"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/210 E., 2021/159 K.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar, davalı tereke temsilcisi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin, 01.12.2009 tarihli kira sözleşmesi ile davalıya ait taşınmazları kiraladığını, kira sözleşmesinin 01.12.2014 tarihinde 5 yıl süreli olarak yenilendiğini ve kira bedeli olan 24.000,00 TL'nin nakden ve peşin olarak kiraya verildiğini, müvekkilinin kiraladığı tarlalara buğday ektiğini, davalının kiralananı satması nedeniyle kira sözleşmesi süresi henüz dolmadan tahliye etmesinin istenildiğini ileri sürerek; 24.000,00 TL kira bedelinin ve 5.000,00 TL mahrum kalınan gelirin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah ile mahrum kalınan gelir talebini arttırarak 65.025,00 TL’nin tahsili istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; müvekkilinin, tarlaları kiraya vermediğini ve davacıdan kira parası almadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 19.03.2015 tarihli kararıyla; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1.Mahkemenin 19.03.2015 tarihli kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece verilen 22.01.2018 tarihli ilamla; kararın usulden bozulmasına karar verilmiştir.
2. Bozmaya uyan Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kabulüne, 24.000,00 TL kira bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 65.025,00 TL mahrum kalınan kârın 5.000,00 TL'sının dava tarihinden, kalan miktarın ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davalı tereke temsilcisi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ :
A. Temyiz Sebepleri
Tereke temsilcisi vekili; davalı ...’nün 03.03.2013 tarihinde vefat ettiğini, davalının vefatından sonra sadece çocuklarının bir kısmının dahil edilerek davanın yürütüldüğünü, diğer mirasçıları davaya dahil edilmediği gibi davanın tereke temsilciliğine de bildirilmediğini, davada taraf teşkili sağlanmadığını, ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, kira sözleşmesinin süresinden önce sona erdiği iddiasına dayalı olarak açılan kâr kaybı ve peşin ödenen kira bedelinin iadesi istemine ilişkindir.
1. Hukuki dinlenilme hakkı, temel dayanağını Anayasa'nın 36 ncı maddesinde yer alan hak arama özgürlüğüne ilişkin düzenlemeden alır. Anılan maddeye göre, herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir. Bu düzenlemenin medeni usul hukukundaki yansımasını hukuki dinlenilme hakkı oluşturur. Hukuki dinlenilme hakkının sağlanması aynı zamanda adil yargılamanın da sağlanmasıdır.
2. Yargılama süresince tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip bulunmaları, usul hukukunun temel ilkelerindendir ve dava şartıdır. Yargılama sırasında taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen tarafın ehliyeti sona ereceğinden, ölen kişinin veya kural olarak vekilinin davaya devam etmesi mümkün olmayıp, sadece bu kişinin mirasçıları tarafından (dava konusunun ölenin malvarlığına ilişkin olması ve dava sonunda verilecek hükmün olumlu veya olumsuz bir şekilde mirasçıların haklarını etkilemesi durumunda) davaya devam edilebilir.
3. Bu bağlamda; Mahkemece davalı yan, dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmeden ve hukuki dinlenilme hakkının kullanılmasına imkan verilmeden hüküm verilmesi mümkün bulunmamaktadır, aksi halde savunma hakkının kısıtlanmış sayılacağı, gerek öğreti, gerekse yargısal kararlarda tartışmasız olarak kabul edilmektedir.
4. Somut olayda; davalı ...’nün 03.03.2013 tarihinde vefat ettiği, mirasçılarının yalnızca bir kısmı davaya dahil edilerek yargılamaya devam edildiği, tüm mirasçıların davaya dahil edilmediği, davalı tereke temsilcisinin katılımı ile taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle, Mahkemece; tereke temsilcinin davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanarak yargılamaya devam edilip hüküm kurulması gerekirken, bu husus gözetilmeden karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
5. Öte yandan; davacının vefat ettiğini bildiren vekili tarafından, mirasçılar adına vekaletname sunulmuş ve yargılamaya devam edilmiş ise de dosyada mirasçılık belgesi bulunmadığı gibi nüfus kaydında da sağ olarak gözüktüğü anlaşılmaktadır. Davacı mirasçısı olarak davaya dahil edilenlerin murislerinin kimlik bilgisi ile davacının kimlik bilgisinin ise farklı olduğu görülmektedir. Bu nedenle Mahkemece; davacının vefat edip etmediği belirlenerek, vefat etmiş ise mirasçılık belgesi temin edilerek mirasçılık belgesine göre taraf teşkilinin sağlanması ve sonucuna bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de usul ve kanuna aykırıdır.
6. Bozma nedenlerine göre, davalı tereke temsilcisi vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428. maddesi gereğince usulden BOZULMASINA,
2. Bozma nedenine göre, davalı tereke temsilcisi vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
1086 sayılı Kanun’un 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
07.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.