"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2022/61 E., 2022/336 K.
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı bankanın şubesi tarafından müvekkilinin kredi kullandırıldığının beyan edildiğini, müvekkili tarafından her hangi bir kredi çekilmediğini, söz konusu kredi çekilirken kullanılan kimliğin, imza ve el yazılarının müvekkiline ait olmadığını, kimlikteki fotoğraf ve arkasında yer alan yetkili imzaların farklı olduğunu, davalı çalışanlarının özen yükümlülüğünü yerine getirmediğini ileri sürerek; dava konusu kredi ile ilgili borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; sahte kimliğin her hangi bir ekipman ile tespitin mümkün olmadığını, çalışanların özensiz davrandığından söz edilemeyeceğini, müvekkilinin kusurlu olmadığını, savcılık soruşturmalarının devam ettiğini, fotoğraf ve imza dışındaki belgelerin gerçeğe uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 17.12.2015 tarihli ve 2014/511 E., 2015/980 K. sayılı kararla; davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince verilen 20.03.2019 tarihli ve 2016/29617 E., 2019/3613 K. sayılı sayılı ilamla; taraflar arasındaki uyuşmazlığın tüketici kredisi sözleşmesinden kaynaklandığından davanın Tüketici Mahkemesinde sonuçlandırılması gerektiğinden bahisle, karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, dava konusu kredi sözleşmesine istinaden davacı adına 36 ay vadeli kredi kullandırıldığı, davalı bankanın Sıhhiye şubesi tarafından C.Başsavcılığına verilen 29.08.2014 tarihli cevabi yazıda "... adı geçen ...'a ait sahte kimlik ile kullandırılan kredi belgeleri gönderilmiş olup, ilgili tarih iki aylık arşiv süresi geçtiğinden dolayı görüntü kayıtlarına ulaşılmamıştır.." bilgisinin verildiği, sözleşme altındaki imzanın davacıya ait olup olmadığının tespiti amacıyla alınan 16.11.2015 tarihli bilirkişi raporunda imzanın, kredinin çekimi esnasında kullanılan nüfus cüzdanı suretindeki resmin de davacıya ait olmadığı, sahte olduğu yönünde görüş bildirildiği, sahte nüfus cüzdanı kullanılarak davalı banka nezdinde davacı adına 23.000,00 TL'lik tüketici kredisi kullandırıldığı, dava konusu kredinin davacının açtırdığı başka bir hesaba ya da davacıya aktarıldığını davalının iddia ve ispat edemediği gerekçesiyle, davanın kabulü ile dava konusu 28.05.2014 tarihli 23.000,00 TL bedelli tüketici kredisi ve teminat sözleşmesi başlıklı sözleşme/kredi nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; banka çalışanlarının sahte kimlik konusunda uzman olmadığını, özen sorumluluğuna dayanılamayacağını, dolandırıcıların davacının işyeri sicil numarasına kadar ayrıntılı bilgi sahibi olduklarını, kredi onayı için tüm belgelerin aslına uygun düzenlendiğini, davacının müterafik kusurunun dikkate alınması gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; sahte kimlik ve imza ile kullanıldığı belirtilen tüketici kredisine yönelik menfi tespit istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 211 inci maddesi.
3. Değerlendirme
Temyiz olunan kararda; kullanılan kredideki imza yönünden inceleme yapıldığı, bilirkişi raporuna göre kullanılan imzaların davacı elinden çıkmadığının tespit edildiği, birer itimat kurumu olan bankaların sahteciliğe karşı özenle hareket etmeleri gerektiği ve bu konuda objektif özen borcunun gereği olarak hafif kusurlarından dahi sorumlu bulunduğu, bu kapsamda, kullanılan kredi nedeniyle davacının sorumluluğuna gidilemeyeceği anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi gereğince ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,
1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
21.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.