"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/440 E., 2023/19 K.
Taraflar arasındaki Kurum işleminin iptali ve menfi tespit davasından dolayı yapılan karar düzeltme incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairece verilen 06.12.2023 tarihli ve 2023/1903 E., 2023/3584 K. sayılı ilamıyla kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı Kurum tarafından, eczacı olan müvekkilince Kuruma sahte reçete fatura edildiği gerekçesiyle 2007 yılı Eczane Protokolünün (6.3.20) nci maddesi uyarınca sözleşmesinin feshedildiğinin ve 397.768,07 TL cezai şart uygulanacağının bildirildiğini, fatura edilen 2007 yılı Eylül dönemine ait 7 adet SSK ve 5 adet Bağ- Kur reçetesinin eksik çıktığı bilgisinin verildiğini, ancak söz konusu eylemlerin, müvekkilinin bilgisi dışında, eczanede kalfa olarak çalışan dava dışı ... tarafından gerçekleştirildiğini, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını ve cezaların şahsiliği ilkesinin gözetilmesi gerektiğini, reçete bedeli tutarında davalı Kuruma ödemede bulunarak Kurum zararının giderildiğini, uygulanan Kurum işleminin müvekkilinin ekonomik mahvına sebebiyet vereceğini ileri sürerek; müvekkilinin, davalı Kuruma borçlu olmadığının ve sözleşmenin feshi ile iki yıl sözleşme yapılmamasına ilişkin Kurum işleminin hukuka aykırı ve geçersiz olduğunun tespitini; olmadığı taktirde cezai şartın kaldırılmasını ya da cezai şarttan indirim yapılmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; söz konusu protokolün müvekkili Kurum ile davacı arasında imzalandığını, bu nedenle tüm sorumluluğun davacıya ait olduğunu, Kurum işleminde hukuka aykırılık bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 18.06.2015 tarihli ve 2008/242 E. 2015/390 K. sayılı kararıyla; davaya konu sahte reçetelerin, eczane çalışanı dava dışı ... tarafından düzenlenip, reçete muhteviyatı ilaçları da üçüncü kişilere satmak suretiyle menfaat temin ettiği, sanık olarak yargılandığı ceza davasında mahkumiyetine karar verildiği, bu nedenle sahte reçetelerin Kuruma fatura edilmesinde kastı bulunmayan davacının sorumluluğuna gidilemeyeceği gerekçe gösterilerek, davanın kabulüne ve 2007 yılı Eczane Protokolünün 6.3.20 nci maddesi gereğince sözleşmenin feshi ile iki sene sözleşme yapılmamasına ilişkin davalı Kurum işlemlerinin iptali ile davacının, davalı Kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 17.05.2018 tarihli ve 2015/29611 E. 2018/5976 K. sayılı ilamıyla; “Her ne kadar Mahkemece, ceza yargılaması neticesinde davacının beraatine, kalfa ...'in cezalandırılmasına karar verildiği ve böylece davacının kusurunun bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, adam çalıştıranın sorumluluğuna ilişkin dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 55 inci maddesi uyarınca davacı eczacının, çalıştırdığı kalfanın eylemlerinden sorumlu olduğu gibi davalı Kurum ile imzalanan sözleşmenin tarafı olduğundan, sözleşmeye aykırılık halinde uygulanacak işlemlerin de davacı hakkında uygulanması gerektiği; hal böyle olunca, adam çalıştıranın sorumluluğuna ilişkin hükümler gözetilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu” gerekçesiyle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına; bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 18.05.2021 tarihli ve 2020/322 E. 2021/315 K. sayılı kararıyla; eczane çalışanı dava dışı ...'in davaya konu eylemi kasten gerçekleştirdiği, bahse konu sahte reçetelerin Kuruma fatura edilmesinden adam çalıştıran sıfatıyla davacı eczacının da sorumlu olduğu, ancak cezai şart miktarının davacının ekonomik yönden mahvına sebep olacak