek davacıya ait faturalardan kesinti uygulandığı; hükme esas alınan rapordaki doktor bilirkişinin adli tıp uzmanı olduğu, Mahkemece, fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı doktor bilirkişiden tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda ve itirazlarını karşılar nitelikte, ..., ... ve ...’nin hastalıklarının teşhisine yönelik gerekli tetkiklerin yapılıp yapılmadığı, adı geçen hastalara hangi grup tedavi uygulanması gerektiği belirlenerek, SUT hükümleri de değerlendirilmek suretiyle taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli ek rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, uzman olmayan bilirkişi tarafından verilen rapora göre eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 14.06.2023 tarihli bilirkişi raporunda davacı hastahanenin 2013 Ekim ayı dönem faturasından yapılan toplam 68.497,97 TL kesinti ile ilgili SUT fatura inceleme usul ve esasları dikkate alınarak hasta bazında yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda, davalı Kurum tarafından yapılan 68.497,97 TL kesinti işleminin yerinde olmadığının bildirildiği, bilirkişi raporu usulüne uygun olarak davalı Kurum vekiline tebliğ edilmesine rağmen yasal süre içerisinde itiraz edilmediği, davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu, davacı hastahanenin 2013 Ekim ayı dönem faturasından yapılan toplam 67.188,09 TL kesinti ile ilgili hasta bazında yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda davalı Kurum tarafından yapılan 67.188,09 TL kesinti işleminin raporun 3 ve 4. sayfasında yapılan tıbbi tespitler ve SUT fatura inceleme usul ve esasları doğrultusunda yerinde olmadığı gerekçesiyle; davanın kabulü ile davalı Kurum tarafından davacı aleyhine yapılan Ekim-2013 faturalandırma dönemine ilişkin 03.02.2014 tarihli kesinti işlemi iptaline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporuna aykırı olarak davanın kabulüne karar verildiğini, raporun sonuç ve kanaat bölümünde 68.497,97 TL kesinti işleminin yerinde olduğu, Mahkemenin bozma kararına uygun inceleme yapmadan karar verdiğini ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı Kurum tarafından tesis edilen kesinti işleminin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun)'nın 298 inci maddesinin ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1. Bir Mahkeme hükmünde, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların Mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
2. Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise; davacının talebinin 69.428,82 TL kesinti işleminin iptali olduğu, Mahkemece kararın gerekçesinde bilirkişi raporunda 68.497,97 TL kesinti işleminin yerinde olmadığı açıklandıktan sonra gerekçenin son paragrafında "..davacı hastahanenin 2013/ Ekim ayı dönem faturasından yapılan toplam 67.188,09 TL kesinti ile ilgili hasta bazında yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda davalı Kurum tarafından yapılan 67.188,09 TL kesinti işleminin rapor 3 ve 4. sayfasında yapılan tıbbi tespitler ve SUT Fatura inceleme usul ve esasları doğrultusunda yerinde olmadığı..." belirtilmek suretiyle gerekçenin kendi içinde çelişki oluşturulduğu gibi davanın kabulüne ilişkin hüküm kurulmak suretiyle hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluşturulduğu anlaşılmakla, usul ve kanuna aykırı olan kararın bozulması gerekmiştir.
3. Bozma nedenine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usululü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince usulden BOZULMASINA,
2. Bozma nedenine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
25.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.