"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/10 E., 2023/401 K.
Taraflar arasında birleştirilerek görülen alacak davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili ile davalının, arazi alım ve satımı, alınan arazilerin üzerine her türlü inşaatın yapılması ve daha sonra satımı konusunda, kişisel güvene dayalı, sözlü olarak adi ortaklık kurduklarını, davalının sermaye müvekkilinin ise emeğini ortaya koyduğunu, taraflar arasında yapılan anlaşma uyarınca 24.06.2005 tarihinde Aydın İli Didim İlçesi Akbük ... mevkii 3298 ve 3299 parsellerdeki taşınmazların satın alınıp 06.12.2005 tarihinde konut inşaatına başlanıldığını, yapılan işlerin toplam bedelinin 294.461,00 TL olduğunu, davalı tarafından söz konusu işlerin yapımı için müvekkiline 167.000,00 TL gönderildiğini, müvekkilinin inşaatlarla ilgili işlere kendi hesabından 127.461,00 TL aktardığını, ortaklığın 22.06.2006 tarihinde sona erdiğini, müvekkilinin kendi hesabından inşaatlara aktardığı parayı ve ortaklık nedeniyle yaptığı harcamaları davalıdan alamadığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, asıl davada şimdilik 8.000,00 TL'nin; birleşen davada ise 119.416,00 TL'nin yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında ıslah ile talebini 165.194,07 TL' ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının müvekkilinin işçisi olduğunu, ortaklık ilişkisinin bulunmadığını, söz konusu inşaatların tüm giderlerinin müvekkili tarafından karşılandığını, davacı tarafından inşaat için harcama yapılmadığını, ücret karşılığında iş takip eden bir kişi ile ortaklık kurulmasının düşünülemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece verilen 20.02.2014 tarihli ve 2008/627 E., 2014/117 K. sayılı kararla; davacı ile davalının Didim İlçesi Akbük Beldesi 3298 ve 2399 sayılı parsellerde adi ortaklık şeklinde inşaat yaptıkları, davalının sermaye davacının ise emek mesai ve müşteri çevresini ortaya koyduğu inşaata 2005 yılı Aralık ayında başlandığı, ortaklığın 22.06.2006 tarihinde dağıldığı, inşaat imalat bedellerinin bilirkişi raporuna göre 332.194,07 TL olduğu, davacının inşaat bedeli olarak davalıdan 167.000,00 TL aldığını kabul ettiği, davalının yapmış olduğu ödemelere ilişkin sunmuş olduğu belgelerden 167.000,00 TL'nin üstünde bir ödeme yaptığını kanıtlayamadığı, her ne kadar dava dışı ... tarafından yapılan ödemelerin davalı adına yapıldığı, yine dava dışı ... adlı şirket tarafından yapılan ödemelerin de davalı adına yapıldığı savunulmuş ise de bu hususu kanıtlayacak herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, ödemeyi yapan bu şahıslarca ayrı bir dava konusu yapılabileceği gerekçesiyle; asıl ve birleşen davanın kabulüne, 165.194,07 TL'nin davalıdan tahsiline, alacağın 8.000,00 TL'sine 28.11.2008, 119.416,00 TL'sine 27.05.2011, kalan kısmına ıslahın tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 22.10.2015 tarihli ve 2014/19676 E., 2015/16461 K. sayılı ilamla; "...Adi ortaklığı ispat yükünün davacı üzerinde olduğu gözetilip, dava konusu olaya ilişkin Didim Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/333 E., 470 K. sayılı davası da değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, adi ortaklığın varlığına ilişkin değerlendirme yapılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir... " gerekçesiyle, hüküm bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 15.02.2019 tarihli ve 2017/36 E. 2019/90 K. sayılı kararla; Didim 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.06.2014 tarihli ve 2011/393 E., 2014/459 K. sayılı kararıyla sabit olduğu üzere taraflar arasında adi ortaklık kurulduğu, davalının sermaye davacının ise emek, mesai ve müşteri çevresini ortaya koyduğu, inşaat imalat bedellerinin bilirkişi raporuna göre 332.194,07 TL olduğu, davacının inşaat bedeli olarak davalıdan 167.000,00 TL aldığını kabul ettiği, buna göre davacı tarafından inşaat için yapılan gider miktarının 165.194,07 TL olduğu gerekçesiyle; asıl ve birleşen davanın kabulüne, 165.194,07 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, alacağın 8.000,00 TL'sine 28.11.2008, 119.416,00 TL'sine 27.05.2011, kalan kısmına ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 26.02.2020 tarihli ve 2019/3982 E., 2020/1718 K. sayılı ilamla; davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, "...Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının ödeme belgelerinin içeriği denetlenmeden davacının inşaat için harcama toplamının 332.194,07 TL, davalının davacıya gönderdiği ödeme miktarının 129.000,00 TL olarak belirlendiği, davacının kabulü olan 167.000,00 TL'nin altında kaldığı için bu miktar esas alınarak sonuca ulaşıldığı, taraflar arasındaki kâr payına ilişkin davada dava konusu taşınmazlara yönelik maliyet toplamının 220.360,00 TL olarak belirlenmesinin dikkate alınmadığı, bu ödeme miktarı üzerinden davacının ödeme belgelerinin içeriklerinin denetlenmediği, buna göre Mahkemece taraflar arasında adi ortaklığın bulunduğunu tespit eden Didim 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/393 E., 2014/459 K. sayılı (2006/333 E, 470 K) dosyasında yapılan yargılama neticesinde, dava konusu taşınmazlara yönelik kesinleşen değerlendirmenin ve imalat bedellerinin esas alınması suretiyle, davacı tarafın ödeme ve harcamalara ikrarları da dikkate alınarak, uzman mühendis bilirkişi heyetinden alınacak raporunun denetlenmesinin ardından oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir." gerekçesiyle, hüküm bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının yapmış olduğu inşaatlar yönünden bir maliyetin olduğu kuşkusuz olmasına rağmen dosyaya kazandırılan SMMM bilirkişi raporunun hükme esas alındığı ve davacının yapmış olduğu inşaatlara ilişkin olarak dosya içerisinde sunmuş olduğu belgelerden davasını ispat edemediği gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; adi ortaklığa konu iş için proje çizimi ve inşaat ruhsatına ilişkin resmi harcamalar, binaların temellerine ilişkin, işçi barınakları, bekçi kulübesi, elektrik ve su aboneliğine ilişkin ödemelerin müvekkili tarafından yapıldığını, önceki projenin 32 adet konuta, yeni projenin ise 72 konuta ilişkin olduğunu, önceki projeye konu konut temelleri bozdurularak yeniden temel atıldığını, konutların kaba inşaatlarının bitirildiğini, 22.06.2006 tarihine kadar yapılan tüm harcamaların boşa gittiğini, dava dilekçesi ekinde tüm belgelerin Mahkemeye sunulduğunu, inşaat işinde çalışanların tanık olarak bildirildiğini, yapılan masraflara ilişkin ödeme yaptığını iddia eden davalı olduğundan ispat yükünün yer değiştirdiğini, taraflar arasında kesinleşen davada adi ortaklıktan dolayı masraf yapıldığının sabit olduğunu, bozma kararında belirtilen hususlarda araştırma ve inceleme yapılmadan SMMM bilirkişi raporu gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, dosya arasında yapılan işlere ilişkin faturalar bulunduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davacı ortak tarafından yapılan gider ve harcamaların davalı ortaktan tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi,
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) ''ispat yükü'' başlıklı 190 ıncı maddesinin birinci fıkrası,
3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 620 ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Ortaklık faaliyeti kapsamında yapılan giderlerin kural olarak yazılı delille ispatı gerekir. Ancak duruma göre, masraf yapılıp yapılmadığı veya yapılan masrafın ispatı bakımından bilirkişiye de başvurulabilir. Özellikle masraf yapıldığının kesin olduğu, yapılan masrafların bilirkişi incelemesiyle kolaylıkla tespit edilebileceği ve ortaya çıkarılabileceği durumlarda, yapılan masrafın ispatı bakımından bilirkişi incelemesi yapılması olanaklıdır.
2. Bozma uyarınca dosyaya kazandırılan 13.02.2022 tarihli iki inşaat mühendisinden oluşan heyet tarafından hazırlanan raporda; inşaatın proje masrafları, vergi ve harçları da dahil edilerek maliyetinin 326.708,00 TL olarak hesaplandığı, söz konusu raporda davacı tarafça sunulan ödeme belgeleri ve yapılan işlerin içeriğinin denetlenmediği, davacı tarafça daha önce yaptırılan delil tespit raporunun baz alındığının belirtildiği; bundan sonra dosyaya kazandırılan 07.12.2022 tarihli SMMM uzmanı bilirkişi tarafından hazırlanan raporda; dava dosyasına taraflarca sunulmuş dava konusu inşaat işine ait herhangi bir ticari defter ve kayıt bulunmadığı, davacı tarafından sunulan harcama belgelerinin birçoğunun ticari belgeye (fatura, gider pusulası vs.) dayandırılmadığından harcamaların dava konusu inşaata ilişkin harcamalar olup olmadığı tespit edilemediği belirtilmiş, Mahkemece söz konusu bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir.
3. Buna göre; Mahkemece bozmaya uyulduğu halde, bozmanın gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; uyulan bozma ilamında, taraflar arasında adi ortaklığın bulunduğunu tespit eden Didim 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/393 E., 2014/459 K. sayılı (2006/333 E, 470 K) dosyasında yapılan yargılama neticesinde, dava konusu taşınmazlara yönelik kesinleşen değerlendirmenin ve imalat bedellerinin esas alınması suretiyle, davacı tarafın ödeme ve harcamalara ilişkin ikrarları da dikkate alınarak, uzman mühendis bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiği belirtildiği halde, inşaat mühendisi bilirkişiler tarafından dava dilekçesindeki iş kalemleri, bunlara ilişkin olduğu iddia edilen ödeme belgeleri ile yapılan imalat kalemlerinin denetlenmeden rapor düzenlenmesi nedeniyle yeniden ek rapor veya başka bir bilirkişi kurulundan rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucunda konusunda uzman olmayan bilirkişi tarafından hazırlanmış rapor esas alınarak yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
30.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.