"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1551 E., 2023/1783 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Fethiye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/132 E., 2023/293 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekilince temyiz edilmekle incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı vekilince istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 18.02.2025 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalının davacıdan borç para istemesi nedeniyle, müvekkilinin 01.10.2008 tarihli belge karşılığında, davalının Türkiye'de belirtmiş olduğu hesabına 13.10.2008 tarihinde 100.000,00 Sterlin'i havale ettiğini, davaya konu borç ödenmediği için icra takibi başlatıldığını, davalının borca itiraz etmesi ile takibin durduğunu ileri sürerek, davanın kabulü ile icra dosyasına haksız olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, itirazın kötü niyetli olarak yapıldığından dolayı alacağın %20'sinden az olmak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; uyuşmazlıkta İngiliz Hukukunun uygulanması gerektiğini, İngiliz Hukukunda sözleşmeden doğan ilişkiler bakımından zamanaşımı süresinin 6 yıl olduğunu, dosyaya sunulan belgedeki yazıların farklı ellerden ve farklı kalemlerden çıktığını, tanık olarak imzası bulunan kişinin davacıya gerçeğe aykırı bu evrakın düzenlenmesinde yardımcı olduğunu savunarak, davanın reddine ve davacı yanın kötüniyetli olarak başlattığı takip nedeniyle alacağın %20'sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatının davacı tarafından müvekkili davalıya ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; takibe ve davaya dayanak belgenin Türkiye'de akdedilmiş olması ve borç olarak verildiği iddia olunan meblağın davalının Türkiye'de bulunan banka hesabına yatırılmış olması, davalının Türkiye'de ikamet adresinin bulunması bir arada değerlendirildiğinde olaya Türk Hukunun uygulanması gerektiği, davacının 100.000 ve 20.000 GBT iki ayrı partide gönderdiği 120.000 GBP'nin talep başlattığı itiraz üzerine takip durduktan sonra 100.000 GBP yönünden itirazın iptalini talep ettiği, takibe konu bu alacak bakımından TBK uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresinin bulunduğu ve takip tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, buna karşılık 20.000 GB yönünden ise 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği, davacı tarafından takibe dayanak kılınan belge, senetteki imzanın davalıya ait olduğuna ilişkin Adlı Tıp Kurumu Raporu, davacının kendisine teklif edilen yemini eda etmiş olması birlikte değerlendirildiğinde, davacının iddiasını ispat ettiği, davalının imzasının üstünün sonradan anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu yani beyaza imza iddiası ispat yükünün davalıya ait olduğu ve yazılı delille ispatı gerektiği halde davalı tarafından iddiasını ispat edecek nitelikte bir belge, delil sunamadığı, alacağın likit ve muayyen olması nedeni ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüyle, davalının icra dosyasına vaki itirazının 100.000,00 GBP tutarındaki kısım bakımından iptaline, takibin 100.000,00 GBP asıl alacak üzerinden devamına, davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin kabulüyle, asıl alacak olan 100.000,00 GBP nin takip itibari ile TCMB efektif GBP satış kuru üzerinden karşılığı olan 836.000,00 TL'nin % 20'sine tekabül eden 167.200,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, reddedilen miktar yönünden davalı vekilinin kötü niyet tazminat talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiş; karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kararın usul ve kanuna uygun olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlıkta Türk Hukukunun uygulanması gerektiği anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karara karşı davalı vekili temyiz yoluna başvurmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; taraflar arasındaki ilişkiye İngiliz Hukukunun uygulunması gerektiğini, davaya dayanak belgenin gerçek olmadığını, belge üzerinde imzası bulunan tanığın belge üzerindeki tarihte taraflar ile aynı ülkede bulunmadığını, bu husus araştırılmadan karar verildiğini, usule aykırı biçimde eksik metin üzerinden ettirilen yemine dayanılarak eksik incelemeyle karar verildiğini, icra inkâr tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davanın reddi ile birlikte davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını ve kötüniyetli olarak başlatılan takip ve açılan itirazın iptali davası nedeniyle lehlerine alacağın %20'sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, 120.000,00 İngiliz Sterlin asıl alacağa dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemine ilişkindir.
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un "Sözleşmeden Doğan Borç İlişkilerinde Uygulanacak Hukuk" başlıklı 24. maddesinde; "(1) Sözleşmeden doğan borç ilişkileri tarafların açık olarak seçtikleri hukuka tâbidir. Sözleşme hükümlerinden veya hâlin şartlarından tereddüde yer vermeyecek biçimde anlaşılabilen hukuk seçimi de geçerlidir. (2) Taraflar, seçilen hukukun sözleşmenin tamamına veya bir kısmına uygulanacağını kararlaştırabilirler. (3) Hukuk seçimi taraflarca her zaman yapılabilir veya değiştirilebilir. Sözleşmenin kurulmasından sonraki hukuk seçimi, üçüncü kişilerin hakları saklı kalmak kaydıyla, geriye etkili olarak geçerlidir. (4) Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde sözleşmeden doğan ilişkiye, o sözleşmeyle en sıkı ilişkili olan hukuk uygulanır. Bu hukuk, karakteristik edim borçlusunun, sözleşmenin kuruluşu sırasındaki mutad meskeni hukuku, ticarî veya meslekî faaliyetler gereği kurulan sözleşmelerde karakteristik edim borçlusunun işyeri, bulunmadığı takdirde yerleşim yeri hukuku, karakteristik edim borçlusunun birden çok işyeri varsa söz konusu sözleşmeyle en sıkı ilişki içinde bulunan işyeri hukuku olarak kabul edilir. Ancak hâlin bütün şartlarına göre sözleşmeyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşme, bu hukuka tâbi olur." şeklinde yer alan düzenleme dikkate alındığında tarafların aralarındaki sözleşme ilişkisi nedeniyle aralarında bir hukuk seçiminin bulunmadığı, paranın Türkiye'deki bir banka hesabına ve Türkiye'de mesken birine gönderilmiş olması nedeniyle sözleşmeyle en sıkı ilişkili ülke olması nedeniyle Mahkemece uyuşmazlıkta Türk Hukuku uygulanmak suretiyle karar verilmesi doğru olup bu yöne ilişkin davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, icra takibinin 120.000 GBP üzerinden yapıldığı, Mahkemece 100.000 GBP için kabul kararı verildiği, 01.10.2008 tarihli belgede yer alan imzanın davalıya ait olduğunun bilirkişi raporuyla tespit edildiği, davalının banka hesabına yapılan havalenin borç olarak verildiğinin ispat edildiği, belgede imzası yer alan tanığa davalı taraf itiraz etmiş ve bu hususun araştırılması istenmiş ise de dosya içerisinde yer alan belgeler dikkate alındığında tanığın araştırılmasının uyuşmazlığın çözümüne ve sonuca etkili olmayacağı anlaşıldığından davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370/1 maddesi uyarınca ONANMASINA,
28.000,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.02.2025 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.