"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/751 E., 2023/1578 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tosya Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/189 E., 2022/195 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I.DAVA
Davacı vekili; taraflar arasında ... A-Tipi Mesire İşletmeciliği için sözleşme imzalandığını, sözleşme süresinin 15.06.2018 tarihinde sonlanacağını, ancak 06.06.2018 tarihinde işletmede davalının kusuru sonucu yangın çıktığını, taşınmaz yapının yangında kullanılmaz hale geldiğini, hasarın miktarı ve niteliğiyle birlikte olay yerinde bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak zararın tespit edilmesi talebiyle dava açıldığını, yerinde yapılan incelemeler sonucu meydana gelen zararın 355.012,96 TL olarak tespit edildiğini, işletmecinin gerekli tedbirleri almadığı için çıkan yangın sonucu zararlardan sorumlu olacağının sözleşmede hüküm altına alındığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 355.012,96 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacı ile sözleşmelerinin 08.05.2018 tarihinde davacı kurum tarafından feshedildiğini, davacı idarenin kendi feshettiği sözleşmeyi gerekçe göstererek hak talep etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yangın günü bölgenin şiddetli yağış etkisinde kaldığını, çok sayıda yıldırım düştüğünü, bu hususlar araştırılmaksızın davalının kusurlu olduğu iddiası ile tazmin talebinin hukuka aykırı olduğunu, yangının meydana geldiği tarihte davalı şirket ve davacı idare arasında mevcut bir sözleşme bulunmadığını ve tespit dosyasına sunulan hasar miktarının kabulünün mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 01.03.2007 tarihli sözleşme uyarınca davalı tarafa teslim edilmiş taşınır ve taşınmaz malların zarar görmesi halinde iş bu zararlardan davalı tarafın sorumlu tutulacağının kararlaştırıldığı, davacı idare tarafından feshedilmiş sözleşmeye rağmen karşı dava açarak davaya konu edilen tesisi kullanmaya devam eden ve tesisi davacı idareye teslim etmeyen davalı tarafın, iş bu tesisi koruma ve kollama yükümlülüğünün devam ettiği bir süre içerisinde, davalı tarafın üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemesi sonucu yapının zarar gördüğü, tesisin davacı idareye teslim edildiği 13.06.2018 tarihi itibari ile toplamda 260.041,32 TL zararın meydana geldiğinin tespit edildiği, davacı kurum vekilinin dava dilekçesi ile ayrıca faiz başlangıç tarihi belirtmeksizin doğrudan yasal faiz talep etmesi hususları da dikkate alındığında davanın kısmen kabulü ile, davaya konu tesisin davacı kuruma teslim edildiği anda var olan KDV dahil 260.041,32 TL zararın talep uyarınca dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; Tosya Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/34 D.İş numaralı dosyasında tespit edilen 355.012,96 TL üzerinden dava açıldığını, mahkemenin tespit ettiği bedel üzerinden açılan davada kabul edilmeyen kısım için davacı idarenin herhangi bir kusuru bulunmadığından davalı lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini, bilirkişi raporunda yanan taşınabilir mekanik eşyaların bedelinin de hesaplanması gerektiğini, kamu zararlarında hesaplanacak faizin başlangıç tarihinin kural olarak zararın oluştuğu tarih olduğunu, dolayısıyla zararın meydana geldiği 06.06.2018 tarihi itibariyle faize hükmedilmesi gerektiği, dava konusu yapının IV. Sınıf C Grubu olarak fiyatlandırılması gerektiğini, sözleşmeye göre davalı tarafın tesisi sigorta ettirme yükümlülüğü olmasına rağmen sigorta işlemini yapmayarak oluşacak risklere karşı sorumluluğu kendi üstüne aldığını, işletmeci kusursuz olsa bile tesisi teslim aldığı gibi ve sonradan yaptığı eklentilerle birlikte teslim etmekle mükellef olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili; idarenin teslim almada temerrüde düşmediği yönündeki kabulün hukuka aykırı olduğunu, sözleşmenin feshedildiği tarih itibari ile 10 gün içerisinde tesisin idarece teslim alınmaması sebebi ile meydana gelen zarardan davalının sorumlu tutulamayacağını, zararın meydana geldiği tarihte davalıya sorumluluk isnat edilen sözleşmenin hukuken sona erdiğini, Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/394 E. dosyası ile açılan davanın, davalının sözleşmeyi devam ettirme yönünde iradesine delil olarak gösterilemeyeceğini, davalının anılan davadan feragat ettiğini, sözleşme feshedilmesine rağmen davalının kamunun malına zarar gelmesin düşüncesi ile tesiste bekçi bulundurduğunu, yangının davalı dışındaki etkenlerden hâsıl olduğunu, yangının meydana geldiği tarihte taraflar arasında mevcut bir sözleşme bulunmadığını, akdedilen 01.03.2007 tarihli sözleşmenin 08.05.2018 tarihinde davacı idare tarafından feshedildiğini, feshe ilişkin bildirimin davalıya 09.05.2018 tarihli yazı ile yapıldığını, bu tarihi takip eden 10 günün sonunda davalının sözleşme sebebi ile sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, yangının çıktığı günkü hava koşulları ve yangına sebep olma ihtimali bulunan hususlar hakkında yeterli inceleme ve araştırma yapılmaksızın düzenlenen raporların hükme esas alınamayacağını, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 62 nci maddesinde yangının mücbir sebep sayılacağının açıkça belirtildiğini, yangın söndürmede kullanılan hatalı yöntemin daha fazla zarar oluşmasına neden olduğunu, hükmedilen tazminat miktarının fahiş olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılarak davanın reddini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasındaki ... A-Tipi Mesire Yeri İşletmeciliği için imzalanan sözleşmenin, haklı sebeple ve davalı sözleşme hükümlerine uymadığından 08.05.2018 tarihinde idarece feshedildiği, davalının kullanımında ve koruma alanında bulunan taşınmazda 06.06.2018 tarihinde işletmeci davalının kusuru sonucu yangın çıktığı, çıkan yangın sonucu yapının hasar gördüğü ve kullanılamaz hale geldiği, 16.11.2020 tarihli kusur raporunda dava konusu yerde herhangi sabit ve taşınabilir yangın söndürme tesisatının bulunmadığı, işletmecinin elektrik tesisatına aşırı yük bağlamasıyla yangının çıktığı, yangının çıkmasında sorumlunun işletmeci olduğu, başka kişi ya da kurum ve kuruluşun zarardan sorumluluğunun bulunmadığı, 10.01.2022 tarihli ek bilirkişi raporlarında da olayda işletmeci davalı şirketin kusurlu olduğu, başkaca kişi ve kurumların kusurunun bulunmadığı, yangının meydana geldiği tarih itibari ile yapının toplam değerinin KDV dâhil 260.041,32 TL olarak hesaplandığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Taraf vekilleri; istinaf sebeplerini tekrarlayarak, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı işletmecinin kullanımında ve korumasında bulunan taşınmazda, davalının kusuru sonucu çıktığı iddia edilen yangın sebebiyle meydana gelen zararın tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi.
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi.
3. Değerlendirme
1. Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosya içeriğine göre reddedilen ve davacının temyizine konu edilen toplam miktar 94.971,64 TL olup, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.000,00 TL’nin altında kalmaktadır.
2.Davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde; temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye, özellikle yangın sonucu oluşan zarardan sözleşmenin feshedilmesine rağmen işletmeyi devretmeyen ve yangın tarihi itibariyle kullanımını devam eden davalı şirketin sorumlu olduğunun kabulü gerekmesine ve dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarının denetime elverişli olmasına göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2. (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.