Logo

3. Hukuk Dairesi2024/1662 E. 2025/973 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı alacak davası ile muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan karşı dava ile sözleşmenin iptali talebi arasındaki uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Murisin gerçek iradesinin satış değil bağış olduğu, satış vaadi sözleşmesinin tarafların gerçek iradesini yansıtmadığı ve bağış sözleşmesi şekil şartlarına uygun olmadığı, bozmaya uymakla kesinleşen ve karşı taraf yararına usuli kazanılmış hak durumu oluşturan kısımlar hakkında yeniden inceleme yapılmasına imkan bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/222 E., 2024/86 K.

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar, davacılar-karşı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; davalının murisi ...'ın, Kartal ... Noterliği 03.03.1997 tarih ve 11921 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile İstanbul İli, ... İlçesi, ... Köyü, 2 pafta, 917 parsel sayılı taşınmazdaki hak ve hisselerini müvekkillerinin murisi ...'a satışını vadettiğini, murislerince bedel tamamen ödenmesine rağmen taşınmazın devrinin sağlanmayıp üçüncü şahıslara satıldığını belirterek, taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedelinin davalıya isabet eden hissesinin tespit edilerek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, bu mümkün olmadığı taktirde, sözleşme bedeliyle dava tarihindeki rayiç değeri arasındaki farkın tazminat olarak yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, 03.03.1997 tarihinden itibaren müvekkillerinin mahrum kaldığı kullanım bedeli karşılığının belirlenerek fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere şimdilik 5.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini istemiş, 07.04.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile taleplerini 29.004,75 TL'ye çıkartmıştır.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı vekili; davacılar murisi ile müvekkilinin murisinin baba-oğul olduklarını, yani müvekkilinin, davacıların murisinin kız kardeşi olduğunu, muris ...'nin gerçek amacının bağış olduğu halde satış vaadi sözleşmesinde satış gibi gösterildiğini belirterek, davanın reddini, açtığı karşı davada ise; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptalini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 12.05.2015 tarihli kararıyla; veraset belgesi incelendiğinde, muris ...'nin davalı ... ile davacıların murisi olan ... dışında başka çocuklarının bulunmadığını, davalı kız çocuğu olup, ülkemizde yaygın bir tutum olan kız çocuklarının mirastan mahrum bırakma durumunun olayda gerçekleştiği kanaatine varıldığı, tanık beyanlarına itibar edilmediği gerekçesiyle, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmiş, Mahkemenin kararı süresi içinde davacılar-karşı davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince verilen 11.03.2020 tarihli ilamla; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanmasının gerektiği, bu kapsamda, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat külfetinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi gereği davalı-karşı davacıya ait olduğu, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davaların tanık dahil her türlü delil ile ispatlanabileceği, mirasbırakanın gerçek iradesinin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, hüküm davacılar-karşı davalılar yararına bozulmuştur.

