Logo

3. Hukuk Dairesi2024/705 E. 2025/511 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve bağlı kredi sözleşmesinin feshi, borçlu olunmadığının tespiti ve ödenen bedellerin iadesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıya kullandırılan kredinin bağlı kredi niteliğinde olduğu ve davalı bankanın yargılama gideri ve vekalet ücretinden kredi miktarı oranında sorumlu tutulması gerektiği gözetilerek, istinaf mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1232 E., 2023/2376 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 7. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2020/321 E., 2021/107 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkili ile davalı yüklenici şirket arasında 29.11.2016 tarihinde noterde düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile davaya konu İstanbul İli, Esenyurt İlçesi, ... Mahallesi, 2945 ada, 49 parselde Innovia 4 adlı projeden, A2 Blok, 27. Kat, 409 numaralı bağımsız bölümün 245.000,00 TL bedelle satımı konusunda anlaştıklarını, sözleşmedeki teslim tarihinin 24 ay olup bu sürenin 29.11.2018 tarihinde dolduğunu, kaba inşaatın bitirilmediğini ve inşaatın durduğunu, davalı inşaat firmasına 73.500,00 TL ödeme yapıldığını, bakiye 171.500,00 TL için davalı Bankadan bağlı kredi kullanıldığını ve 77.175,00 TL ödeme yapıldığını, 94.325,00 TL ödemesi kaldığını belirterek, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile kredi sözleşmesinin iptalini, senet sebebiyle davalı inşaat firmasına borçlu olmadığının tespitini, kredi ödemesinin durdurulmasını ve 94.325,00 TL kredi sebebi ile davalı Bankaya borçlu olmadığının tespitini, davalılara ödediği toplam 150.675,00 TL'nin, ödeme tarihleri esas alınarak denkleştirici adalet kuralı gereğince uyarlanarak, ortaya çıkacak olan bedelin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, 18.01.2021 tarihli dilekçe ile talebini 285.581,12 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... GYO vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, geçerli ve haklı bir fesih iradesi bulunmadığından davacının taleplerinin mesnetsiz olduğunu, müvekkili şirkete yapılan ödemelerin kanıtlanması gerektiğini, mücbir sebeplerle inşaatın geciktiğini, gecikilen sürenin inşaatın teslim süresine eklenmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ...Ş. vekili; müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, kredinin bağlı kredi olarak nitelendirilemeyeceğini, davalı inşaat firması ile müteselsilen sorumlu tutulmalarının hukuken mümkün olmadığını, davacı ile müvekkili arasında imzalanan kredi sözleşmesinde, taşınmazın diğer davalı satıcı tarafından hiç ya da zamanında teslim edilmemesi ve benzeri hususlarda çıkacak uyuşmazlıklardan müvekkili Bankanın sorumluluğunun bulunmadığının belirtildiğini, davacının dava açmadan önce herhangi bir başvuruda bulunup seçimlik hakkını kullanmadığını, taşınmazın teslim tarihinin geçmediğini, taşınmazın teslim süresinde mücbir ve geciktirici sebeplerinin dikkate alınmadığını, davacı sözleşmeden döndüğünden cezai şart tutarının mahsup edilmesi gerektiğini, avans faizine hükmedilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının davalı Bankadan kullandığı kredinin bağlı kredi niteliğinde olduğu, davalı satıcının konutu sözleşmedeki teslim süresinde alıcıya teslim etmediği, davacının davalılara ödediği toplam bedelin denkleştirici adalet ilkesine göre dava tarihindeki değerinin 285.581,12 TL olduğu, konutun satış sözleşmesinde teslim tarihinin 29.11.2018 olması ve teslim tarihinden sonra 1 yıllık süre içinde davalı Bankadan talepte bulunulmamış olması nedeniyle, Bankanın davacının zararından sorumlu olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, taşınmaz satışına ilişkin düzenleme şeklindeki sözleşmenin iptaline, ön ödemeli konut finansmanı sistemi kredi sözleşmesinin iptaline, taraflar arasında yapılan ve iptaline karar verilmiş olan ön ödemeli konut finansmanı sistemi kredi sözleşmesi nedeniyle davacının 26.10.2020 tarihinden 25.04.2025 tarihine kadar ödenecek kredi taksitlerinden ötürü davalı Bankaya borçlu olmadığının tespitine, ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesine göre iadesi talebinin kabulü ile 285.581,12 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... Gayrimenkul...A.Ş.'den alınıp davacıya verilmesine, sözleşmedeki konut teslim tarihinden sonra 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra bedel iadesi istendiğinden davalı ...Ş. hakkındaki bedel iade talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ...Ş. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, davalı şirketin üzerine düşen edimlerini yerine getirmediği ve temerrüde düştüğü, davacının konutu satın almak için davalı Bankadan kredi kullandığı, kredinin satıcının da anlaşmalı olduğu finans kurumu tarafından sağlandığı ve bağlı kredi olduğu, bağlı kredilerde konutun hiç ya da gereği gibi teslim edilmemesi nedeniyle tüketicinin aynı Kanun'un 11. maddesindeki seçimlik haklarından birini kullanmak istemesi halinde satıcı ve konut finansmanı kuruluşunun müteselsilen sorumlu olduğu, Mahkemece hüküm kısmında yargılama giderlerinin ''..davalıya..'' yüklenmesine karar verildiği, kabul ve redde göre davalılara yüklenmesine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davalı Banka vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, Mahkeme kararının kaldırılmasına, hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücreti düzeltilerek, yeniden davanın kabulüne karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davalı ...Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı ...Ş. vekili; müvekkili ile davacı arasındaki kredi sözleşmesinin bağlı kredi olarak nitelendirilemeyeceğini, müvekkili Bankanın diğer davalı inşaat firması ile müteselsilen sorumlu tutulamayacağını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacının dava açmadan önce herhangi bir başvuruda bulunup seçimlik hakkını kullanmadığını, taşınmazın teslim tarihinin geçmediğini, karar sadece müvekkili tarafından istinaf edilmesine rağmen Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kararın aleyhlerine kaldırılıp düzeltildiğini, müvekkili Bankanın bir sorumluluğu bulunmadığından vekalet ücreti ve yargılama giderinden sorumlu tutulmaması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili Bankanın sorumlu olduğu tutarın kullandırdığı kredi tutarı kadar olduğunu, bu nedenle BAM ilamında dava konusu tüm değer üzerinden hesaplanan vekalet ücreti ve yargılama giderinden Bankanın müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulmasının doğru olmadığını, kredi sözleşmesinin iptal edilmesi durumunda sözleşme hükümsüz hale geleceğinden ayrıca bir menfi tespit hükmü kurulmasının doğru olmadığını ifade ederek; kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin ve banka ile yapılan kredi sözleşmesinin feshi, sözleşmeler nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti, yapılan ödemelerin denkleştirici adalet hükümleri gereğince iadesi istemine ilişkindir.

