Logo

3. Hukuk Dairesi2023/5642 E. 2024/3760 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Enerji nakil hattı yapımı için tahsis edilen ormanlık alanın kullanım bedellerinin ödenmediği iddiasıyla açılan alacak davasında, kullanım bedelinin hesaplanma yöntemi ve miktarı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davacının dava dilekçesi ekindeki hesap tablosu ve taraflar arasındaki taahhüt senedinde belirtilen ödeme tarihi dikkate alınmadan eksik incelemeyle hüküm kurulduğu gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/12 E., 2023/132 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacı İdare tarafından Marmaris Milli Parkı sorumluluk alanı içerisinde kalan ormanlık saha üzerinde enerji nakil hattı yapımı için TEDAŞ'a kullanım izni tesis edildiğini, 2008, 2009 ve 2010 yıllarına ilişkin olarak davalı tarafça sadece 153.107.67 TL ödeme yapıldığını, bu ödeme düşülerek izin bedeline ilişkin olarak yapılan hesaplama sonucunda ilgili şirketin 2008, 2009 ve 2010 yıllarına ilişkin kullanım bedelleri ve bu bedellere işletilen gecikme faizi olmak üzere toplam 1.026.723,00 TL borcu olduğunun tespit edildiğini, hesaplamaya ilişkin tablonun dava dilekçesine eklendiğini, bedelin ödenmediğine ilişkin çizelge ihtarname ile tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafça ödeme yapılmadığını ileri sürerek; 2008, 2009 ve 2010 yıllarına ait ödenmeyen tahsis bedeli 1.026.723,00 TL'nin 31.12.2010 tarihinden itibaren işleyecek gecikme zammı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; İzin Bedelinin Hesaplanmasına Dair Yönetmelik hükümlerinin hakkında uygulanamayacağını, zira kendileri tarafından yeni bir taahhüt senedi imzalanmadığını, 1984 yılında imzalanan taahhüt senedi esas alınarak hesaplama yapılması gerektiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece verilen 21.11.2012 tarihli 2011/174 E., 2012/659 K. sayılı kararla; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, “Kullanım Bedellerinin Hesaplanmasına İlişkin Yönetmelik" hükümlerinin gerçekleşen somut olayda uygulanmasının mümkün bulunmadığı, tahsis bedellerinin dosyada mübrez 01.07.1984 tarihli taahhüt senedinin 7. maddesi uyarınca hesaplanması gerektiği, bu düşünceyle yapılan hesaplama neticesinde, 2008, 2009 ve 2010 yılları itibariyle davalının davacı tarafa arazi tahsis bedeli borcu bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay Kapatılan 13. Hukuk Dairesinin 15.01.2014 tarihli ve 2013/11566 E. 2014/621 K. sayılı ilamıyla; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, kullanım bedellerinin hesaplanmasına ilişkin Yönetmelik hükümlerinin somut olayda uygulanıp uygulanmayacağı, uygulanmayacak ise kullanım bedellerinin ne şekilde belirleneceği noktasında toplandığı, incelenen dosya içeriğine göre, Yönetmelik hükümlerinin uygulanması için gerekli bulunan izin lehdarının talebi ile buna bağlı olarak yeni taahhüt senedi düzenlenmesi şartlarının somut olayda gerçekleşmediği, bu durumda tahsis bedeline ilişkin hesaplamanın taraflar arasındaki 01.07.1984 tarihli taahhüt senedine göre belirlenmesi gerektiğine ilişkin Mahkemenin kabulünde hukuka aykırılık bulunduğu ne var ki, 01.07.1984 tarihli taahhüt senedinin 7/a maddesinde, ilk 5 yıl için yıllık arazi tahsis bedeli belirlendikten sonra, sonraki yıllar için tahsis bedelinin gayrimenkul kira bedellerindeki artışlar esas alınarak tespit olunacağı belirtilmiş olmasına rağmen, mahkemece tahsis bedelinin tespitine esas olmak üzere, taahhüt senedinde işaret edilen artış oranları ilgili yerlerden temin edilerek, taraf ve yargı denetimine esas olacak şekilde yaptırılacak bilirkişi incelemesi neticesinde hasıl olacak sonuca göre hüküm tesisi gerekirken, eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 14.12.2018 tarihli ve 2014/182 E., 2018/840 K. sayılı kararla; davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 24.11.2021 tarihli ve 2020/5217 E., 2021/11981 K. sayılı ilamla; davaya dayanak 01.07.1984 tarihli ve 49 yıl süreli taahhüt senedinin 