"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1578 E., 2022/771 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Zile 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/688 E., 2020/462 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin işlettiği kantin için davalı Pet Gaz Zile Tüp bayiinden aldığı tüpü yakmaya çalışırken tüpün gaz kaçırdığını fark edip tüpün başına takılan vanayı çıkarttığında tüpün sibobunun olmadığını ve tüpün içine düştüğünü gördüğünü mutfakta yanar vaziyette büyük tüplerin bulunması, içeride çok sayıda öğrenci olması nedeniyle büyük bir patlamadan korkarak, tüpün gaz kaçıran haznesini elleriyle kapatıp koşarak kantinden tüpü çıkarmaya çalıştığını ve ayrıca bir felaket yaşanmaması adına öğrencilere bağırarak uzaklaşmalarını istediğini, müvekkilin bir patlama olmadan tüpü dışarıya çıkarmayı başardığını, ancak bu esnada tüpü elleriyle kapatmaya çalıştığı için çıkan kimyasal gaz ellerine sirayet ettiğini, akabinde müvekkilin hastaneye kaldırıldığını, müdahale sonrası ise müvekkilin iki elinde de ağır yanıklar ve sol el yüzük parmağında hissizlik meydana geldiğini, bu konuyla ilgili olarak Zile Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/2507 dosyası ile soruşturmanın yürütüldüğünü, müvekkilin kazadan sonra ellerini kullanamadığını ve çalışamaz hale geldiğini ileri sürerek; adli yardımdan yararlanmasını, şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat ile 150.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı .... vekili; müvekkil firmanın kusuru bulunmadığını, muhtemelen davacının tecrübesizliği sebebiyle vanayı takarken tüpe zarar verdiğini, zira tüpün yetkili personel eliyle ve köpükle sızdırmazlık kontrolü yapılarak takıldığını, davacının itfaiyeyi çağırmayarak ihmali davranışta bulunması ve tüpe bizzat müdahale etmek suretiyle oluşan kusurlu davranışı nedeniyle olayın yaşanmasına neden olduğunu, öte yandan hastane kayıtlarına göre kaza sonrası davacıda oluşan yanıkların birinci derece üzerinde olmadığını, yani maddi bir zararının bulunmadığını, ayrıca müvekkil firma ve bölgedeki ilgili bayinin yaşanan olay sonrasında davacıyla ilgilendiklerini ve yardımcı olmaya çalıştıklarını, ancak davacı tarafın yaşamış olduğu bu kötü olayı bir kazanç kapısına dönüştürmeye çalıştığını , bu manada davacı tarafın manevi tazminat talebinde haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Aziz Petrol Ürünleri Şti yetkilisi; şirketin ....'nin Zile bayisi olup sadece müşterilere sattığını ve kullanılan boş tüpleri de .... Şirketine göndermekle yükümlü olduğunu, şirketlerinde kesinlikle tüp dolumu ve üretimi yapılmadığını, dolayısıyla açılan bu davaya karşı husumet itirazında bulunduklarını, öte yandan davacının şirketlerinden 04/11/2014 tarihinde satın alınan tüpün sağlam ve kullanılmaya elverişli bir şekilde kendisine teslim edildiğini, hasarlı ve gaz kaçıran bir tüpün tesliminin mümkün olmadığını, kullanıcının kullanım hatası nedeniyle iddia edilen olayda şirketin kesinlikle sorumluluğunun bulunmadığını, ayrıca yaşanan olay neticesinde şirket prensipleri gereği davacı ile bizzat ilgileniklerini, buna rağmen kendi yükümlülüklerini yerine getirmeyen ve kendi kusuru ile bu kazaya sebebiyet veren davacının, şirketi ilgisizlik ile suçlamış olmasını kabul etmediklerini belirterek davacının kendi kusuru nedeniyle oluştuğunu iddia ettiği kaza nedeniyle şirketin hiçbir sorumluluğu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... Türk Sigorta Şirketi vekili; davaya konu olaya ilişkin LPG tüpünün müvekkil şirkete sigortalı ait bir tüp olduğuna dair herhangi bir somut belge bulunmadığını, olay anında şofbene takılı olan tüpün hangi marka tüp olduğuna dair hiçbir delil ve tespit bulunmaksızın sorumluluk sigortacısı olarak müvekkil şirkete husumet yöneltilmesine itiraz ettiklerini, dosya üzerinde konusunda uzman bilirkişiler marifetiyle kusur dağılımına(şofben, tüpgaz) ve maluliyet tazminata ilişkin olarak bilirkişi incelemesi yapılması, SGK’ya her hangi bir gelir bağlanıp bağlanmadığının sorulması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının elinde meydana gelen zararın davalıların kusurundan kaynaklandığını ispat edemediği, ayrıca olay sonrası zarara neden olduğu iddia edilen tüpe ulaşılamadığından üzerinde bilirkişi incelemesi