Logo

3. Hukuk Dairesi2024/136 E. 2024/4140 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil talebinin reddine karşın, taşınmazın rayiç bedeli üzerinden tazminata hükmedilmesi nedeniyle davalıların istinaf başvurusunun reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından yapılan ıslahın usulüne uygun olduğu, davalıların dava dışı bir anlaşmaya dayalı savunmasının ispatlanamadığı ve mahkemenin uygulanacak hukuk kurallarını doğru tespit ettiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2338 E., 2023/2858 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 1. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2020/397 E., 2021/411 K.

Taraflar arasındaki tapu iptal tescil ve tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın tapu iptal tescil talebi yönünden reddine, tazminat talebi yönünden kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacı ile davalı şirket arasında 25.04.2018 tarihinde Düzenleme Şeklinde Gayrımenkul Satış Vaadi Sözleşmesi düzenlendiğini, taşınmazın bedeli olan 200.000,00 TL'nin davalı şirket yetkilisi diğer davalı ...'a ödendiğini, sözleşme gereğince taşınmazın 01.10.2018 tarihinde teslim edilmesi gerekirken devrinin yapılmadığını belirterek taşınmazın davacı adına tesciline, talebin reddi halinde taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedelinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, bu talebin de reddi halinde sözleşme bedelinin ödeme günlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; davalı şirket ile dava dışı tedarikçi ... İnşaat Elektrik Hafriyat Nakliyat Otomasyon Metal San.ve Tic. A.Ş. (...) firma arasında malzeme karşılığı davacıya taşınmaz verilmesi hususunda anlaşma yapıldığını, bu bağlamda ... firmasının yetkilisinin talebi üzerine davacı ile sözleşme yapıldığını, dava dışı firma tarafından malzemelerin teslim edilmemesi nedeniyle taşınmazın davacıya devredilmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava dışı arsa sahipleri ile davalılar arasında noterde düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince dava konusu taşınmazın müteahhide özgülenen bağımsız bölümlerden olması fakat kat irtifakının dava dışı arsa sahibi adına tesis edilmesi sebebiyle, tapu iptal tescil talebi yönünden birlikte ifa kuralının uygulanma koşulları gerçekleşmediğinden davacının tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, sözleşmenin temerrüde düşmeyen tarafı her zaman edimin ifasını ve gecikme nedeniyle meydana gelen zararın tazminini isteyebileceği, seçimlik hakkını bu yönde kullanmayan taraf edimin ifa edilmemesinden doğan zararın tazminini isteyebileceği ya da sözleşmeyi feshedebileceği, somut olayda davalının edimini yerine getirmemesi üzerine davacının ifa yerine geçen zararı olarak taşınmazın rayiç bedelini isteyebileceği, söz konusu taşınmazın dava tarihi itibarıyla rayiç değerinin 380.000,00 TL olduğu gerekçesi ile davanın tapu iptali ve tescil talebi yönünden reddine, rayiç değer talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalılar vekili; mahkemenin, kısmi dava olarak açılan davada, davacının ıslah talebini süresinde yapmadığını, taşınmazın gerçek bedelli ile satış vaadi sözleşmesindeki bedelinin arasındaki ciddi fark bulunduğunu, bu farkın dava dışı tedarikçi firma ile yapılan inançlı işlemin delili olduğunu, bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ıslah işlemi için verilen sürelerin HMK 181. maddesinde öngörülen kesin süreye tabi olmadığı ve tahkikat sona erinceye dek ıslah işlemi yapılabileceği, davacının ıslah harcını verilen süre içerisinde 23.06.2021 tarihinde yatırdığı, buna göre davacının ıslah işleminin süresinde olduğu, dava sonrasında rayiç değere hükmedilmekle taşınmazın gerçek değeri ile satış vaadi sözleşmesindeki değer arasında fark bulunduğu iddiasının sonuca etkili olmadığı gerekçesiyle davalıların başvurusunun reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili istinaf sebeplerini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil, mümkün olmaması halinde rayiç değer nispetinde tazminat veya ödenen bedelin faizi ile tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun “İspat yükü” başlıklı 6 ncı maddesi.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 94, 181 ve 190 ıncı maddesi.

3. Değerlendirme

1. İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Davalılar vekili tarafından taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin dava dışı ... firması ile yapıldığı iddia edilen anlaşma gereği düzenlendiği iddia edilmiş ise de söz konusu anlaşma dosyaya sunulmamış dolayısıyla davalıların iddiasının ispatlanamadığı anlaşılmıştır.

2. Mahkemece 22.06.2021 tarihli celsede davacı vekiline ıslah konusunda beyanda bulunması için 1 hafta kesin süre verilmiş, davacı vekili 23.06.2021 tarihinde ıslah harcını yatırmış ve 12.10.2021 tarihli celsede ıslah hakkında beyanda bulunarak talep miktarını arttırmıştır. 6100 sayılı Kanun’un 181 inci maddesinde öngörülen kesin süre, duruşmada tutanağa geçirilmek suretiyle yapılan ıslah işleminin tamamlanması için verilmesi gereken bir süredir. Bunun dışında ıslah işlemini yapmak için süre talep edildiği haller, 6100 sayılı Kanun’un 181 inci maddesinde öngörülen kanuni kesin süreye tabi değildir. Ayrıca 22.06.2021 tarihli celsede verilen kesin süre, 6100 sayılı Kanun'un 94 üncü maddesinde öngörülen uygun ihtarat şartını taşımadığından kesin sürenin sonuçlarını doğurmayacaktır.

3. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, kısmen ıslaha ilişkin davacı vekiline 6100 sayılı Kanun'un 94 üncü maddesinde aranan koşullara uygun ihtarat yapılmadığından ıslah hakkının 6100 sayılı Kanun'un 177 nci maddesi gereğince tahkikat bitimine kadar kullanılabileceği, davalılar vekilinin dava dışı firma ile yapılan anlaşma gereği taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapıldığı iddiasının ispatlanmadığı anlaşılmakla, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.