Logo

3. Hukuk Dairesi2024/101 E. 2024/3985 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekalet ilişkisinden kaynaklı hekim hatası iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat isteminin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı hekimin özen yükümlülüğüne aykırı davranarak kürtaj sonrası kontrol muayenesinde gebeliğin devam ettiğini tespit etmediği ve Adli Tıp İhtisas Kurulu raporu ile bilirkişi raporlarının bu hususu desteklediği gözetilerek, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi uygun bulunmuş ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1496 E., 2023/1781 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 2. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2022/491 E., 2023/480 K.

Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılıp yeniden yargılama yapılması için dosya İlk Derece Mahkemesine gönderilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; müvekkili ...'nun yaptırdığı test sonucu hamile olduğunu öğrenmesi üzerine kürtaj için davalı hastaneye başvurduğunu, davalı hastanede çalışan diğer davalı doktor Serdar tarafından yapılan kontroller sonucu 03.11.2017 tarihinde kürtaj yapılarak hamileliğinin sonlandırıldığı söylenerek birtakım ilaçlar verildiğini, müvekkilinin tekrar kontrol için gittiğinde herhangi bir sorun olmadığını, kürtajın başarılı olduğunun söylendiğini, müvekkilinin verilen ilaçların kullanımına devam ettiğini, ancak devam eden şikayetleri nedeniyle Katip Çelebi Hastanesine başvurduğunu, müvekkilinin burada 16 haftalık ikiz hamileliğinin olduğunu öğrendiğini, yasal süre geçtiği için kürtaj yapılamadığı ve buna bağlı olarak müvekkilinin hastane yatmak zorunda kaldığını, çocuklarının kalbi delik olarak dünyaya geldiğini, halihazırda müvekkilinin 2 tane çocuğu olduğunu, maddi ve manevi zararlara uğradığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat ile müvekkili ... için 100.000,00 TL, ... için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 150.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, 12.04.2023 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat miktarını 769.881,61 TL olarak ıslah etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; dava dilekçesinde belirtilen maddi ve manevi taleplerinin kalem kalem açıklanması gerektiğini, davacıya yapılan işlem konusunda gerekli uyarıların yapıldığını, davacının operasyondan bir hafta ve 40 gün sonra kontrol muayenesine gelmesi gerektiğinin kendisine söylendiğini ancak 40 gün sonra gelmesi gereken kontrole gelmemesi nedeniyle kusurlu davrandığını, ilaç kullanımından dolayı bebeklerin sağlık açısından herhangi bir zarar görmesinin söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. İlk Derece Mahkemesinin 11.03.2021 tarihli ve 2018/316 E., 2021/130 K. sayılı kararıyla; dosya kapsamında Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 7. İhtisas Kurulundan alınan rapor ile Ege Üniversitesince belirlenen öğretim üyesi bilirkişiden alınan rapor kapsamında dava konusu uygulamaya ilişkin davalıların herhangi bir kusurlarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

2. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 24.06.2022 tarihli ve 2021/1106 E., 2022/1467 K. sayılı kararıyla; "..Dosya içerisinde yer alan Adli Tıp Kurumundan alınan 23.11.2020 tarihli ve 5280 sayılı rapor kapsamında 03.11.2017 olan küretaj tarihinde 6 hafta 5 günlük gebelik olduğunun hesaplandığı, erken gebelik haftalarında yapılan küretajlarda gebeliğin tıbben sonlanmayabileceğinin ve bu nedenle kontrol muayenesinin önerilmesi gerektiğinin tıbben bilindiği davacının 1 hafta sonra kontrol muayenesinin yapıldığı,kontrolün USG tetkiki ile yapıldığının tıbben bilindiği,bu dönemde gebeliğin 7 hafta 5 günlük bir gebelik olduğu, bu gebelik haftasında gebelik kesesinin ve embriyonun görülmesinin beklendiği ve bunun özen eksikliği olarak nitelendirildiği bildirilmiştir.

Davacı tarafça gebeliğin sonlandırılması talep edilmiş davalı doktor tarafından da küretaj işlemi yapılmıştır. Ancak ATK raporunda da belirtildiği üzere kontrol muayenesinde gebeliğin sonlanmadığının tesbit edilebileceği ancak özen yükümlülüğüne aykırı olarak bunun tesbit edilemediği bildirilmiş davacı tarafça ikiz gebelik sonrasında sağlıklı ikiz çocuklar doğmuştur.

Sağlıklı doğan çocuğun varlığı zarar olarak nitelendirilemez ise de istenmeden doğan çocuğun bakım masraflarının zarar olarak nitelendirilmesi mümkündür. Hekim hatası olarak doğan çocuğun aileye artı bir yük getireceğinin kabulü gerekir.