yapılamadığından tüpün üretiminden kaynaklı davalıların sorumluluğunun gerekip gerekmeyeceğinin anlaşılamadığı, bunun dışında davacı olay sırasında itfaiye haber vermek yerine kendisinin tüpe müdahale etmesi ile meydana gelen zararın kendi kusurundan kaynaklandığı yönünde mahkemede kanaat uyandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; karara karşı süresi içinde davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davacının yaralanmasına ilişkin yürütülen soruşturmada verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara Sulh Ceza Hakimliğine itiraz edildiğini, Sulh Ceza Hakimliğince verilen itirazın süre yönünden reddine dair karara karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulduğunu, davacının yaralanmasına sebep olan tüpün davalı bayi tarafından incelenmek üzere alındığını, tüpün bulunmaması nedeni ile davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, davacının ayıplı tüp nedeniyle yaralandığı iddiasıyla maddi ve manevi tazminatın davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
1.Somut olayda; davacı, davalı bayiiden aldığı tüpü yakmaya çalışırken tüpün gaz kaçırdığını farketmesi üzerine tüpün başına takılan vanayı çıkarttığında tüpün sibobunun olmadığını ve tüpün içine düştüğünü fark ettiğini, mutfakta yanar vaziyette büyük tüplerin bulunması nedeniyle büyük bir patlamaya neden olmaması için tüpün gaz kaçıran haznesini elleriyle kapatıp koşarak kantinden tüpü çıkardığını, ancak bu esnada tüpü elleriyle kapatmaya çalıştığı için çıkan kimyasal gazın ellerinde ağır yanıklara neden olduğunu iddia etmiştir. Davalı tüp bayiisi yetkilisi ceza soruşturmasında alınan ifadesinde; davalı şirket yetkilisinin talimatı doğrultusunda dava konusu tüpü alarak incelenmek üzere şirketin Hatay ili Dörtyol ilçesindeki tüp dolum merkezine gönderdiklerini beyan etmiştir. Davalı şirket ceza soruşturma dosyasına verdiği beyan dilekçesinde; dava konusu tüpün üretim yılı, seri numarası, tesise getirlidiği tarih vb. bilgilerin bildirilmesi halinde kayıtların tetkik edilerek bilgi verileceğini belirtmiştir. İlk Derece Mahkemesince davacının elinde meydana gelen zararın davalıların kusurundan kaynaklandığını ispat edemediği, ayrıca olay sonrası zarara neden olduğu iddia edilen tüpe ulaşılamadığından üzerinde bilirkişi incelemesi yapılamadığından tüpün üretiminden kaynaklı davalıların sorumluluğunun gerekip gerekmeyeceğinin anlaşılamadığı, bunun dışında davacı olay sırasında itfaiye haber vermek yerine kendisinin tüpe müdahale etmesi ile meydana gelen zararın kendi kusurundan kaynaklandığı yönünde mahkemede kanaat uyandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
2.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (HMK) “İspat Yükü” başlıklı 190 ıncı maddesinde;
“(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır.Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
3.Aynı Kanun’un “Tarafların Belgeyi İbraz Etmesi” başlıklı 220 nci maddesinde;
“(1) İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir.
(2) Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir.
(3) Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.” hükümlerine yer verilmiştir.
4. Buna göre İlk Derece Mahkemesince salt davalı tarafın beyanlarına dayalı olarak davanın reddine karar verilmesi hatalı olup, davacının yaralanmasına neden olduğu iddia edilen tüpün uhdelerinde olduğunu kabul eden davalılara tüpün temini için HMK'nun 220/3. maddesi ihtarını içeren meşruhatlı davetiyenin usulüne uygun olarak tebliği ile sonucuna göre HMK 220/3 maddesi uyarınca işlem yapılması; davacının yaralanmasına ilişkin tüm hastane evrakları getirtilerek davacıda meydana gelen yaralanmanın tüpten kaynaklanıp kaynaklanmadığı, olay tarihinde tüpte herhangi bir ayıp bulunup bulunmadığı, tüpün iddia olunan zarara sebebiyet verip vermeyeceği, davacının eylemlerinin illiyet bağını kesip kesmediği, zararı ağırlaştırıp ağırlaştırmadığı, davacının müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı hususunda üniversitelerde görevli akademik kariyere sahip makine mühendisi, iş güvenliği uzmanı ve cildiye alanında uzman hekim bilirkişiden oluşturulacak bilirkişi heyetinden ayrıntılı ve açıklayıcı, denetime elverişli, tarafların itirazlarını karşılar nitelikte rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.