"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/2 E., 2022/149 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalının vermiş olduğu kayıtsız-şartsız borç ikrarını içeren belgeden kaynaklı alacağının tahsili amacıyla Elbistan İcra Müdürlüğünün 2007/1733 E sayılı takip dosyası açtığını, davalının vekili aracılığıyla 14.02.2007 tarihinde takibe konu bakiyeye ve borca itiraz ettiğini ve icra takibini durdurduğunu, takibin durmasının telafisi imkansız zararlara yol açtığını, davalının takibin durmasından hemen sonra aynı gün kendisi üzerine kayıtlı taşınmazların çoğunluğunu eşine olmak üzere peşpeşe tarihlerde 3. kişiler üzerine devir ettiğini, kötü niyetli olarak mal kaçırdığını belirterek davalının yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesini ayrıca %40 kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; öncelikle yetki itirazında bulunarak,takip konusu belgede alacaklı ismi bulunmadığı ve ilgili ülkede alacak hakkının karara bağlanması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, davalının davacıya vermiş olduğu belgenin Alman yasaları dikkate alınarak hazırlanması nedeniyle dosyanın bilirkişiye gönderildiği, alınan 08.05.2012 tarihli bilirkişi raporuna göre davalının davacıya verdiği belgenin davalıyı bağladığı, davalının imzaya ilişkin her hangi bir itirazının olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 22.10.2014 tarihli ve 2013/30699 Esas, 2014/32521 Karar sayılı ilamıyla davalının sair temyiz itirazları reddedilerek davacı tarafından dosyaya ibraz edilen 31.01.2006 tarihli belgede lehtarın belli olmadığı, ancak davacının zilyetliğinde bulunduğu, anılan belgenin davalı eli mahsulü olduğu, yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu, taraf tanıkları dahil her türlü delil toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemece bozma ilamı doğrultusunda davacı tanıklarının duruşmada dinlendiği, davacı tanığı ...'in, tarafların birlikte ay çekirdeği ticareti yaptıklarını, bundan dolayı davacının davalıya 56.500 euro verdiğini, icra dosyasında bulunan senedin davalı tarafından imzalandığını gördüğünü belirttiği, davacı tanığı ...'ın aynı şekilde icra dosyasında bulunan senedin davalı ... tarafından imzalandığını gördüğünü belirttiği, davalı tarafça bozma sonrasında delil sunulmadığı, bu durumda mevcut delil durumu ve bilirkişi raporuna göre söz konusu belgenin davalıyı bağlayacağı, borcu olmadığına ilişkin davalı tarafın itirazlarının yerinde olmadığı gerekçesiyle verilen davanın kabulüne ilişkin karara süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 16.12.2020 tarih ve 2020/3831 Esas, 2020/7861 Karar sayılı ilamıyla davacıların tüm davalının ise sair temyiz itirazları reddedilerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 240 ıncı maddesinde düzenlendiği üzere, istisnalar dışında ikinci tanık listesi verilmesi mümkün olmadığı, temyize konu davada davacının dava dilekçesinde tanık deliline dayandığı, 05.12.2007 tarihli delil dilekçesinde ise tanık olarak ... ve ...’yı bildirdiği, tanık olarak bildirilen ...’in daha sonra temlik işlemi ile davacı sıfatını haiz olduğu açık ise de diğer tanık ...’ ya ilişkin olarak davacının temyize cevap dilekçesindeki husumet iddiasını kanıtlar herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı, ikinci tanık listesinde yer alan isimlerin tanık olarak dinlenemeyeceği hususundaki yasal düzenleme nazara alınmaksızın bozma ilamından sonra 11.01.2016 tarihli dilekçe ile tanık olarak bildirilen ... ve Mustafa Can’ın tanık olarak dinlenerek beyanlarının hükme esas alınmasının hatalı olduğu, 13. Hukuk Dairesinin 22.10.2014 tarihli bozma ilamında “… taraf tanıkları dahil her türlü delil toplanarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken” şeklindeki bozma gerekçesi göz önünde bulundurularak davacının 05.12.2007 tarihli delil dilekçesinde yemin deliline dayandığı, mahkemece davacıya yemin teklif etme hakkının hatırlatılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bozma ilamı doğrultusunda davacı vekiline yemin metnini hazırlaması için kesin süre verildiği ve fakat davacı vekilinin verilen kesin süre içerisinde yemin metnini hazırlamadığı, bu durumda davacının yemin deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı gerekçesiyle davanın reddine, talep edilen tutar likit olmakla birlikte davacının kötüniyetli olduğunun davalı tarafça ispatlanamaması hasebiyle davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin ise reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairemizin 27.02.2023 tarih ve 2022/8605E.- 2023/347 K. sayılı ilamı ile; temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyularak karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediği gerekçesiyle kararın onanmasına karar verilmiştir.
V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesindeki hususları tekrar ederek Daire onama ilamının düzeltilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, icra dosyasına yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
3. Değerlendirme
Karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda karar verildiğinin anlaşılmasına göre davacı vekilinin karar düzeltme isteminin reddine karar vermek gerekir.
VIII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE,
Aşağıda yazılı para cezası ile karar düzeltme harcının düzeltme isteyene yükletilmesine,
14.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.