derecede aşırı olup indirim yapılması gerektiği, bu nedenle cezai şartın reçete bedelleri toplamı 39.768,07 TL olarak uygulanmasının yerinde olacağı gerekçe gösterilerek, davanın kısmen kabulüne ve Kurum işleminin kısmen iptali ile davacı hakkında sözleşmenin 1 (bir) yıl süreyle feshedilmesine ve cezai şart bedelinin 39.768,07 TL olarak uygulanmasına karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 23.11.2021 tarihli ve 2021/5577 Esas, 11846 Karar sayılı ilamıyla; (1) numaralı bentte tarafların sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra (2) numaralı bentte özetle; “Mahkemece, cezai şart tutarının davacının ekonomik yönden mahvına sebep olacak derecede aşırı olduğu gerekçe gösterilerek 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 161 inci maddesi uyarınca takdiri indirim uygulanmasına karar verilmiş ise de cezai şartın taraflar için bağlayıcı olan protokol ile düzenlenmiş olup, basiretli tacir olan davacının protokol hükümlerine uymak zorunda olduğu, bu nedenle cezai şart bedelinden indirim yapılamayacak ise de 2012 yılı ve sonraki tarihte yürürlüğe giren protokol hükümleri ile davacı eczacı lehine düzenlemeler getirildiği gözetilerek 2012 yılı ve sonraki tarihte yürürlüğe giren protokol hükümlerinin değerlendirilmesi suretiyle ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
D. Karar Düzeltme
1. Dairemizin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen bozma kararına karşı süresi içinde davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 15.03.2022 tarihli ve 2022/1233 Esas, 2243 Karar sayılı ilamıyla özetle; (1) numaralı bentte davacı vekilinin sair karar düzeltme itirazlarının reddine karar verildikten sonra (2) numaralı bentte özetle; “Mahkemece, önceki bozma ilamında da belirtildiği üzere, 2012 yılı ve sonraki tarihli protokol hükümleriyle ilgili değerlendirilme yapılmadığı gibi, tacir sıfatını haiz davacı eczacının davaya konu eylemin gerçekleşmesindeki kusur durumu, ödeme gücü, protokolün imzalandığı tarihteki iktisadi durumu değerlendirilmeksizin, yine bu yönde davacı eczacının defter ve kayıtları incelenmeksizin, soyut ve yetersiz gerekçeyle cezai şarttan ve sözleşmenin feshine ilişkin süreden indirim yapılarak karar verildiğinin anlaşıldığı; bu durumda Mahkemece, davaya konu sahte reçetelerin kuruma fatura edilmesinde davacı eczacının sorumluluğuna gidilebileceği, nitekim bahse konu eylemin gerçekleşmesinde davacı eczacı çalışanının kastının bulunduğu, ancak kurum işlemine dayanak gösterilen 2007 yılı Eczane Protokolünün 6.3.21 inci maddesindeki “sözleşmenin feshine” ilişkin yaptırımın “uyarı” olarak değiştirildiği dikkate alınarak, sözleşmenin feshine yönelik kurum işleminin iptaline; cezai şart yönünden ise özellikle davacı eczacının ekonomik durumu, ödeme gücü, kusur durumu, davalı kurumun uğradığı zarar miktarı göz önünde bulundurularak, bu yönde davacının ticari faaliyetine dair ilgili bilgi ve belgeler, ticari defter ve kayıtları getirtilerek, cezaî şartın tahsili cihetine gidilmesi hâlinde, davacının eskisi gibi ticarî hayatını devam ettirmesinin mümkün olup olmadığına dair gerekirse bilirkişi marifetiyle inceleme yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, cezai şarttan hangi nedenle indirim yapıldığına ilişkin yeterli gerekçe içermeyecek şekilde, eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesinin doğru olmadığı” gerekçesiyle davacı vekilinin bu yöne ilişkin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairenin 23.11.2021 tarihli bozma ilamının kaldırılmasına ve hükmün açıklanan gerekçeyle bozulmasına karar verilmiştir.
E. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamı doğrultusunda alınan 05.12.2022 tarihli bilirkişi raporuna göre, davacının 2006 yılında 44.048,31 TL, 2007 yılında 49.828,46 TL ve 2008 yılında 32.150,75 TL bilanço kârının olduğu ve 397.680,70 TL cezai şartın davacıdan tahsili halinde ekonomik mahvına sebebiyet verileceğinin belirtildiği; davacının ekonomik durumu, tespit edilen yıllık bilanço kârına göre ödeme durumu, kusur durumu, davalı Kurumun uğradığı zarar miktarı ve somut olayın özellikleri göz önüne alındığında, talep edilen cezaî şartın tahsili halinde davacının ekonomik olarak çöküntüye uğrayacağının anlaşıldığı gerekçe gösterilerek; davanın kısmen kabulü ile davalı Kurumun 28.04.2008 tarihli sözleşmenin feshine yönelik işleminin iptaline ve cezai şartın reçete bedelleri toplamı olan 39.768,07 TL olarak uygulanmasına, taraflar arasındaki muarazanın bu şekilde giderilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
06.12.2023 tarihli ve 2023/1903 E., 2023/3584 K. sayılı ilamıyla; davacı vekilinin tüm temyiz itiraz reddine karar verildikten sonra, davalı vekilinin temyizi yönünden ise, davacının cezai işlemin konusu olan eylemin işlendiği tarihte kazancının iyi olup kâra geçmesine rağmen cezai şart miktarında yapılan indirimin fazla olduğu, bu durumda, protokolde kararlaştırılan cezai şart miktarından makul bir indirim yapılması ve tahsili halinde davacının ekonomik mahvına sebebiyet vermeyeceği de göz önüne alınarak sonucuna uygun şekilde karar verilmesi gerekirken, cezai şarttan yüksek oranda indirim yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davacı vekili; 2008 yılı itibariyle iddia edilen kurum zararı 39.776,00 TL olup, müvekkiline bu tutarın on katı tutarında 397.768,07 TL ceza uygulandığını, bu tutarın müvekkilinin 2008 yılı bilanço verilerine göre on yıllık karının üzerinde olduğunu, müvekkilinin iş yerinden elde ettiği bu kar ile kendisi ve ailesinin geçimini sağladığını, bu nedenle bozma ilamının hatalı olduğunu, müvekkilinin dava konusu cezai işlemin dayanağı olan olayda kastı bulunmadığını, müvekkilinin zararı aşan kısımdan sorumlu tutulamayacağını, dava konusu olayda zararın müvekkili tarafından karşılandığını, davalı Kurumun müvekkilinden talep ettiği 397.768,07 TL'lik cezai şartın çok yüksek olduğunu, söz konusu protokolün genel işlem şartı niteliğinde olduğunu, bu nedenle uygulanmasının mümkün olmadığını, reçete bedelinin on katı tutarındaki cezai şartın uygulanmasının müvekkilinin ekonomik mahvına sebep olacağını, bu durumun bilirkişi ek raporu ile tespit edildiği gibi 17.04.2009 tarihli dilekçe ekinde sundukları Türk Eczacılar Birliği 5. Bölge Konya Eczacı Odası'nın 08.04.2009 tarihli yazısı ile sabit olduğunu, müvekkilinin eski çalışanının cezalandırılıp müvekkilinin beraat ettiğini, müvekkilinin özen yükümlülüğünü yerine getirdiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Kurum işleminin iptali ve menfi tespit isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 22 nci maddesi,
2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.09.2021 tarihli 2017(19)11-943 E. 2021/984 K. sayılı kararı,
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.12.2013 tarihli ve 2013/23-131 E. 2013/1681 K. sayılı kararı,
4. 04.02.1959 tarihli ve 21/9 sayılı ve 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararları.
3. Değerlendirme
Karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle alınan 05.12.2022 tarihli bilirkişi raporunda davacının 2006 yılında 44.048,31 TL, 2007 yılında 49.828,46 TL ve 2008 yılında 32.150,75 TL bilanço kârının olduğu ve bu durumda davacının cezai işlemin konusu olan eylemin işlendiği tarihte kazancı iyi olup kara geçtiğinin sabit olmasına, bozma kararlarının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığının anlaşılmasına göre davacı vekilinin karar düzeltme isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
VII.KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde bulunmayan karar düzeltme isteminin REDDİNE,
Aşağıda yazılı para cezasının karar düzeltme isteyene yükletilmesine,
19.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.