Logo

3. Hukuk Dairesi2024/85 E. 2024/861 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekalet sözleşmesinden kaynaklanan ücret alacağı istemine ilişkin davada, haksız azil nedeniyle istenen vekalet ücretinin miktarı ve davalıların sorumluluğu ile ilgili uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma kararına uygun olarak bilirkişi raporu alıp hüküm kurması ve davalı vekilinin, yargılama aşamasında ileri sürmediği hususları temyiz aşamasında ileri süremeyeceği gözetilerek, davalı lehine nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği dışında, mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/551 E., 2022/82 K.

Taraflar arasındaki alacak (vekalet sözleşmesinden kaynaklanan) davasından dolayı bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemece ... hakkındaki davanın reddine, ... hakkındaki davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme Kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Davalılar vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkili ile davalılar arasında avukatlık ücreti sözleşmeleri imzalandığını, davalıların yalnızca 200,00 TL masraf ödemesi yaptığını, İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesinin 2012/77 E. ve İstanbul 24. İcra Ceza Mahkemesinin 2012/100 E. sayılı dosyaları incelendiğinde müvekkilinin kanundan ve davalılar ile kurmuş oldukları sözleşmelerden kaynaklanan tüm görevlerini büyük bir özenle ve zamanında yerine getirdiğinin görüleceğini, buna karşı davalıların Beyoğlu 7. Noterliğince düzenlenen 32012 yevmiye nolu azilnamesi ile herhangi bir gerekçe göstermeden müvekkilini azlettiğini beyan ederek; müvekkilinin haksız azil nedeniyle sözleşmeden doğan vekalet ücreti ve kanuni vekalet ücretlerinin toplamı olan 152.884,00 TL'nin fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla, yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili, davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının dilekçesinde belirttiği hususların gerçeğe aykırı olduğunu, anılan vekillik görevinin verilmesi akabinde davacı tarafından hiçbir işlemin zamanında yapılmadığını, maddi imkansızlık içinde olması sebebiyle davacıdan İstanbul 26. İcra Müdürlüğünün 2012/201372 E. sayılı dosyası ile kesinleşen icra dosyası borçlusuna defalarca talep edilmesine rağmen hacze gidilmediğini, davacı tarafından her ne kadar nafaka ödememe sebebiyle ceza davası açılmış ise de yapılmış olan araştırmada davacının azledildiğini ceza dava dosyasına bildirmemiş olması sebebiyle İstanbul 24. İcra Ceza Mahkemesinin 2012/100 E. sayılı dosyasının duruşmaya avukatın katılmaması üzerine düştüğünü öğrendiklerini, dosyanın yenilenmesinin de söz konusu olmadığını ve anılan dosyada vekillik görevlerinin gereği gibi yerine getirilmemesi sebebiyle hak kaybına sebebiyet verildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 28.11.2014 tarihli ve 2012/502 E., 2014/532 K. sayılı kararıyla; ''İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2013/3159 sayılı takip dosyası incelendiğinde, davacı avukatın takip borçlusu, yani davalının borçlusu adına kayıtlı 7799 parsel sayılı taşınmazın satışını talep ettiği ve taşınmazın satış işlemlerine başlandığı, İstanbul 26. İcra Müdürlüğünün 2012/20372 sayılı takip dosyasında vekil olarak sorumluluğunu etkileyecek suistimalde bulunmadığı, bu haliyle azlin haksız olduğu, davacının sözleşme kapsamına göre ücreti vekaletini almadığı, davacının takip ve takibin iptaline kadarki süreçte emek ve mesleki bilgisinden yararlanıldığı, davacının sarf ettiği emeği, mesaisi, üstlendiği işi getirdiği durum nazara alınarak uygun bir ücretin takdir veya tayin edilmesinin hakkaniyete uygun olacağı, takip dosyası ile icra ceza dosyası olarak nafaka ödenmemesi sonucu oluşan ihlalden dolayı birikmiş alacağın % 25'i oranında ücreti vekalet alacağına, takip dosyası için de nafaka alacağı için % 25 ücreti vekaletin hükmedileceğinin kararlaştırıldığı, taraflar arasında iki ücreti vekalet sözleşmesinin olduğu, takip dosyasında borçluya icra emrinin tebliğ edildiği 06.09.2012 tarihinden itibaren bir aylık süre sonrası nafakanın ihlali suçunun oluşacağı, öncesi birikmiş nafaka borcundan dolayı borçlunun cezalandırılmasının mümkün olmadığı, o halde, takip dosyası kapsamındaki alacak üzerinden avukatın ücreti vekaletinin belirlenmesi gerektiği'' gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 93.810,90 TL'nin 06.11.