"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2023/89 E., 2023/656 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, direnme kararının bozulması nedeniyle Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; müvekkillerinin imzaladıkları 21.12.2009 tarihli sözleşmeyle davalının inşa edeceği taşınmazdan daire satın aldıklarını ve edimlerini ifa ettiklerini, buna rağmen dairenin kararlaştırılan tarihte teslim edilmediğini, ihtarın sonuçsuz kaldığını, bunun üzerine ortalama rayiç kira bedelleri esas alınarak aylık 750,00 TL üzerinden hesaplanan 13.500,00 TL yoksun kalınan kira bedeli ile sözleşmede kararlaştırılan altı aylık gecikme karşılığı 600 USD (karşılığı 1.074,90 TL) tazminatın tahsili için başlattıkları takibe davalının takibe haksız şekilde itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; sözleşmede taşınmazın 31.01.2011 tarihinde teslim edilmesi kararlaştırılmış ise de işin gecikmesinde davalı şirketin bir kusuru bulunmadığını, gecikmenin davacıların satış bedelini ödememesinden kaynaklandığını, 15.000,00 TL tutarındaki havale ve 7.000,00 TL bedelli çek ödemesi yapan davacıların 30.11.2011 vade tarihli ve 38.000,00 TL bedelli senedi vadesinde ödeyememeleri üzerine, kendilerinden bu kez 20.03.2012 ve 31.03.2012 tarihli iki ayrı çek alındığını, toplam 38.000,00 TL tutarındaki bu iki çek bedeli tahsil edilmiş ise de 65.000,00 TL satış bedelinden hâlâ bakiye 5.000,00 TL borcun kaldığını, kendi edimini yerine getirmeyen davacının müvekkilinden talepte bulunamayacağını, ayrıca sözleşmede geç teslim hâlinde yalnızca altı ay için aylık 100,00 USD ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davacıların bunu aşan şekilde geç teslimden kaynaklanan kira tazminatı adı altında talepte bulunamayacağını savunarak, belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 04.02.2014 tarihli ve 2013/356 E., 2014/75 K. sayılı kararıyla; taraflar arasında yapılan sözleşmenin niteliği göz önüne alındığında, geç teslim nedeniyle kira tazminatı talep edebilmesi için öncelikle davacının kendi edimini eksiksiz olarak yerine getirmesi gerektiği, oysa satış bedelinden bakiye 5.000,00 TL bedelin henüz ödenmediği, bu nedenle davacıların karşı tarafın edimini yerine getirmesini bekleyemeyecekleri gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 26.05.2015 tarihli ve 2014/21763 E., 2015/17012 K. sayılı kararıyla; borcun ödenmeyen 5.000,00 TL'lik kısmı için davalının her zaman yasal yollara başvurabileceği, sözleşmenin hukuksal mahiyeti itibariyle bahsi geçen hükmün cezai şarttan ziyade geç teslim nedeniyle kira tazminatına ilişkin olduğu, Mahkemece bu yönde inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuştur.
3.Mahkemenin 25.02.2016 tarihli ve 2016/67 E., 2016/166 K. sayılı kararıyla; kendi edimini yerine getirmeyen tarafın karşı tarafın edimini yerine getirmesini isteyemeyeceği, genel kuralının eldeki davada uygulanması gerektiği, bunun yanında takas ve mahsup hususunun da değerlendirilmesi sonucu davacıların tazminat talep etme haklarının bulunmadığı gerekçesiyle, direnme kararı verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
4.Direnme kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun (YHGK) 06.12.2022 tarihli ve 2021/648 E., 2022/1653 K. sayılı ilamıyla; takip tarihi itibariyle taşınmazın tesliminin gerçekleşmediği, davacıların da satış bedelinin 5.000,00 TL tutarındaki bölümünü ödemedikleri, taraflar arasındaki sözleşme gereğince alıcının en son 05.08.2010 tarihinde satış bedelinin son kısmını ödemek suretiyle edimini tümüyle ifa etmesi gerekirken bu yerine getirilmediği için davalının ödemezlik defini ileri sürerek teslim borcunu yerine getirmekten imtina edebileceği, ancak alıcı davacılara bakiye sözleşme bedelinin ödenmesi için yeni bir imkân tanıyan davalının davacılardan 26.08.2011 keşide, 30.11.2011 vade tarihli yeni bir senet alındığı ve hatta bu senet vadesinde ödenmeyince bu kez iki ayrı çekle ödeme yapıldığı, buna rağmen 65.000,00 