"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/199 E., 2024/174 K.
Taraflar arasındaki birleştirilerek görülen istirdat ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak asıl dava kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl davada davacı vekili; müvekkili ile davalı avukat arasında 27.05.2002 tarihinde avukatlık sözleşmesi imzalandığını, en son 05.01.2004 tarihinde sözleşmenin yenilendiğini, davalının işi özenle görme ve sadakatle yürütme borcunu tam ve zamanında yerine getirmediğini, davalının sözleşmenin feshinden önce vekalet ücreti ile ilgili olarak Baro Hakem Kuruluna başvurduğunu ve oradan aldığı kararla icra takibi yaptığını, 11.03.2004 tarihinde davalıya icraen 60.034,00 TL ödendiğini, ayrıca daha önceden 1.659,62 TL ödendiğini, davalının görevini yerine getirmediğini belirterek, müvekkilinden haksız olarak alınan 53.968,87 TL alacak, 16.107,34 TL faiz ve %5 BSMV 805,36 TL olmak üzere toplam 70.881,57 TL'nin fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere davalıdan tahsilini istemiştir.
2. Birleşen davada davacı vekili; müvekkilinin vekalet sözleşmesi haksız olarak feshedildiğinden, Artova İcra Müdürlüğündeki 88 adet takip dosyası için 18.154,18 TL, Yeşilova İcra Müdürlüğündeki 54 adet dosya için 16.897,27 TL, Tokat Mahkemeleri ve İcra Müdürlüğündeki 14 adet dava ve takip dosyası için 9.854,76 TL akdi ve karşı yan vekalet ücreti ile Avukatlık Kanunu'nun 35 inci maddesi gereğince 04.12.2001 tarihinden itibaren 18.000,00 TL zorunlu aylık ücret olmak üzere toplam 62.906,23 TL akdi ve karşı yan vekalet ücretinin birleşen davalıdan tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
1. Asıl davada davalı vekili; taraflar arasındaki vekalet sözleşmesinin ilk olarak 13.03.2000 tarihinde imzalandığını, görevini layıkıyla yaptığını, sözleşme haksız feshedildiğinden müvekkilinin vekalet ücretinin tamamına hak kazandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Birleşen davada davalı vekili; birleşen davacının, kendi özgür iradesiyle imzaladığı sözleşme ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu uyarınca işini özenle görme, sadakatle yürütme borcunu tam ve zamanında yerine getirmediğinden sözleşmenin feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
II. MAHKEME KARARI
Tokat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.11.2012 tarihli ve 2004/691 E., 2012/339 K. sayılı kararıyla; asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 29.05.2013 tarihli ve 2013/4532 E., 2013/14360 K. sayılı ilamıyla; davacının tüm temyiz itirazlarının reddedildiği belirtilerek, Mahkemece, birleşen davacının sadece Avukatlık Kanunu'nun 35 inci maddesi gereğince istediği 18.000,00 TL zorunlu aylık ücret talebi yönünden davanın reddine karar verildiği, diğer talepleri yönünden gerekçede değerlendirme yapılmadığı, Mahkemece, birleşen dosya davalısı tarafından 23.11.2004 tarihinde yapılan fesih işleminin haksız olduğunun doğru şekilde kabul edilmesi nedeniyle taraflar arasında imzalanan 27.05.2007 tarihli Avukatlık Sözleşmesinin 2 ve 3 üncü maddeleri doğrultusunda birleşen davacının akdi ve karşı yan vekalet ücreti alacağı olup olmadığı yönünde uzman bilirkişiden rapor almak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, karar birleşen davacı yararına bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 23.02.2015 tarihli ve 2013/493 E., 2015/153 K. sayılı kararla; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde asıl dava kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın kısmen kabulü ile 3.625,54 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı, taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 21.09.2017 tarihli ve 2015/19482 E., 2017/8417 K. sayılı ilamında; davacının tüm, davalı/birleşen davacının sair temyiz itirazlarının reddedildiği belirtilerek, davalı/birleşen davacının sunmuş olduğu ve Banka tarafından gönderilen 17.11.2004 tarihli sözleşmenin feshine ilişkin yazının ekinde gönderilen, avukatın sorumlu olduğu dosyalarda yapılan tahsilatlar nedeniyle şubece tahsil edildiği halde ihtilaf nedeniyle avukata ödenmeyip şubede bekletilen toplam tutarı da içeren hesap ekstresinin Mahkemece değerlendirilmediğinin anlaşıldığı, Mahkemece, söz konusu belge değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, karar birleşen davacı yararına bozulmuştur.
