Logo

3. Hukuk Dairesi2024/294 E. 2024/3775 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında düzenlenen istihdam garantili eğitim sözleşmesinde yer alan istihdam yükümlülüğünün ihlali nedeniyle doğan alacak miktarının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı lehine olan ilk bozma kararından sonra yerel mahkemenin, davacı aleyhine daha düşük bir miktar üzerinden hüküm kurarak aleyhe hüküm verme yasağını ihlal etmesi gözetilerek, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararıyla yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/150 E., 2023/134 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında 23.03.2012 tarihli İstihdam Garantili Eğitim Hizmetleri Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme ile davalı kurumun 20 kişiye kurs vereceği ve eğitim sonunda sınav yaparak kursiyerlere bilgisayar bakım onarımcısı belgesi vereceğinin kararlaştırıldığını, sözleşmenin 23. Maddesine göre kursiyerlerin en az % 20 si kadarının sınavı takip eden tarihten itibaren 6 ay içerisinde ve 3 aydan az olmamak üzere kurs süresi kadar davalı firma bünyesinden farklı bir firmada istihdam edilmesinin ve yapılan sınav sonucunda 20 kursiyerden yalnızca % 10'unu istihdam edilmesinin kararlaştırıldığını, davalının ise 4 kişi istihdam ettiğini, bunun üzerine davalıya istihdam ihtarının yapıldığını, davalının ihtara uymadığını ve istihdam ettiği 4 kişiyi de en az 3 aylık süre dolmadan işten çıkardığını, böylelikle sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle sözleşmenin feshi ile 19.712,16 TL borç ihtarının yapıldığını, ödemenin yapılmaması nedeni ile belirtilen miktarın davalıdan yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; müvekkili şirket ile davacı kurum arasında imzalanan sözleşmenin 23. maddesinde belirtilen istihdam yükümlülüğünün yan edim niteliğinde olduğunu, davacı kurum görevlilerince yapılan denetimlerle de asli edimi yerine getirdiğinin ortaya çıktığını, sözleşme konusu eğitim sonrasında istihdam etmesi gereken 4 kişiyi kendi bünyesinde istihdam ettiğini ancak söz konusu 4 kursiyerin 3 aylık istihdam süresi bitmeden kendi istekleri ile işten ayrıldıklarını, durumun müvekkili iş yerince müteaddit defalar davacı kuruma bildirilmesine rağmen davacı kurum il müdürlüğünün bu konuda bir adım atmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkilin kusuru kabul edilecekse bile davacı kurumun yan edim yükümlülüğünün ihlalinden dolayı sözleşmenin feshinin mümkün olamayacağını ancak ihlal edilen yükümlülük oranında bedel indirimi yapılabileceğini, dolayısı ile davacı kurumun istihdam edilen 4 kursiyerin istihdam edilmediği günlerin maaş ve SGK primlerini talep edebileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece verilen 26.05.2015 tarihli ve 2013/613 E., 2015/364 K. sayılı kararla; davalının sözleşmesinin 34/3 maddesine aykırı hareket ettiği gerekçesi ile 19.712,16 TL nin 19.08.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince verilen 15.01.2019 tarihli ve 2016/4580 E., 2019/82 K. sayılı sayılı ilamla; "..... davalı firma, eğitim verdiği 20 kursiyerden 4'ünü kurs bitiminde, kendi bünyesinde istihdam ettirmiştir. Ancak sözleşmede belirtilen istihdam zorunluluğu için gereken en az 3 aylık süre dolmadan kursiyerlerin, iş akitleri sonlanmıştır. Hal böyle olunca, sözleşmenin bir kısmının yerine getirildiği anlaşılmasına rağmen, sözleşmenin 34/4. Maddesindeki "istihdam yükümlülüğünün kısmen yerine getirilmemesi halinde istihdam edilmeyen her bir kursiyer için, -kursiyer zaruri gideri ile sigorta prim giderleri hariç toplam kurs giderinin mezun kursiyer sayısına bölünmesi ile bulunan- kişi başı ortalama birim maliyet yüklenicilerden geri alınır ve/veya varsa bunların alacaklarından mahsup edilir. Bloke tutarı irad kaydedilir. Yüklenici hakkında bir yıl süresince yasaklılık hükümleri uygulanır."düzenleme ile yukarıda geçen 34/3 maddesi birlikte değerlendirilmeyerek ve bu hususta yapılan itirazlar ile ilgili ek rapor alınmayarak eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 16.01.2020 tarihli ve 2019/626 E., 2020/27 K. sayılı kararla; ek bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile 14.398,91 TL’nin 19.08.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2. Dairece verilen 24.03.2022 tarihli ve 2022/1645 E., 2022/2726 K. sayılı ilamla; bozma ilamına uyan mahkemece hükme esas alınan raporda; davalı kuruma ödenen toplam miktarın davalı kurumda istihdam edilen kursiyer sayısına bölünerek her bir kursiyer için bulunan günlük maliyetin istihdam edilmeyen süre ile çarpımı sonucu alacak miktarı hesaplandığı, ancak; sözleşmenin 34/4. maddesindeki "istihdam yükümlülüğünün kısmen yerine getirilmemesi halinde istihdam edilmeyen her bir kursiyer için, -kursiyer zaruri gideri ile sigorta prim giderleri hariç toplam kurs giderinin mezun kursiyer sayısına bölünmesi ile bulunan- kişi başı ortalama birim maliyet yüklenicilerden geri alınır ve/veya varsa bunların alacaklarından mahsup edilir. Bloke tutarı irad kaydedilir. Yüklenici hakkında bir yıl süresince yasaklılık hükümleri uygulanır." hükmünün yanlış yorumlandığı, bu durumda, bozma kararında belirtilen biçimde işlem yapılmadığı, sözleşmenin 34/3 ve 34/4 maddesinin hatalı değerlendirildiği gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulü ile 4.015,44 TL'nin temerrüt tarihi olan 03.09.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; davalının sözleşmeye aykırı olarak istihdam ettiği 4 kişi 90 gün süre dolmadan işten çıkardığını, tutanak düzenlenerek ihtar yapıldığını, kendi bünyesinde istihdam edemeyeceğini, tespit edilen miktardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; taraflar arasında düzenlenen sözleşme kapsamında belirlenen şekilde istihdam yapılmamasından kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

09.05.1960 tarihli ve 21/9 ile 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçelere, bozma kapsamı dışında kalan hususların kesinleşmiş olmasına göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

2. Taraflardan yalnız birinin temyizi halinde hüküm, temyiz edenin aleyhine bozulamayacağı gibi Yargıtayın temyiz eden tarafın lehine verdiği bozma kararına uyan yerel mahkeme de temyiz eden tarafın bozulan karara oranla daha aleyhine bir hüküm veremez. Bu yasağa "aleyhe hüküm verme yasağı" denir. Aksi halde usul hükümleri ile hedef tutulan istikrar zedelenir ve mahkeme kararlarına karşı güven sarsılır.

3. Mahkemece verilen 16.01.2020 tarihli kararla; 14.398,91 TL’nin davalıdan tahsiline karar verildiği, hükmün sadece davacı tarafından temyiz edildiği, buna göre, davacı yönünden bu miktarın usuli kazanılmış hak oluşmasına karşın, Mahkemece aleyhe hüküm verme yasağı ihlal edilerek 4.015,44 TL üzerinden karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

1. Davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA,

1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

21.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.