Logo

3. Hukuk Dairesi2024/317 E. 2024/4510 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalının maden faaliyetleri nedeniyle davacının zeytinliğinde meydana geldiği iddia edilen zararlar sebebiyle açılan ecrimisil, men'i müdahale ve maddi tazminat davasının reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Hükme esas alınan bilirkişi raporunun uzmanlarca hazırlandığı, rapor içeriğinin açık ve somut verilere dayandığı, davacının zarar iddiasını ispatlayamadığı ve davalının devir tarihinden sonraki faaliyetlerinden sorumlu olmadığı gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1131 E., 2023/1515 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yatağan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/429 E., 2022/487 K.

Taraflar arasındaki ecrimisil, men'i müdahale ve tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin sahibi olduğu zeytinliklere komşu ve yakın taşınmazlar üzerinde kömür madeni işleten davalının maden çıkarma, kazı ve lojistik faaliyetlerinden dolayı maddi zarara uğradığını, yıllardır yapılan kazı çalışmalarından dolayı zeytin bahçelerinin zeminlerinde ciddi yarıklar ve toprak kaymaları meydana geldiğini, arazilere giden yolun maden alanı içerisinde kaldığından ulaşımın imkansız hale geldiğini, maden çıkarma faaliyeti ve lojistik faaliyetinde meydana gelen büyük toz kitlelerinin ağaçların ve zeytin meyvelerinin gelişmesini engellediğini ve zeytinliklerin ekonomik vasfını kaybettiğini ileri sürerek; davalının maden faaliyeti nedeniyle 07.08.2014 tarihinden itibaren geriye dönük olarak müdahalenin meni ile mevduata işleyecek olan en yüksek reeskont faizi ile birlikte şimdilik 250,00 TL ecrimisilin ve 750,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; Yatağan Termik Santralinin özelleştirme mevzuatı kapsamında 01.12.2014 tarihli Devir Sözleşmesi ile müvekkil şirkete devrolduğunu, sözleşmede devir tarihi ve sonrasında sözleşme konusu yürüttüğü faaliyetler esnasında üçüncü şahıslara verilecek zarar ve ziyandan sorumlu olduğu, bu tarihten önceki faaliyetler nedeni ile herhangi bir sorumluluğunun bulunmayacağının belirtildiğini, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde devir tarihinden sonra hiçbir madencilik faaliyeti yürütülmediğini, 2012 yılından itibaren sahada hiçbir üretim faaliyeti yapılmadığını, 2012 yılındaki faaliyetlerden dolayı müvekkil şirketin bir sorumluluğu olmadığını, devir tarihinden sonra davacı taşınmazın bulunduğu sahada müvekkil şirket tarafından hiçbir üretim ve lojistik faaliyetinde bulunulmadığını, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının taşınmazında herhangi bir çatlak ya da yarılmanın olmadığını, araziye ulaşım yolunun kesilmesinin müvekkil şirketin faaliyetleri ile bir ilgisinin bulunmadığını, dava konusu taşınmazın kamulaştırılan yerlere ve yerleşim yerlerinin çok uzağında üretim sınırları dışında faaliyet alanından 3.000 m uzakta olduğunu, davacı tarafından yapılması gereken bakım, ilaçlama, budama, sulama gibi önlemlerin hiç birisi yerine getirilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince; keşif sırasında davaya konu parsel üzerinde yapılan inceleme ve gözlemler ile keşif sonrası tanzim olunan bilirkişi raporunda, dava konusu parselin maden ocağında aktif olarak hafriyat yapılan alana en yakın kuş uçuşu uzaklığının 540 m olduğu, söz konusu parsel ile maden kazı alanı arasındaki mesafe fazla olduğundan maden işletme faaliyetlerinin yürütülmesinden dolayı zeminde herhangi bir çatlama, yarılma, kayma, toprak bütünlüğünün bozulması, ağaç köklerinde ya da gövdelerinde mekaniksel bir zararın tespit edilemediği, parselin bulunduğu konumdan dolayı yüzey üstü ve altı su akış yönlerinde ve debilerinde maden sahasında bulunan çukurdan kaynaklanan herhangi bir değişimin gözlenmediği, zeytin ağaçları üzerinde maden sahasından geldiği düşünülen gözle görülür toz veya partikül tespit edilemediği, ağaçların çiçeklenmesi ve döllenmenin gerçekleşmiş olmasının toz veya parçacık emisyonunun meyve oluşumuna engel bir yoğunlukta olmadığını doğruladığı, zeytin ağaçları üzerinde keşfin yapıldığı haziran ayında çeşit fizyolojisine uygun olarak çiçeklenmenin olduğu ve meyve tutulumunun gerçekleştiği, zeytin ağaçlarındaki verimin nispeten düşük olmasına madencilik faaliyetlerinin doğrudan bir etkisi olduğu kanısının hasıl olmadığının belirtildiği, davacı tarafça dava konusu taşınmazın maden faaliyetleri nedeniyle değerini yitirdiğine ilişkin iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; dava konusu taşınmazın aşağısında kömür madeni işleten şirketin maden kazı ve su sondaj faaliyetleri yüzünden taşınmazın olduğu bölgede taban suyunun çekildiğini, ağaçların kuruduğunu, deprem ve göçmeler meydana geldiğini, bağlı bulunduğu köyün boşaltıldığını, taşınmaza giden tüm yolların çöktüğünü, 2014 yılı sonrasında yapılan su sondajı ve maden kazı faaliyetleri ile taşınmazın işlevsiz ve kullanılamaz hale getirdiğini, dava konusu taşınmaz hakkında öncelikle idare mahkemesinde tam yargı davası açıldığını, zararın meydana gelmesine idari bir işlem neden olmadığı için reddolunduğunu, hükme esas alınan raporun taraflı ve denetlenebilirlikten uzak olduğunu, müvekkilinin taşınmazına ulaşımı sağlayan ve yıllardır göçük halinde ulaşılamaz olan yolların keşif tarihinde iş makinalarıyla hazırlandığını, davalı tarafça keşif sırasında yarık yolların düzleştirildiğini, keşif günü Mahkeme için yol açıldığının bilirkişilerce görüldüğünü, davalı tarafın faaliyetleri nedeniyle zeytinliklerin yıllardır atıl durumda olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın devir tarihinden sonra açıldığı, sözleşmenin (8.) maddesinin 3 üncü bendine göre talep edilen ecrimisil bedelinden davalının sorumluluğunun bulunmadığı, bu nedenle talebin pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi yerine esastan reddine karar verilmesi doğru değil ise de sonucu itibariyle verilen karar doğru olduğundan yapılan yanlışlığa işaret edildiği, keşif sonucu iki ziraat, bir maden, bir çevre, bir jeoloji ve bir harita mühendisinden oluşan bilirkişi heyetince hazırlanan rapor, davacı tarafından idare mahkemesine açılan davada verilen red kararı ve üretim faaliyetinin devirden önce 2013 yılında sona ermesi, devir tarihinden sonra davalının faaliyette bulunması ve zarar doğduğunun ispat edilememesi nedeniyle tazminat isteminin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taşınmaza yapılan müdahalenin meni, ecrimisil ve maddi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi,

2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 71 inci maddesi.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye ve özellikle hükme esas alınan bilirkişi raporunun konusunun uzmanlarınca hazırlanmasına, raporun açıklayıcı, somut verilere dayandığının ve ispat yükü üstüne düşen davacının davasını ispat edemediğinin anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.12.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.