Bozmaya uyan Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıların murisi ...'ın muris ...'nin tek erkek çocuğu olduğu, muris ...'nin davalının kardeşi, davacıların babası ...'a gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile taşınmaz satışını vadettiği, toplanan deliller, tapu kayıtları, tanık beyanları, sunulan dilekçeler ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, muris ...'ın dava konusu olan taşınmazı satın alacak maddi gücünün bulunmadığının anlaşıldığı, muris ...'nin davacılar murisi ...'a maddi destekte bulunduğu, muris ...'nin dava konusu taşınmazı satmasını gerektirecek bir zorunluluğunun bulunduğunun tespit edilemediği, taşınmazın tapuda devrinin yapılmadığı, ...'nin satış vaadi sözleşmesi ile para aldığına dair hiçbir belge ve delil bulunmadığı, ...'nin terekesinde satış bedeline dair kazanım bulunmadığı, muris ... ile davacılar murisi ... arasında taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapıldığından davalının bilgisinin olduğuna dair delil bulunmadığı, soyut davacı tanık beyanları dışında muris ...'nin dava konusu taşınmazı davacıların murisi ...'a bedelini tahsil ederek sattığına dair başkaca delil bulunmadığı, para alışverişi olduğunun tespit edilemediği, bu nedenlerle gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin muvazaalı olduğu kanaatine varıldığı, dava konusu taşınmazın murisler ve taraflarca kullanılmadığı, satış vaadi sözleşmesinde belirlenen satış bedeli ile sözleşme tarihinde taşınmazın rayiç bedeli arasında büyük fark bulunduğu, davalı-karşı davacının muvazaa iddiasının sübut bulduğu, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığının anlaşıldığı, muris ...'nin gerçek iradesinin satış değil bağış olduğu, bu durumda satış vaadi sözleşmesinin tarafların gerçek iradesini yansıtmadığı, sözleşmenin bağış sözleşmesi şekil şartlarına uygun olmadığı gerekçesiyle, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile, Kartal .... Noterliğinin 03.03.1997 tarih ve 11921 yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacılar-karşı davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacılar-karşı davalılar vekili; Yerel Mahkemenin sanki hiç bozma ilamı yokmuş gibi yine aynı kararı verdiğini, ispat yükünün davalı-karşı davacıda olduğunu, satış vaadi sözleşmesinde bedelin nakden ve tamamen ödendiğinin belirtildiğini, asıl dava açısından davanın yazılı ve kesin delil ile ispat edildiğini, karşı davacının ispat külfetini yerine getirmek için hiçbir delil ileri sürmediğini, yazılı hiçbir belge sunmadığını, karşı davacı süresinde tanık listesi sunmadığından tanık dinlenmesinin mümkün olmadığını, ön inceleme duruşmasında taraflara tanık ve delillerini ibraz etmesi için kesin süre verildiğini, davalı-karşı davacının yargılama sırasında tanık dinletmeyeceğini belirttiğini, Yerel Mahkemece HMK kuralları ihlal edilerek davalı-karşı davacının tanıklarının dinlendiğini, usul kuralları gereği davalının tanık dinletme hakkı olmadığından dinlenen işbu tanık beyanlarının hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, ayrıca davalının dinlenen 2 tanığının da davalının çocuğu olduğunu, yargılamada menfaatlerinin olduğunu ve taraflı tanıklık yaptıklarını, taşınmazın varlığından bile 2013 ve 2015 yılında haberdar olan tanıkların, 1997 yılında yapılan satış vaadi sözleşmesiyle ilgili bilgi sahibi olmalarının imkansız olduğunu, kaldı ki ifadelerinde dahi taşınmazların varlığından emlakçıların haberdar etmesi ile bilgi sahibi olduklarını belirttiklerini, sözleşmenin gerçekleştiği tarihlerde tanıklardan ...'ın 15, ...'in ise 17 yaşında olduğunu, muris ...'a muris ...'nin maddi destekte bulunduğu gerekçesinin hatalı olduğunu, bu husustaki tek delilin ve beyanın davalının oğullarının tanık anlatımları olduğunu, müvekkillerinin tanıklarının sözleşmenin muvazaalı olmadığını açık ve net bir şekilde ifade ettiklerini, davalı-karşı davacının muvazaa iddiasının gerçek dışı olduğunu ifade ederek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı alacak, karşı dava ise, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir.

Temyiz olunan Mahkeme kararında; tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hakim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda karar verilmiş olmasına ve tüm dosya kapsamından muris ...'nin gerçek iradesinin satış değil bağış olduğunun anlaşıldığı, satış vaadi sözleşmesinin tarafların gerçek iradesini yansıtmadığı, sözleşmenin bağış sözleşmesi şekil şartlarına uygun olmadığı, bozmaya uymakla kesinleşen ve karşı taraf yararına usuli kazanılmış hak durumu oluşturan kısımlar hakkında Mahkemece yeniden inceleme yapılmasına imkan bulunmadığı anlaşıldığından, davacılar-karşı davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439. maddesi gereğince ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,20.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.