TL satış bedelinden bakiye 5.000,00 TL kaldığı, teslim tarihi konusunda yeni bir belirleme bulunmadığı da göz önüne alındığında, somut olayın bu özelliğine göre, davalının taşınmazı en geç bahsi geçen senedin düzenlenme tarihi itibarıyla teslim etmesi gerektiği, davalının teslim borcunun 26.08.2011 tarihi itibariyle doğduğu gözetilerek bu çerçevede davacıların kira kaybı tazminatı ve cezai şart istemlerinin değerlendirilmesi ve varılacak neticeye göre hüküm kurulması gerektiği yöndeki değişik gerekçeyle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozma Sonrasında Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında; tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kira kaybı tazminatı ve cezai şart talepleri yönünden öncelikle taşınmaz değeri ile inşaatın tamamlanma oranının tespit edilmesi gerektiği, bu husus teknik bilgiyi gerektirdiğinden uzman bilirkişi heyeti refakate alınarak keşif yapılmasına karar verildiği, ispat külfeti üzerinde bulunan davacıların usulüne uygun ihtara rağmen kesin süre içerisinde ve yargılamanın gecikmesine sebebiyet vermeyecek şekilde delil avansının tamamlamadığı, delil avansı yatırmayan davaların bu delile başvurmaktan vazgeçtiği ve iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; yapı kullanma izin belgelerinin, su, elektrik ve doğalgaz aboneliklerilerinin tarihlerinin belli olduğunu, bu belgelere rağmen gecikme durumunun ispat edilememiş kabul edilemeyeceğini, Mahkeme tarafından her türlü delilin toplandığını, keşif yapılıp bilirkişi raporları sunulduğunu, yeniden keşif yapılmasının dosyada herhangi bir gereği bulunmadığını ve usul ekonomisi ilkesine aykırı olduğunu, mevcut delil durumuna göre karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, alıcının satış sözleşmesi uyarınca teslim borcunu ifa etmeyen satıcıdan cezai şart ve tazminat istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 324 üncü maddesi,
2. 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı ve 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları
3. Değerlendirme
1.Mahkemece davacıların talep edebileceği kira kaybı tazminatı ve cezai şart miktarının hesabı konusunda rapor düzenlenmek üzere bilirkişi refakatinde mahallinde keşif icrasına karar verilerek davacı tarafa iki hafta kesin süre verilmiş, verilen kesin süre içerisinde eksik avansın tamamlanmaması halinde bu delile başvurmaktan vazgeçmiş sayılacağı ve dosya kapsamına göre karar verileceği ihtar edilmiş, masrafın yatırılmaması nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Oysa 6100 sayılı Kanun'un 324 üncü maddesi doğrultusunda ve bozma ilamı da dikkate alınarak, dosya kapsamında mevcut delil durumu değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği açıktır.
2.Mahkemece verilen direnme kararını inceleyen YHGK'nin 06.12.2022 tarihli bozma ilamında açıkça davalının teslim borcunun 26.08.2011 tarihinde doğduğu ve takip tarihi itibariyle henüz teslim edilmediği ifade edilmiştir. Dosya kapsamında bozma öncesi icra edilen keşif sonrası hazırlanan bilirkişi raporları mevcut olup, Mahkemece bu raporların neden esas alınmadığı açıklanmamış, ne amaçla yeniden keşif yapılacağı izah edilmemiş, gerekçeli kararda da bu hususlara değinilmemiştir. Öte yandan cezai şart ve kira kaybı tazminatı talepleri bakımında sözleşme hükümleri ve dosya kapsamındaki sair deliller de değerlendirilmemiştir.
3.Hal böyle olunca Mahkemece; mevcut deliller ve özellikle taraflar arasındaki 21.12.2009 tarihli “Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi" hükümleri değerlendirilerek bozma ilamı doğrultusunda takip tarihi itibariyle teslimin gerçekleşmediği, davalının teslim borcunun 26.08.2011 tarihi itibariyle doğduğu gözetilerek, davacıların kira kaybı tazminatı ve cezai şart istemleri değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince davacılar yararına BOZULMASINA,
1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
27.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.