Bu kapsamda davacı tarafın maddi ve manevi tazminat talep edebileceğinin kabulü gerekir.

Hekim hatası sonucu sakat doğan çocuk ile hekim hatası sonucu istenmeden doğan sağlıklı çocuk yönünden nitelik itibariyle bir fark bulunmamaktadır. Aralarındaki tek fark sakat çocuğun karşılanması gereken masraflarının sağlıklı çocuklara oranla daha fazla olacağına ilişkindir. Bakım giderlerinin hesaplanmasında bir çocuğun ortalama ihtiyaçları, ana- babanın ekonomik durumu dikkate alınarak anne babanın desteğinden yoksun kalan çocuklar için yapılan tazminat hesabındaki ilkeler kapsamında kız çocuk ... için 22 yaş, erkek çocuk ... için 18 yaş sınırı dikkate alınarak doğum ve hastane masrafları,çocuğun bakım ve iaşe masrafları,eğitim giderleri v.s dikkate alınarak konusunda uzman aktürya bilirkişi aracılığı ile hesaplama yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru bulunmamış, davacılar vekilinin istinaf itirazının kabulü ile.. " gerekçesiyle kararın kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Mahkemeye gönderilmesine karar vermiştir.

3. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafça gebeliğin sonlandırılmasının talep edildiği, davalı doktor tarafından kürtaj işlemi yapıldığı ancak ATK raporunda da belirtildiği üzere kontrol muayenesinde gebeliğin sonlanmadığı tesbit edilebilecekken özen yükümlülüğüne aykırı olarak tespit edilemediği, istenmeden doğan çocuğun bakım masraflarının zarar olarak nitelendirileceği, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda davacı ...'in vefat tarihine kadar maddi zararının 12.266,54 TL, davacı ...'nun maddi zararının 754.397,47 TL, çocukların doğumuna kadar yaptıkları toplam masrafların 3.217,60 TL olarak hesaplandığı, tarafların maddi ve manevi tazminat talep edebilecekleri gerekçesiyle; davanın kabulüne, 769.881,61 TL maddi ve 150.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalılar vekili; yapılan yargılamada aktüerya bilirkişisi tarafından düzenlenen 27.09.2019 tarihli bilirkişi raporunda, davaya konu olayla ilgili davalı ...'a ilişkin bir özel kusur, ihmal ya da mesleki hata saptanmadığını, söz konusu raporlarda davalılara atfedilen bir kusur oranının bulunmadığını, aktüerya bilirkişi aracılığı ile hekim hatası sonucu doğan çocuklar tanımlamasıyla hesaplama yapılmışsa da bu tanımı kabul etmenin mümkün olmadığını, davacının belirtilen sürede kontrol muayenesine gitmemesi nedeniyle gebeliğin devam edip etmediği yönündeki tespitlere engel olarak müterafik kusurlu olduğunu, hesaplama sonucunda çıkan bedelleri kabul etmek anlamına gelmemekle birlikte davalıların neticeyi oluşturan kusur oranlarına göre bir hesaplama yapılması gerektiğini, tıp kaidelerine uygun olarak gerçekleştirilen işlem nedeniyle davalıların sonucu itibariyle zarar olarak dahi kabul edilmesi mümkün bulunmayan olaydan dolayı afaki olarak yapılan tazminat hesabından sorumlu tutulmalarının mümkün olmadığını, maddi tazminat hususunda açıklama yapılmaksızın yapılan değer artımının usule aykırı olduğunu ve kısmı dava şeklinde açılan davada zaman aşımının dolduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; "...Mahkeme hükmünün yasal unsurları taşımasına, özellikle Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 2019/4400 E., 2019/9924 K. ve 2020-1914 E., 2020/5785 K. sayılı ilamları ve Dairemizin 24.06.2022 tarihli ve 2021/1106 E. 2022/1467 K. sayılı kaldırma kararı doğrultusunda alınan taraf ve yasa yolu denetimine elverişli bilirkişi raporu kapsamına göre karar verilmiş olmasına göre..." gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet ilişkisinden kaynaklı hekim hatası iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 502 nci vd maddeleri

3. Değerlendirme

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına, özellikle alınan Adli Tıp İhtisas Kurulu raporunda davalı hekimin özen eksikliğinin bulunmasına göre, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, kararda ve gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, dosya kapsamındaki belgelere göre maddi tazminata ve olayın özelliklerine göre manevi tazminata karar verildiği anlaşılmakla; davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.