"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2016/796 E., 2019/303 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin emlak komisyoncusu olduğunu, davalıya ait taşınmazın satışı için emlak komisyonculuğu sözleşmesi imzalandığını, davalının taşınmazı kendisini saf dışı bırakarak sattığını, sözleşme ile belirlenen simsarlık ücretinin ödenmemesi nedeniyle başlattığı icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; yetki itirazında bulunduklarını, sözleşmenin davacı ile değil, davacının eşi ile imzalandığını, sözleşmedeki imzanın davacıya ait olmadığını, sürenin 1 ay olarak belirlendiğini, süre içerisinde yükümlülüklerini yerine getirmediği için müvekkili tarafından feshedildiğini, davacıdan hizmet alınmadığını, kimseye yer göstermediğini, süreden sonra taşınmazı sattığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 15.05.2015 tarihli ve 2014/109 E., 2015/599 K. sayılı kararıyla; davanın icra dairesinin yetkisiz olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 29.03.2016 tarihli ve 2016/2657 E. 2016/8870 K. sayılı ilamıyla; "... Dava konusu olayda sözleşme davacıya vekaleten imzalanmış olup, davalının da imzası bulunduğundan taraflar arasındaki uyuşmazlık sözleşmeden kaynaklanmaktadır. O halde sözleşmenin yapıldığı ve ifa edileceği yer icra dairesi olan Ankara İcra Daireleri, az yukarıda açıklanan HMK'nın 10. maddesinde değinilen özel yetki gereğince yetkili olup, işin esasının incelenmesi gerekirken, yetkisiz icra dairesinde takip yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olduğu..." gerekçesiyle bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; konut nitelikli taşınmazın 140.000,00 TL bedel karşılığında satışı konusunda davalı ile tarihsiz emlak komisyonculuğu sözleşmesi imzalandığı, satış bedeli üzerinden % 4'er komisyon ödeneceğinin düzenlendiği, sözleşmeye konu taşınmazın Müzeyyen'e vekaleten davalı tarafından 25.02.2014 tarihinde dava dışı Gülbahar'a satışının yapıldığı, sözleşmenin kurulmasının tek başına ücrete hak kazanılması için yeterli olmayacağı, davacı tellalın ücrete hak kazanabilmesi için yaptığı hazırlık sonucu taşınmaz maliki ile alıcıyı bir araya getirerek satış sözleşmesinin kurulmasına aracılık etmesi ve salt bu aracılık etme için sözleşmede ücret öngörülmesi gerektiği, somut olayda davacının davalı satıcı ile alıcıyı bir araya getirip anlaştırdığını ve bunun sonucu olarak satış sözleşmesinin kurulduğunu ispatlayamadığı, dolayasıyla ücrete hak kazanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; tellallık sözleşmesinin geçerli olması için tarafın malik olmasına gerek bulunmadığını, başkası ait taşınmaz için sözleşme yapılabileceğini, sözleşmenin geçerli olduğunu, hazırlık işlemlerinin yapılması halinde ücrete hak kazanılacağını, davalının yetki verdikten sonra kendisinin işlem yapması nedeniyle ücretin ödenmesi gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, emlak komisyonculuğu sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 520-525 maddeleri.
2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.03.2017 tarihli ve 2017/13-644 E., 2017/460 K. sayılı kararı ile Dairemizin 28.11.2022 tarihli ve 2022/6923 E., 2022/8967 K. sayılı kararı.
3. Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine ve kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı ile davalı arasında 6098 Sayılı Kanun'un 520/3 üncü maddesi gereği geçerli bir simsarlık sözleşmesi bulunduğu, aynı Kanunun 521/1 inci maddesi gereği davacının, davalı ile dava dışı kişi arasında sözleşme kurulmasına aracılık ettiğini ispatlaması ile ücrete hak kazanacağı, ancak davacının aracılık faaliyetinde bulunduğu hususunu usul ve yukarıda bahsedilen kanun hükümlerine uygun şekilde ispatlayamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.