Logo

3. Hukuk Dairesi2021/6440 E. 2021/13251 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kira sözleşmesinden kaynaklanan kira alacağı ve fesih bedelinin tahsili istemine ilişkin davada, kefilin sorumluluğunun kapsamı.

Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinin Türk Borçlar Kanunu'nun 583. maddesinde öngörülen şekil şartlarına uyulmadan yapıldığı, dolayısıyla kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğu ve kefilin sorumlu tutulamayacağı gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının davalı kefil yararına bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANKARA 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar; davalı şirket ile 01/11/2012 başlangıç tarihli kira sözleşmesini imzaladıklarını, davalılar tarafından butik otel olarak işletilen kiralananın fuhuşa aracılık suçu işlendiği gerekçesi ile kolluk kuvvetlerince mühürlendiğini, daha sonra davalılarca sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini, davalının kira sözleşmesi kapsamında taşınmaza kullanım amacına uygun faydalı ilaveler yaptığını ancak kusurlu olan davalı kiracının tazminat isteme hakkı bulunmadığını, kiralananın terk edilmesine karşın anahtarlarının teslim edilmediğini ileri sürerek; fesih beyanının haksızlığının ve kira sözleşmesinin davalılar yönünden bağlayıcı olduğunun tespitine, davalıların kendi kusuruna dayanarak faydalı ilave bedellerini talep hakları olmadığının belirlenmesine, kira sözleşmesi kapsamında artış oranları nazara alınmak suretiyle ödenmesi gereken kira bedellerinin tespiti ile şimdilik 5.000 TL'nin davalılardan tahsilini talep etmiştir.

Davalılar; davacılardan Kayhan'ın taraf ehliyeti bulunmadığını, kiralananı ...'den kiralandığını, davacı ...'in satım sözleşmesinden kaynaklanan bakiye borcunu ödememesi üzerine yasal yollara başvurulduğunu, kira sözleşmesinin haklı nedenle feshedilmesi karşısında kira alacağı talebinin reddi gerektiğini savunarak davanın reddini dilemişlerdir.

İlk derece mahkemesince; davacı ... tarafından açılan davanın usulden reddine, davacı ... tarafından açılan davanın kısmen kabulüne, kira sözleşmesinin davalı şirket tarafından feshinin haksız olduğunun tespitine, faydalı ilavelere dair bedellerin davalı tarafça talep edilmesine ve bu konuda davacının davalılara borçlu olmadığının tespiti talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına ancak toplam 209.537 TL kira alacağından 94.000 TL demirbaş bedelinin tenzili ile bakiye alacağın 5.000 TL'sine dava, kalan 110.537,10 TL'sine ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle davalılardan müteselsilen alınarak davacı ...'e verilmesine karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalılar vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.

Bölge adliye mahkemesince; davalılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş; karar, davalılar vekilince temyiz edilmiştir.

1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalı şirketin temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2)Davada dayanılan ve hükme esas alınan 01/11/2012 başlangıç tarihli ve on yıl süreli kira sözleşmesini, davalılardan Ahmet müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamıştır. TBK’nın 583 üncü maddesinde; "Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır." hükmü bulunmaktadır. Takibe konu kira sözleşmesinde TBK’nın 583 üncü maddesinde belirtilen şekil şartına uyulmadığından kefalet sözleşmesi geçersizdir.

Bu durumda ilk derece mahkemesince; kefil olan davalı ... hakkındaki davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı şirketin temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalı ... yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı ...'e iadesine, 5.919,30 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalı ... Yapı İnş. Tur. Akaryakıt San. ve Tic. A.Ş.'ye yükletilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 20/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi