"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/92 E., 2024/209 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tazminat (vekilin özen yükümlülüğüne aykırı davranmasından kaynaklanan) davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 10.12.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde gelen davacı asıl ... Sayın ve vekili Avukat ... ile davalı ...Ş. (... A.Ş.) vekili Avukat ... ile davalı ... vekili Avukat ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; müvekkili ...'nin 03.09.2010 tarihinde davalı hastanede 32 haftalık 2050 ve 1358 gram ağırlığında ikiz kız bebek dünyaya getirdiğini, doğumdan bir gün sonra anneyi taburcu ettiklerini ancak küçük ...'da solunum zorluğu olduğu belirtilerek yoğun bakım ünitesinde kardeşiyle birlikte kalmaya devam edeceğinin söylendiğini, sorumlu doktor davalı ...'nın ...'ın doğumdan sonra beyin kanaması geçirdiği, durumunun iyi olup kontrol amaçlı USG çekildiğini açıkladığını, sonrasında diğer davalı nörolog doktor ...'in küçük ...’ın üçüncü evrede hidrosefali olduğunu bildirdiğini, küçüğün hastaneden alınmak istendiğini ancak buna da izin verilmediğini, bebeğin iyileştiği söylenerek 02.10.2010 tarihinde taburcu edildiğini, neticede ...'ın beyin hasarından kaynaklanan bir şekilde halen yürüyememekte, konuşamamakta, yemek yiyememekte olduğunu, gelişimini diğer bebekler gibi sürdüremediğini, özel eğitim ve terapilere muhtaç olup sürekli tedavi olması gerektiğini, ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL maddi ve her bir davacı için ayrı ayrı olmak üzere 30.000,00 TL manevi tazminat ile küçük ... Sayın'ın gelecekteki zorunlu bakım ve yaşamını devamı için her yıl itibarı ile devam eden bakım giderleri de hesaplanarak şimdilik 10.000,00 TL'nin faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili; küçük ...'a doğumda solunum yetersizliği nedeniyle pozitif basınçlı ventilasyon uygulanarak yeniden canlandırma yapıldığını, müdahaleye yanıt veren hastanın mevcut prematüreliğe bağlı olarak "respiratuar distres sendromu" tanısı ile yenidoğan yoğun bakım ünitesine alındığını, prematüre yenidoğan bebeklerde rutin olarak yapılan kranial USG kontrolünün süresi içerisinde yapıldığını ve evre 3 germinal matriks kanaması saptandığını, bu nedenle hastada kanama sonrası gelişebilecek posthemorajik hidrosefali ihtimali nazara alınarak günlük baş çevresi ile haftalık USG takibi yapıldığını, eldeki tıbbi bulgular doğrultusunda aile bilgilendirmesi ile pediatrik nörolog doktor ...'in görüşünün alındığını, görüşmede ailenin de bulunmasına olanak sağlanarak zamanında doğru bilgi almalarının sağlandığını, yapılan tetkiklerde gelişen hidrosefalinin artmadığı ve bu durumda cerrahi müdahaleye gerek olmadığı kanaatine varıldığını ve davacı ailenin bu şekilde bilgilendirildiğini, 02.10.2010 tarihinde haftada bir kontrole gelmek üzere hastanın taburcu edildiğini, erken doğum sebebiyle gerçekleşen ve birbirini takip eden semptomlar nedeniyle bu durumun ortaya çıktığını müvekkiline atfedilecek herhangi bir kusuru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ...Ş. vekili; davalı ... Vardar vekilinin cevap dilekçesinde yer alan beyanlarıyla aynı içerikte ve ek olarak; ailenin çocuğu ile ilgili bilgi edinme hakkına saygı gösterilerek, tüm bu bulguların sonuçlarının paylaşıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
3. Davalı ... vekili; davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiği, müvekkilinin küçük ...'ın doğduğu ve yoğunbakım ünitesine alındığının 15. gününde kanamaya bağlı gelişen hidrosefali teşhisi ile ilgili olarak konsultasyona çağrıldığını ve o tarihe kadar çekilen USG ve PT'leri inceleyerek çocuğu muayene ettiğini ve durumu ile ilgili aileyi bilgilendirdiğini, müvekkilinin çocuğun tedavisi ve takibine ilişkin herhangi bir kusurunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince; 26.12.2019 tarihli, 2013/218 Esas, 2019/503 Karar sayılı kararla; davalıların her hangi bir kusur ve sorumluluklarının bulunduğunun ispat ve tespit edilemediği, küçük ... meydana gelen rahatsızlıkların erken doğumdan kaynaklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesinin 20.11.2020 tarihli ve 2020/1836 E., 2020/1722 K. sayılı kararıyla; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 21.12.2021 tarihli, 2021/1239 E., 2021/13362 K. sayılı kararıyla; üniversitelerin ana bilim dalından, davacıların itirazlarını karşılayan, konusunda uzman, akademik kariyere sahip