"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/794 E., 2022/283 K.
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın davalı ... ve mirasçıları yönünden reddine, diğer davalılar yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, dava dışı komiser ve polis memurunun görevini yaptığı sırada davalıların haksız mukavemet göstermeleri ve yaralamaları nedeniyle görevli memurlara nakdi tazminat ödendiğini belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla ödenen toplam 14.103,60 TL tazminatın ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesi vermemişler, dahili davalılar ... mirasçıları, terekenin borca batık olduğunu, mirasçı ... Trabzon 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/112 Esas, 2020/135 Karar sayılı kararı ile miras bırakanı ...'ün mirasının hükmen reddine karar verildiğini savunarak davanın reddini istemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
İlk derece Mahkemesinin 27.12.2012 tarihli ve 2009/5 E., 2012/402 K. sayılı kararıyla; ceza dosyasında dinlenen tanık beyanlarından sanıkların eylemi gerçekleştiren kişiler olduğunu ve soruşturma evrakından da sanıkların kimliklerinin belirlendiği, alınan bilirkişi raporu ile tazminatın hesaplandığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 11.002,50 TL'nin 5.501,25 TL'sinin 21.03.2008 ödeme tarihinden, 5.501,25 TL'sinin 11.04.2008 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı ile davalı ... mirasçıları temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 10.03.2014 tarihli ve 2014/2513 E. 2014/3974 K. sayılı ilamıyla; yasal süresinde verilmeyen ... vekilinin temyiz dilekçesi reddedilmiş, davalı ...'ün yargılama devam ederken öldüğü ancak mirasçıları davaya dahil edilmeksizin yargılamaya devam edilerek karar verilmiş olduğu, davaya dahil edilmediklerinden savunma haklarının kısıtlandığı belirtilerek, mahkemece davalı ... mirasçılarının usulune uygun olarak davaya dahil edilip savunma ve delilleri toplanıp, terekenin borca batıklığı ve mirasın reddi iddialarının da araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davalı ... mirasçıları ile davacı ... Hazinesinin diğer temyiz itirazları incelenmeksizin karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığından tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; olay nedeniyle dava dışı polis memuruna nakdi tazminat ödeyen idarenin kusuru oranında sorumlulara rücu edebileceği, Mahkemece bozma öncesi verilen davanın kısmen kabulü ile 11.002,50 TL'nin 5.501,25 TL'sinin 21.03.2008 ödeme tarihinden, 5.501,25 TL'sinin 11.04.2008 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ..., ...'ndan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine yönelik kararın ...'ın temyiz talebinin süresinde olmadığı, ...'nun da temyiz talebinin bulunmaması nedeniyle kesinleştiği gerekçesiyle hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, davalı ... (ölü) yönünden yapılan incelemede ise mirasçılarının davaya dahil edildikleri, tamamının terkenin borca batık olduğu yönündeki def'i ileri sürdükleri davalı ... (...) tarafından mirasın hükmen reddine ilişkin Trabzon 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/112 E sayılı dosyası ile davanın kabulü ile ...'ün terekesinin ölüm tarihinde borca batık olduğunun tespit edilerek hükmün kesinleştiği, ceza mahkemesinin sanık ... yönünden tespit edilen maddi vakıa bazında kesinleşmiş eyleminin bulunmadığı gerekçesiyle davanın ölü Davalı ... ve mirasçıları yönünden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; rücu alacağının nakdi tazminat komisyon karar tarihine kadar hesaplanması gerektiği, davalılar ... ve ... hakkında verilen yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına dair kararın hatalı olduğu, bozma kararında temyiz itirazlarının incelenmediği, bozma öncesi yerel mahkemece verilen kısmen kabul-red kararının, dava dilekçesinde yer alan tüm davalılar yönünden verildiği, kararda "sanık ... yönünden tespit edilen maddi vakıa bazında kesinleşmiş eylemin bulunmadığı gözetilerek..." davanın reddine karar verilmişse de Trabzon 2. Asliye Ceza Mahkemesi 2009/410 E., 2012/523 K. sayılı dosyasında "... sanık ...’in de müşteki ...’a vurarak burnunda kemik kırığı oluşacak şekilde yaralanmasına sebep olduğu,...." şeklinde maddi vakıanın açıklanması ve hükümde ... 'ün de sanık olarak yer alması karşısında davanın bu gerekçelerle reddinin ve karşı taraf lehine vekalet ücreti ve yargılama giderleri takdirinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 2330 sayılı Nakdi Tazminat Komisyonu Kanunu uyarınca davacı idarenin dava dışı memurlara yaptığı ödemenin davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkındaki Kanunu'nun ''Nakdi Tazminat'' kenar başlıklı 3 üncü maddesinin a ve b bentleri.
2. 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı.
3.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 599, 605 ve 612 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
2.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 599/II inci maddesi uyarınca; mirasçılar tereke borçlarından kişisel malvarlıklarıyla sınırsız olarak sorumludur. Bu bakımdan borcun haksız fiil kaynaklı olmasının bir önemi bulunmamaktadır. Ancak mirasçıların kişisel sorumluluğu, mirasın kabulü veya ret süresinin geçmesi yani mirasçıların mirası kesin olarak kazanmaları ile başlar. Mirasın reddi, aynı Kanun'un 605 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan Kanun'un 605 inci maddesinde, yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebilecekleri belirtilmiştir. Mirasın reddi halinde, mirası reddedenler yönünden davaya devam edilemez. 605. maddesinin ikinci fıkrasında ise “ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm çerçevesinde, mirasın hükmen reddi bir süreye tabi olmayıp, mirasçılar, alacaklılara karşı açacakları tespit davası ile terekenin borca batık olduğunun tespitini her zaman isteyebilecekleri gibi, mirasçılara karşı açılacak davada defi olarak da her zaman terekenin borca batık olduğu ileri sürülebilecektir.
3. Mahkemece bozma öncesi verilen 27.12.2012 tarihli kararda, tüm davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, anılan kararın davacı ve davalı ... mirasçıları tarafından temyizi üzerine; Dairece verilen bozma ilamında, davacı ... Hazinesinin ve davalı ... mirasçılarının diğer temyiz itirazları incelenmeksizin hüküm bozulmuştur. İlk kararda kesinleşmiş husus olmamasına rağmen Mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalılar Süleyman ve Fatih yönünden kararın kesinleştiği gerekçesiyle haklarında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırıdır.
4. Bunun yanında Mahkemece, bozma ilamında belirtildiği şekilde yargılama devam ederken vefat eden davalı ...'in mirasçılarının davaya dahil edildiği ancak mirasçıların terekenin borca batık olduğu yönünde def'i ileri sürdükleri, mirasçı ... (...) tarafından mirasın hükmen reddine ilişkin açılan Trabzon 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/112 E. sayılı dosyasında verilen karar ile davanın kabulüne karar verildiği, ...'ün terekesinin ölüm tarihinde borca batık olduğunun tespit edilerek hükmün kesinleştiği anlaşıldığından, karar tarihinde ölü davalı ... ve mirasçıları yönünden hüküm kurulması hatalı olmuştur.
5. Bu durumda Mahkemece; davalı ...'in mirasının en yakın mirasçıları tarafından reddedildiği dikkate alınarak, taraf teşkilinin sağlanması amacıyla mahallin sulh hukuk mahkemesine durum bildirilerek iflas hükümlerine göre reddolunan mirasın tasfiyesinin sağlanması, davalı ... için atanacak ve yetkilendirilecek bir temsilci ile yargılamaya devam edilerek ve tüm davalılar yönünden değerlendirme yapılmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
6. Bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu''nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
2.Bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.