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, Mahkeme kararındaki yazılı gerekçeye göre, davalı Banka vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Kaynağını 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 29. maddesinden alan bir "ön sözleşme" niteliğindeki taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri TBK'nın 237. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun 706 ve Noterlik Kanunu'nun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde resmi olarak düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan bir sözleşme türüdür. Geçerli bir satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağının bulunmaması hâlinde ise vaat alacaklısının 6098 sayılı TBK'nın 112. maddesine dayanarak borcun ifa edilmemesi nedeniyle uğradığı zararın tazminini isteyebileceği kuşkusuzdur.

Davalı yüklenici ile davacı arasında 29.11.2016 tarihinde noterde düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılarak, davaya konu taşınmaz davacıya satılmış ve davacı dava dilekçesinde ödediği bedelin dava tarihi itibariyle denkleştirici adalet ilkesi gereğince ulaştığı değerine hükmedilmesini talep etmiş olup, bu durumda davacı taşınmaz için davalılara ödediği bedelin güncellenmiş değerini "denkleştirici adalet ilkesi" ve "taleple bağlılık kuralı" gereğince sebepsiz zenginleşme kuralları çerçevesinde geri isteyebilir.

Bununla birlikte davacı, konutu satın almak için diğer davalı Bankadan bağlı kredi kullandığını, bu nedenle davalı Bankanın da sorumlu olduğunu ileri sürmüştür. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 30. maddesine göre bağlı kredi sözleşmesi; tüketici kredisinin münhasıran belirli bir malın veya hizmetin tedarikine ilişkin bir sözleşmenin finansmanı için verildiği ve bu iki sözleşmenin objektif açıdan ekonomik birlik oluşturduğu sözleşmedir.

Kredi verenin, tüketici kredisini, belirli marka bir mal veya hizmet satın alınması ya da belirli bir satıcı veya sağlayıcı ile yapılacak satış sözleşmesi şartı ile vermesi durumunda, ortada bir bağlı kredinin var olduğu söylenebilir. Bunun sonucu olarak, satın alınan malın veya hizmetin hiç ya da zamanında teslim veya ifa edilmez ise satıcı, sağlayıcı ve bağlı krediyi veren Banka tüketicinin satış sözleşmesinden dönme veya bedelden indirim hakkını kullanması halinde müteselsilen sorumlu olurlar.

Somut uyuşmazlıkta; derece mahkemelerinin de kabulünde olduğu üzere, davalı inşaat şirketinden konut satın alan davacıya diğer davalı Banka tarafından kullandırılan kredi, niteliği itibariyle bir bağlı kredidir.

Hal böyle olunca Mahkemece; davalı Bankanın, kullandırılan kredi miktarı üzerinden belirlenecek yargılama gideri ve karşı yan vekalet ücreti ile sorumlu tutulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile alacak kalemlerine konu miktar toplamı üzerinden belirlenen yargılama gideri ve karşı yan vekalet ücreti ile sorumlu tutulmuş olması da doğru değildir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzelterek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı Banka vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (7) numaralı bendinde yer alan "44.837,17 TL" ibaresinden sonra gelmek üzere "(davalı Bankanın sorumluluğu 27.440,00 TL vekalet ücreti ile sınırlı olmak üzere)" ibaresinin eklenmesi,

3. Hüküm fıkrasının (9) numaralı bendinde yer alan "19.777,89‬ TL'" ibaresinden sonra gelmek üzere "(davalı Bankanın sorumluluğu 11.715,16 TL harç ile sınırlı olmak üzere)" ibaresinin eklenmesi,

4. Hüküm fıkrasının (10) numaralı bendinde yer alan "1.198,98 TL" ibaresinden sonra gelmek üzere "(davalı Bankanın sorumluluğu 449,85 TL yargılama gideri ile sınırlı olmak üzere)" ibaresinin eklenmesi suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.