C. Üçüncü Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 16.07.2021 tarihli ve 2020/137 E., 2021/489 K. sayılı kararla; asıl dava kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davasının kısmen kabulü ile, 1.233,78 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş; karara karşı, taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 24.01.2022 tarihli ve 2021/7766 E., 2022/311 K. sayılı ilamında; davacı/birleşen davalı yönünden, hüküm kesin olduğundan temyiz isteminin reddedildiği, davalı/birleşen davacı yönünden, her ne kadar bozmaya uyma kararı verilmiş ise de, bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediğini, Mahkemece sadece; davalı/birleşen davacının sunmuş olduğu ve Banka tarafından gönderilen 17.11.2004 tarihli sözleşmenin feshine ilişkin yazının ekinde gönderilen, avukatın sorumlu olduğu dosyalarda yapılan tahsilatlar nedeniyle şubece tahsil edildiği halde ihtilaf nedeniyle avukata ödenmeyip şubede bekletilen toplam tutarı da içeren hesap ekstresinin değerlendirilmesi suretiyle yeniden rapor alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, karar birleşen davacı yararına bozulmuştur.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; birleşen davalı Bankanın 05.01.2015 tarihli cevabi yazısında, Av. ...'a ödenmeyip şubeleri aracı hesaplarında bekletilen ve taraflarına bildirilen 6.065.138,351 TL'nin hangi dosyalardan kaynaklandığı hakkında işlemlerin üzerinden 10 yıldan fazla süre geçtiği, taraflarına bildirim yapıldığı tarihte çalışmakta olan, evrakta imzaları bulunan personellerin uzun zaman önce emekli olduğu, kendilerine ulaşılma imkanının bulunmaması nedeniyle 6.065.138,351 TL'nin detayının hangi dosyalardan oluştuğu ile ilgili bilgiye rastlanılmadığının bildirildiği, hükme esas alınan 28.11.2023 havale tarihli ek bilirkişi raporunda, birleşen davacının 19.10.2023 tarihli beyan dilekçesi ekinde bulunan, birleşen davalı Bankaya ait 05.01.2015 tarih ve 19 sayılı yazı ekinde bulunan ve vekalet ücreti hesabının yapıldığı listede vekalet ücretinin hesaplandığının tespit edildiği, birleşen davacı avukatın, mevcut avukatlık sözleşmesi gereğince kendisine verilen işlerin çoğunluğunda ihmalli davranmadığı, bazı işlerin aksamasının ise, Banka ile arasındaki yazışmalardan anlaşıldığı üzere, kimi zaman Bankanın geç talimatı, kimi zamanda davacı avukata gerekli yollukların tahsis edilmemesinden kaynaklandığı, taraflar arasında imzalanan son sözleşmenin 05.04.2004 tarihli olduğu da göz önüne alındığında, birleşen davalı Bankanın vekalet sözleşmesini tek taraflı feshetmesinin yani avukatı azlinin haksız olduğu gerekçesiyle, asıl dava kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın kısmen kabulü ile 36.845,85 TL'nin birleşen dava tarihi olan 25.01.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde birleşen davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Birleşen davalı vekili; birleşen davacı avukatın müvekkilinden herhangi bir vekalet ücreti alacağının olmadığını, dava ve icra takibi sonuçlanmadan ve tahsilat yapılmadan karşı taraf vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını, bilirkişilerin fiilen görmedikleri, incelemedikleri, sadece birleşen davacı avukatın beyan ettiği icra dosyaları üzerinden hesaplama yaptıklarını, müvekkili Bankanın davalı avukatın ihmali işlemleri neticesinde alacaklarını geç tahsil ettiğini, hatta çoğu icra dosyalarının henüz tahsil edilemediğini, taraflar arasında güven ilişkisinin ortadan kalktığını ifade ederek, kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, Baro Hakem Kurulu Kararı sebebiyle avukata ödenen vekalet ücret alacağının istirdatı, birleşen dava ise, haksız azil sebebiyle aylık ücret, akdi ve karşı vekalet ücretinin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı ile 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları.
2. 6100 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 266 ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen mahkeme kararının uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda verildiği, bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen ve karşı taraf yararına usuli kazanılmış hak durumunu oluşturan kısımlar hakkında yeniden inceleme yapılamayacağı, birleşen davalı Banka tarafından 23.11.2004 tarihinde yapılan fesih işleminin haksız olduğunun sabit olduğu, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli bulunduğu anlaşılmakla, birleşen davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Birleşen dosyada davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
12.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.