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazla istenen miktarın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13.Hukuk Dairesinin 27.09.2017 tarihli ve 2015/17612 E., 2017/8678 K. sayılı ilamıyla; ''Mahkemece, azlin haksızlığına hükmedilerek gerekçede davacının yalnızca nafaka alacağı için yapılan icra dosyasından ücrete hak kazandığı diğer dosyalardan ise ücrete hak kazanmadığının belirtildiği, bu kapsamda gerekçede icra dosyasından kaynaklanan alcağın 91.890,00 TL olduğu açıklanmış ne var ki, fazla istem olarak reddedilen diğer dosyalar için de hesaplamalar yapıldığı gibi hüküm fıkrasında gerekçede hiç bahsedilmeyen ve anlaşılamayan 93.810,90 TL'ye hükmedildiği, Mahkemece bilirkişi raporu aldırılmadığı, bu rakama nasıl ulaşıldığının gerekçede açıklanmadığı, 6100 sayılı HMK.nun 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu, HMK.nun 298/2 maddesi gereğince de gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı, somut olayda, Mahkemece açıklanan temel ilkelere uyulmaksızın verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu'' gerekçesiyle kararın bozulmasına, bozma sebebine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının ise bu aşamada incelenmesine gerek görülmediğine karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ''davacı vekilin davalı adına yapmış olduğu işlemlerde herhangi bir eksiklik ve ihmalinin bulunmadığı, vekalet görevini özenle yerine getirdiği, bunun aksine herhangi bir hususun veya belgenin dosyada bulunmadığı ve davalı azlinin haksız olduğu kanaatine varılmakla Avukatlık Kanunu'nun 174/2 maddesi gereğince davacının vekalet ücretine hak kazandığı, taraflar arasındaki vekalet sözleşmesine göre hesaplama yapılması gerektiği ve raporlar arasındaki mevcut çelişkinin giderilmesi için alınan son bilirkişi raporunda yapılan hesaplama ve değerlendirmelerin mahkemece de hüküm kurmaya elverişli görüldüğü ve taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak hesaplamanın yapıldığı, davalılardan ...'nın sözleşmede imzası olmadığı gibi davalı ... tarafından sözleşmenin yalnızca kendisi tarafından vekil eden olarak imzalandığı ve diğer davalı adına velayeten herhangi bir imzası olmadığı, taraflar olarak da sadece davalı ...'ın vekil eden olarak görüldüğü, davalı ... hakkında diğer davalı ... aleyhine velayeten dava açılmış ise de talep edilen alacaktan sadece ...'ın sorumlu olduğu, ...hakkındaki velayeten açılan davanın reddi gerekip diğer davalının da velayeten sorumlu olmayacağı'' gerekçesiyle davalı ... hakkındaki davanın reddine, davanın kısmen kabulü ile, 112.761,43 TL'nin 16.11.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'tan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 03.07.2023 tarihli ve 2022/6756 E.- 2023/2015 K sayılı kararıyla, “1. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, bozma doğrultusunda bilirkişi raporu aldırıldığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunun taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu, her ne kadar davalılar tarafından davacı avukatça icra dosyasında döviz alacaklarının tahsil tarihindeki kur karşılığı yerine, takip tarihindeki kur karşılığının talep edildiği ve bu şekilde zarara uğradıkları için avukatın haklı olarak azledildiği beyan edilmişse de, davalıların cevap dilekçesinde böyle bir savunmada bulunmadıkları, ilk kez Mahkemenin 28.11.2014 tarihli kararına karşı yapmış oldukları temyiz başvurusunda bu savunmayı öne sürdükleri, yargılama aşamasında ileri sürülmeyen bir hususun savunmanın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağı kapsamında temyiz aşamasında ileri sürülemeyeceği, ileri sürülse bile dinlenmeyeceği, taraflar arasında imzalanan sözleşmelerdeki ücrete ilişkin hükümlerin 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 163 üncü maddesine aykırı olmadığı, İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesinin 2012/100 E. sayılı dosyasının muvafakat alınmadan ve azil tarihinden sonra açıldığı ileri sürülmekteyse de, davacı avukatın azilden, bu davanın açıldığı 05.11.2012 tarihinden 1 gün sonra 06.11.2012 tarihinde haberdar olduğu, davacı avukata daha önce bilgi verildiği hususunun davalılarca ispatlanamadığı anlaşılmakla; davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2. Davalılar vekilinin ... hakkındaki davanın reddine karar verilmesine rağmen, lehe vekalet ücretine hükmedilmemesine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; mahkemece davalı ...'nın sözleşmede imzasının olmadığı, davalı ... tarafından sadece sözleşmenin kendisi tarafından vekil olarak imzalandığı gerekçesiyle ... hakkındaki davanın reddine karar verilmişse de, bu durumda karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği davalı lehine nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, vekalet ücretine takdir edilmemiş olması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (6100 sayılı Kanun) eklenen Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının, davalı vekilinin talebi yönünde düzeltilerek onanması gerekmiştir.” gerekçesiyle mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

V. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davalılar vekili, mahkemece bozmaya uyulmasına karar verilmesine rağmen bozmaya aykırı karar verildiği, Mahkemece ... hakkındaki davanın reddine karar verilmesine rağmen bu red kararı yönünden vekalet ücretine hükmedilmediği, davacı avukatın icra dosyasındaki ABD doları alacaklarının tahsil tarihindeki kur karşılığı yerine, icra takip tarihindeki kur karşılığını talep ederek müvekkillerini ciddi zarara uğrattığını, bu nedenle haklı olarak azledildiğini, dosyadaki ücret sözleşmelerinde, ücret kararlaştırılmayan hususlarda 10.000 TL ücret kararlaştırıldığını ve icra ceza dosyasına konu 1.775 TL alacak için dava konusu alacağın 5 katından fazla vekalet ücreti hesaplandığını, dosyadaki sözleşmelerde ücretin belirlenmesi konusundaki hükümlerin çelişkili olduğunu ve bu hükümlerin sözleşmenin tamamını hükümsüz kılacağını, sözleşmede Avukatlık Kanununda belirtilen asıl alacağın %25'ini geçemez ilkesinin ihlal edildiğini, davacı avukata haczedilen gayrimenkulün alacağı karşılamayacağı ve borçlunun diğer mallarına haciz konulması gerektiği belirtilmesine rağmen azilname tarihine kadar borçlunun menkul varlığının araştırılmadığını ve haciz tatbik edilmediğini, İcra Hukuk Mahkemesinde açılan dava için müvekkilden muvafakat alınmadığını, davacının azilnameden sözlü olarak haberdar edilmesine rağmen azilnameden sonra 05.11.2012 tarihinde dava açtığını, Mahkemenin icra takip dosyasında satıştan sonra davacı avukata ödenmek üzere müdürlük tarafından ayrılan 12.303,64 TL'yi mahsup etmediğini beyan ederek Daire düzelterek onama ilamının düzeltilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme

Karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda karar verildiğinin anlaşılmasına göre davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin reddine karar vermek gerekir.

VIII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE,

Aşağıda yazılı para cezası ile karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyene yükletilmesine,

29.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.