bilirkişi kurulundan, bebeğe yapılan işlemlerin yerindeliği, yapılan işlemlerin teşhis ve tedavi için yeterli ve gerekli olup olmadığı, yapılan bu işlemlerin bebekte sağlık sorununa yol açıp açmadığı, ailenin onayının alınmasının gerekli olup olmadığı, sonrasında bilgilendirmenin doğru yapılıp yapılmadığı, kayıtlarının düzenli tutulup tutulmadığı ve özellikle davacıların doğum sonrası bebeğin düşürülmesi sonucu kafa travması geçirdiğine dair iddiaları ve sunulan tüm fotoğraflar da dikkate alınarak tıbbın gerek ve kurallarına göre olayda davalıların sorumluluğunu gerektirecek ihmal ve hata bulunup bulunmadığı hususlarını gösteren rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararla; hükme esas alınan 21.05.2024 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı küçük ... 'ın prematüriteye bağlı sorunlar yaşadığı, doğum sonrası kafa travması geçirdiğine dair kanıt bulunmadığı, doğum ve doğum sonrası bebeğe yönelik yapılan işlem, müdahale, tedavi, uygulama ve takiplerin tıp kurallarına uygun olduğu, davalılara yüklenebilecek herhangi kusur ve ihmalin bulunmadığı kanaatine varıldığı, onam formunun çıkış işlemleri sırasında imzalandığı hususunun ispatlanamadığı, her ne kadar onam formunda davacı annenin imzası bulunmasa da, TMK'nın 342 üncü maddesi uyarınca ana babanın birlikte velayet hakkına sahip olması durumunda iyiniyetli üçüncü kişinin eşlerden her birinin diğerinin rızasıyla işlem yaptığını varsayabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olduğunu, aydınlatılmış onam sürecinin yasal düzenlemelere uygun şekilde yerine getirilmediği açık olup bu hususta bozma kararına uygun bir değerlendirme yapılmadığını, onam evrakında anne ve hekimin imzasının bulunmamasının onamı geçersiz kıldığını, dosyada mevcut, küçüğe ait resimde görülen “alnının sol üst köşesindeki darbe izi, gözlerinin altında ve etrafında ekimoz ve burnunda kan” ile birlikte raporlandırılan tomografi sonucuna göre “sol frontal bölgede çökme kırığı” hususları birlikte değerlendirildiğinde, hayatın olağan akışı ve mantık kurallarına göre bebeğin hastane çalışanlarınca düşürülmüş olduğunu, ayrıca, bebeğin değişen ve kötüleşen süreci hakkında derhal bilgi verilmemesi ve kanama ile sıvının drenajla veya farklı bir yöntemle alınmaması sonucu beyindeki hasarın artmasına neden olunduğunu, bebeğe (kanamanın tespiti için) yapılan Bilgisayarlı Tomografi (BT) için de onam alınması zorunlu iken, dosya kapsamında buna dair hiçbir belgenin mevcut olmadığını beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tazminat (vekilin özen yükümlülüğüne aykırı davranmasından kaynaklanan) istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 502 vd maddeleri.
2.09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK ve 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK.
3.Değerlendirme
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bozma doğrultusunda inceleme yapıldığı, bozmanın kapsamı dışında kalan hususların incelenmesinin artık mümkün olmadığı, hükme esas alınan raporun bozmaya uygun taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu, davacılar vekili her ne kadar yoğun bakımda kalan küçük ...'ın düşürüldüğünü iddia etmişse de bozma sonrası Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde görevli akademik kariyere sahip, uzman bilirkişilerden oluşan heyetten alınan raporda; ''bebeğin düşürüldüğü, bu nedenle intraventriküler/periventriküler kanama olduğunun iddia edildiği ancak düşme/travma sonucunda gelişen iritrakraniyal kanamaların daha sık olarak ekstraakşiyel ya da intraparankimal kanama şeklinde görüldüğü ve genellikle cilt altı yumuşak doku şişliği/fokal kalınlaşma ve/veya kalvaryal kemikte kırığın eşlik edebileceği, bu bebekte ise 18.09.2010 tarihli bilgisayarlı tomografi görüntülerinde fokal cilt altı yumuşak doku şişliği ya da sefal hematom izlenmediği, bu görüntüler dahilinde kemiklerde belirgin asimetri ya da çökme görülmediği'' şeklinde değerlendirme yapıldığı, dosyada yer alan Yenidoğan Yoğun Bakım Bilgilendirme ve Onam Formu'nun incelenmesinde; prematüre bebekte beyin kanaması (İVK) gelişebileceği, teşhis ve tedavi uygulamaları sırasında röntgen, USG, BT çekilebileceği ve bunların lüzum görülmesi halinde uygulanmasına onay verildiği, formun baba ... tarafından imzalandığı anlaşılmakla davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının mahallinde temyiz edenden alınmasına,
10.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.