7/a maddesinde; ilk 5 yıl için yıllık arazi tahsis bedeli belirlendikten sonra, her beş yılda, geçmiş beş yıl zarfında gayrimenkul kira bedellerindeki artışlar esas alınarak yıllık arazi kullanma bedelinin tespit olunacağı, hususunun kararlaştırtıldığı, 5. (5) yıllık dönemin 2004/2005, 2005/2006, 2006/2007, 2007/2008, 2008/2009 dönemlerini kapsadığı; Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen Marmaris 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/439 Esas 2009/98 Karar sayılı kararıyla 2007/2008 yılı kullanım bedelinin ne miktarda olduğu belirlendikten sonra ödemeler düşülmek suretiyle bakiye alacağa hükmedildiği, buna göre 5. dönemin 5. yılına ilişkin kullanım bedelinin asıl alacak 75.582,72TL, KDV dahil 89.187,61 TL olduğu, davacı talebinin ayrıca 2009 ve 2010 yılı dönemlerine de ilişkin olup, bu talebin ise 6. yıllık dönemi kapsadığı, artık bir önceki dönem için kesinleşen bedel ve taahhüt senedinin 7/a maddesi dikkate alınarak yeniden bedel belirlenmesi gerektiği, Mahkemece, davacının alacağı olup olmadığı ve/veya ne miktarda olduğu konusunda uzman bilirkişi heyeti oluşturularak hesaplama yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle, karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, taahhüt senedinin 7/a maddesi dikkate alınarak 2008, 2009 ve 2010 yıllarına ilişkin kullanım bedellerinden ödemeler de düşülmek suretiyle davacının 2008 yılı için 27.627,57 TL, 2009 yılı için 35.028,21 TL, 2010 yılı için 32.450,62 TL alacaklı olduğunun belirlendiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile bu bedellere dava tarihinde itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 51 inci maddesi gereğince işleyecek aylık gecikme zammı ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili; 01.07.1984 tarihli taahhüt senedinin 7/a bendi gereğince her takvim yılının birinci ayına kadar yatırılması gereken tutar yatırılmadığından ihtar gerekmeksizin gecikme zammı ile hesaplanan tutarın 1.534.408,00TL olarak hesaplandığını, davanın dayanağı olan 01.07.1984 tarihli taahhütname kapsamında değerlendirildiğinde dava dilekçesinde ayrıca belirtilmese dahi, tecessüm bedelinin de dava edilen bedel içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini, bilirkişi incelemelerinde bu bedeller esas alınmadan yapılan hesaplara dayalı olarak eksik inceleme ile karar verildiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalı vekili; taraf olarak gösterilen TEİAŞ Üretim- İletişim A.Ş. diye bir kurum olmadığını, davalının hatalı gösterildiğini, davalının TEİAŞ olup, davalının borçlu olmadığını, kısmen kabule rağmen harçtan sorumlu tutulmalarının hatalı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, izin bedelinin ödenmediği iddiasıyla alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı ile 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen kararın; bozma ilamında belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak, yine o ilamda belirtilen hukuki esaslar gereğince verildiği, bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yapılamayacak olduğu, davalı isminin hatalı yazımının mahallinde düzeltilebilir maddi hata niteliğinde olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.

2. Somut olayda; davacı tarafça, dava dilekçesine dayanak yapılan ve talep konusu 1.026.723,00TL tutarın hesaplanmasına dair tablo dava dilekçesine eklenmiştir. Yine davaya dayanak 01.07.1984 tarihli taahhüt senedinin 7/a maddesinde tecessüm bedeline de yer verilmiş, ödeme tarihi yani muacceliyet tarihi de taraflar arasındaki sözleşmede düzenlenmiştir.

3.Hal böyle olunca Mahkemece; davacının dava dilekçesi ekte sunulan tablo gereğince alacağın tahsili talebinde bulunduğu ve taahhüt senedinde ödeme tarihinin belli olduğu gözetilerek, tablo ve ödeme tarihi dikkate alınarak hesaplama yapılmak üzere uzman bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,

1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

20.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.