Logo

3. Hukuk Dairesi2024/2557 E. 2024/2759 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kira sözleşmesindeki tahliye taahhüdüne dayanılarak açılan itirazın iptali ve kiralananın tahliyesi davasında, davacı tarafından eksik harç yatırılıp yatırılmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tahliye davasında ödenmesi gereken harcın, son dönemde ödenen bir yıllık kira bedeli üzerinden hesaplanması gerektiği, davacı tarafından eksik harç yatırıldığı ve mahkemelerce eksik harcın tamamlatılmadan yargılamaya devam edildiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 54. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/3775 Esas, 2024/1215 Karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 17. Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/277 E., 2023/668 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali ile kiralananın tahliyesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; müvekkillerinin ... Alışveriş Merkezinde bulunan ... sayılı bağımsız bölümü 24.07.2007 tarihli kira sözleşmesi ile davalıya kiraya verdiklerini, kira sözleşmesi devam ederken taraflar arasında imzalanan 14.05.2018 tarihli ek protokol ile kira sözleşmesinin süresinin 31.12.2022 tarihine kadar uzatıldığını, ek protokolün ikinci maddesinde yer alan "On beşinci kira döneminin hitamından en az 6 (altı) ay önce yazılı olarak Kiralayan tarafından Kiracıya bildirilmesi halinde, Kiracı kiralananı on beşinci kira döneminin hitamında tahliye ederek boş bir şekilde anahtarlarıyla birlikte Kiralayana teslim edecektir. Kiracının bu maddedeki taahhüdü gayrikabili rücu tahliye taahhüdü niteliğindedir.’’ hükmü ile davalının kiralananı tahliye etmeyi taahhüt ettiğini, bu tahliye taahhüdü uyarınca 20.06.2022 tarihinde davalıya gönderilen ihtarnamenin 22.06.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, kiralananın tahliye edilmemesi üzerine davalı aleyhine tahliye talepli icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, kira sözleşmesinin feshine ve kiracının kiralanandan tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; 24.07.2007 tarihinde imzalanan kira sözleşmesinin kiracısının davalı şirket olmadığını, kiralananın 14.05.2018 tarihli protokolden anlaşılacağı üzere 01.01.2018 tarihinden itibaren hüküm ifade etmek üzere devralındığını, davalı şirketin kiracılık sıfatını 14.05.2018 tarihinde kazandığını, geçerli ve usulüne uygun bir tahliye taahhüdü olmadığını, tahliye taahhüdünün açık ve net bir tarih içermesi gerektiğini, tahliye şartlarının gerçekleşmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının daha önce imzalanan kira sözleşmesine konu yeri devralarak alarak eski kiracıya halef olduğu, kira sözleşmesi ve sözleşmenin eki niteliğinde olan protokolde yer alan tüm hükümlerin davalıyı bağladığı, tahliye taahhüdünün belli bir tarih içermesi gerektiği doğru ise de bu tarihin ay, gün ve yıl olarak belirtilmesi gerekmediği, belirlenebilir ve hiçbir tartışmaya yer vermeyecek şekilde anlaşılabilir bir tarih olması gerektiği, on beşinci kira döneminin son gününün kira sözleşmesinden anlaşılabilir olduğu ve tahliye tarihinin belirlenebilir olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile itirazın iptaline, davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davalı şirketin sözleşmeye ek protokol ile sonradan taraf olduğunu, tahliye hükmünün geçersiz olduğunu, usulüne uygun bir tahliye taahhüdü olmadığını ve tahliye koşullarının gerçekleşmediğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 14.05.2018 tarihli ek protokolde ek protokolün 24.07.2007 tarihli kira sözleşmesi, 01.05.2008 tarihli ek protokol ve 29.01.2013 tarihli kira sözleşmesinin uzatılmasına ilişkin ek protokol ile birlikte kısaca 'Kira Sözleşmesi' olarak anılacağının belirtildiği, üçüncü maddesinde 'Sözleşmenin onbeşinci kira dönemi 01.01.2022-31.12.2022 tarihleri arasındaki süreyi kapsamaktadır.' ifadesinin yazılı olduğu, sözleşmenin onbeşinci kira döneminin 01.01.2022-31.12.2022 tarihleri arasındaki süreyi kapsadığının açıkça belirtildiği, ayrıca ek protokolde davalının kiracı olduğunun kararlaştırıldığı, kiracılığın davalıya devredildiği, böylece davalının ek protokol ile kira sözleşmesinin tarafı haline geldiği, kiracılığın devri nedeniyle mevcut sözleşme hükümlerinin aynen korunduğu, devir eden kiracının sözleşmeden ve kanundan doğan hak ve borçlarının yeni kiracı olan davalıya geçtiği ve buna göre davalının taahhüt nedeniyle sorumlu olduğu gerekçesiyle istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf nedenlerini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tahliye taahhüdüne dayalı olarak başlatılan takibe vaki itirazın iptali ile kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun (492 sayılı Kanun) 17, 28 ve 32 nci maddeleri

2.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 30 ve150 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Kural olarak yargı harçlarının davanın açıldığı sırada ödenmesi gerekir. Harcı ödenmeyen dava dilekçesinin kabul edilip, mahkeme esas defterine kaydının yapılması halinde 6100 sayılı Kanun'un 30 uncu ve 32 nci maddeleri gereğince ödenmesi gereken harç miktarının belirlenerek uygun bir sürede ödenmesi talep edilmelidir.

2. 492 sayılı Kanun'un 17 nci maddesi uyarınca; tahliye davasında harca tabi dava değeri, son dönemde ödenen bir yıllık kira bedeli olduğu halde davacı tarafça 111.247,64 TL dava değeri gösterilerek peşin harç yatırıldığı, dosya içindeki sözleşme ve protokoller ile icra dosyası kapsamında son dönemde ödenen yıllık kira bedelinin daha yüksek olduğu, derece mahkemelerince eksik harç tamamlatılmadan yargılamaya devam edildiği anlaşılmıştır.

3. Hal böyle olunca, İlk Derece Mahkemesince; son dönem yıllık kira bedeli belirlenerek hesaplanacak eksik harcın davacıya tamamlattırılması, yatırılmadığı takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi ve süresi içinde harç ikmaliyle yenileme yapılmadığı takdirde tahliyeye ilişkin davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeksizin uyuşmazlığın esası incelenerek hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

4.Bozma nedenine göre, temyiz eden davalının temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA,

3. Bozma nedenine göre, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.10.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.