Logo

3. Hukuk Dairesi2021/6626 E. 2021/13638 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı ortak girişimin taraf ve dava ehliyetinin bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı olarak gösterilen ortak girişimin tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ve dava ehliyetinin olmadığı ve bu dava şartı noksanlığının sonradan tamamlanamayacağı gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 8. SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı ile 01/11/2013 tarihli kira sözleşmesi imzaladığını, kiracının kiralananı aldığı haliyle iade etmesi gerektiğini ancak tahliyeden sonra kiralananda kot farkı ortaya çıktığını, bu hususta kiracıya ihtarname gönderilerek kot farkının giderilmesinin ve zararların tazmininin talep edildiğini, buna rağmen kiralananın eski hale getirilmediğini ve zararın tazmin edilmediğini, talebi üzerine belediye tarafından kiralananda yapılan incelemede imarlı yapı yapılacak alanda 2328,77 m3 malzeme kaldığının tespit edildiğini, kiralananda hafriyat depolanması nedeniyle imar kaybı ile karşı karşıya kaldığını, depolanmış hafriyat artığının nakliyesi ve dökümü için de harcama yapılması gerektiğini iddia ederek; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107. maddesi uyarınca fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere, 20.000 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı; "..." niteliğiyle tüzel kişiliği ve taraf ehliyeti olmadığından davanın reddi gerektiğini, sözleşmenin 31/07/2014 tarihinde sona erdiğini ancak bir ay daha kiraya devam edildiğini, bu tarihten sonra kiralananın boşaltıldığını, bırakılan malzemenin sözleşmede belirtildiği gibi bir önceki kiracı inşaat firmasına ait olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İlk derece mahkemesince; 2006 ve 2014 tarihli halihazır haritalar ile eski ve son hava fotoğraflarının karşılaştırılması neticesinde dava konusu parsele hafriyat malzemesi konulmak suretiyle tabii zemininin bozulduğunun tespit edildiği, ancak parsel zemininin asfalt kaplı olması nedeniyle parseldeki hafriyat miktarının yeniden tespiti imkanı kalmadığı, davacı kiraya veren tahliye sonrasında taşınmazdaki mevcut duruma ilişkin olarak 06/04/2015 tarihli ihtarname ile

davalı tarafa bildirimde bulunmuş ise de delil tespiti yaptırmadığı gibi bu yöndeki iddiasını da ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı tarafça istinaf edilmiştir.

Bölge adliye mahkemesince; taşınmazda depolanmış hafriyat artığının ne zaman ve kim tarafından döküldüğünün tespit edilemediği, kiralanan parselin kiralandığı tarihte ne vaziyette olduğunun da anlaşılamadığı, ispatlanmayan davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle, davacının istinaf talebinin reddine karar verilmiş; karar, davacı tarafça temyiz edilmiştir.

1-)Dava şartları, mahkemeni davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi yani davayı esastan inceleyebilmesi için varlığı ya da yokluğu gerekli olan haller olup, mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden gözetilmesi gerektiği gibi taraflarca da davanın her aşamasında ileri sürülebilirler.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun dava şartlarını düzenleyen 114. maddesinin (d) bendi uyarınca, taraf ve dava ehliyeti dava şartı olup, davanın taraflarından birinin taraf ve dava ehliyeti olup olmadığı, mahkemece resen dikkate alınmalıdır.

Somut olayda; davalı olarak gösterilen ortak girişimin tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ve dava ehliyeti bulunmayıp, bu dava şartı noksanlığı sonradan tamamlanabilir nitelikte de değildir.

Hal böyle olunca ilk derece mahkemesince; HMK m.115/2 uyarınca dava şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile işin esasına girilerek davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.

2-)Bozma nedenine göre davacı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına, aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 27/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi