Logo

3. Hukuk Dairesi2024/1554 E. 2025/849 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından davalıdan satın alınan ancak sonradan tapusu iptal edilen taşınmazın satış bedelinin davalıdan sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanılarak geri istenmesi talebine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının satışın bankadan kredi temini amacıyla muvazaalı olarak yapıldığını iddia etmesine rağmen bunu ispatlayamaması ve kimsenin kendi muvazaasına dayanarak hak iddia edemeyeceği ilkesi gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1886 E., 2024/412 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/70 E., 2023/375 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin 10.05.2013 tarihinde Çorum İli ... İlçesi ... Caddesi 691 Ada 17 Parsel 2. Kat 5 no.lu bağımsız bölümü davalıdan satın aldığını, 2015 yılında Yapı Kredi Bankası tarafından tasarrufun iptali davası açıldığını, davanın kabulüne karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, müvekkilinin bu taşınmazı kredi çekerek aldığını, taşınmazın satış bedelini de davalıya ödediğini, müvekkili tarafından davalıya ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesi çerçevesinde bilirkişilerce hesaplanarak sebepsiz zenginleşme hükümlerince iade edilmesi gerektiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL belirsiz alacak miktarının dava tarihinden itibaren mevduata uygulanacak en yüksek faiz ile davalıdan tahsilini talep etmiş, davacı vekili 27.09.2023 tarihli bedel artırım dilekçesiyle 1.059.306,81 TL üzerinden alacağını belirli hale getirdiğini beyan etmiş ve harcını ikmal etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; dava konusu alacağın hak düşürücü süreye ve zamanaşımına uğradığını, ayrıca davaya konu taşınmaza ilişkin işlemlerin İskilip'te gerçekleşmiş olduğunu, Çorum'da dava açılmasının hukuka aykırı olduğunu, öncelikle taşınmazın devrinin asıl amacının bankadan kredi tahsis etmek için teminat gösterebilmek adına yapıldığı, sonrasında aynı taşınmaz müvekkili tarafından devir edildikten sonra davacı tarafından başka bir kredi kullanmak adına tekrar devre konu edildiğini, davaya konu taşınmazla ilgili yapılan işlemlerin muvazaalı olduğunu, müvekkilinin taşınmazın devirleri nedeniyle 1 kuruş dahi menfaati olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İskilip Asliye Hukuk Mahkemesi dosyası dikkate alınarak söz konusu satış bedelinin davalı tarafından alınmış olduğu, davacının dava konusu taşınmaza malik olamadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalıdan 1.059.306,81 TL'nin dava tarihi olan 06.03.2023 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeter açıklıkta bulunduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V.TEMYİZ

A.Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; İlk Derece Mahkemesince davanın esası ile ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verildiğini, taşınmazın devrinin asıl amacının bankadan kredi tahsis etmek için teminat gösterebilmek adına yapıldığı, sonrasında aynı taşınmaz müvekkil tarafından devir edildikten sonra davacı tarafından başka bir kredi kullanmak adına tekrar devre konu edildiğinin bilindiğini, yapılan işlemlerin muvazaalı olduğunu, müvekkilinin devirde isminin geçmesinin tek nedeni davacının ricası olduğunu, bu taşınmazın devirleri nedeniyle müvekkilin 1 kuruş dahi menfaati olmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

B.Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, davacı tarafından davalıdan satın alınan taşınmazın tapusunun iptali nedeniyle davalıya ödenen satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesi gereğince iadesi istemine ilişkindir.

1. Hiç kimse kendi muvazaasına dayanamaz. Bu bağlamda; tapuda satış bedeli alınmadan kredi temini için satış yapılmasında davalının kendisinin muvazaası söz konusudur ve kural olarak hiç kimse kendi muvazaasına dayanarak bir hak talep edemez. Kaldı ki böyle bir hak talebi herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğu, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasının hukuk düzenince korunamayacağını belirten 4721 sayılı Kanun'un 2. maddesine de aykırıdır. (HGK. 27.01.2010 gün ve 2010/1-1 E., 2010/32 K.)

2. Dava dosyasının incelenmesinde; davalının söz konusu satışın muvazaalı olarak kredi temini için yapıldığını ispat edemediği, tasarrufunun iptalinin ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 280. maddesinde yer alan "Malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu malî durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hâllerde iptal edilebilir. Şu kadar ki, işlemin gerçekleştiği tarihten itibaren beş yıl içinde borçlu aleyhine haciz veya iflâs yoluyla takipte bulunulmuş olmalıdır." hükmüne dayalı olduğu, kimsenin kendi muvazaasına dayanamayacağı anlaşıldığından davalı vekilin tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370/1 maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,17.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.