Logo

3. Hukuk Dairesi2021/7172 E. 2021/13640 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Açık artırma ile satılan araçta gizli ayıpların bulunup bulunmadığı ve ayıplı olması halinde satıcının sorumluluğunun kapsamı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının açık artırmada satılan aracı görerek ve kontrol ederek aldığı, satış şartnamesinde de aracın mevcut haliyle satıldığı ve hasar oranının bilgi amaçlı olduğunun belirtildiği gözetilerek, davalı idarenin açık ayıplardan sorumlu olmayacağı ve davacının aracı mevcut haliyle kabul ettiği gerekçesiyle yerel mahkemenin kabul kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; ihale şartnamesinde araçtaki hasar oranının %20 olarak gösterilmesine itimat ederek davalı ... Müdürlüğünün düzenlediği 17/04/2014 tarihli açık artırma sonucunda 1994 model aracı 17.000 TL bedelle satın aldığını, 18/04/2014 tarihinde teslim aldıktan sonra 25/04/2014 tarihinde aracın incelenmesi ve hasarların tamiri için usta çağırması neticesinde araçta çok sayıda eksik ve değişiklik olduğunu öğrendiğini, mahkeme aracılığıyla da tespit yapıldığını ve hasar oranının %85 olduğunun belirlendiğini, aracın ayıplı olduğunu iddia ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 743 TL tespit gideri ile ayıptan kaynaklı zararı olarak 10.000 TL’nin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini istemiştir.

Davalılar davanın süresinde açılmadığını, ihale şartnamesi hükümlerine göre ayıba dayalı olarak talepte bulunulamayacağını, şartname ekindeki listede belirtilen hasar oranının yalnızca bilgi amaçlı olup garanti edilmediğinin şartnamede belirtildiğini, davalının aracı mevcut haliyle satın aldığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.

Davanın açıldığı tüketici mahkemesince davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm, tarafların temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 17/10/2017 tarihli ve 2015/22469 E. 2017/9593 K. sayılı kararıyla; davaya bakmaya görevli mahkemenin genel mahkemeler olduğu, tüketici mahkemesinin görevli olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.

Bozmaya uyan mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosya, görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.

Mahkemece; aracın hurda haline gelecek derecede gizli ayıplı olduğu, gizlenmiş ve kolayla anlaşılamayacak hasarlara dayalı talep hakkından önceden vazgeçmenin mümkün olmadığı, davacının seçimlik hakkını zararın tazmini yönünde kullandığı, aracın ihale

bedelinin 17.000 TL, hurda bedelinin ise 3.000 TL olduğu gözetildiğinde davacının zararının 14.000 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 14.000 TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ayıptan sorumluluğa ilişkin 219. maddesi uyarınca; satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Aynı Kanun'un 222. maddesine göre ise satıcı, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu olmayıp alıcının satılanı yeterince gözden geçirmekle görebileceği ayıplardan da, ancak böyle bir ayıbın bulunmadığını ayrıca üstlenmişse sorumlu olur.

Ayıp nedeni ile satış bedelinden indirilecek miktarın hesaplanması konusunda doktrinde "mutlak ...", "nispi ..." ve "tazminat metodu" adıyla bilinen yöntemler savunulmuş ise de bu konuda benimsenen yöntem, nispi metoddur. Nispi metoda göre; taraflar arasındaki sözleşme dikkate alınmaksızın satılanın satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız değeri ile ayıplı değeri arasındaki oran, yansıma oranı olarak kabul edilerek bu oranın taraflar arasında kararlaştırılan satış bedeline yansıma tutarı belirlenir. Böylece yansıma oranı satış bedeline uygulanarak taraflar arasındaki sözleşme de gözetilerek satılanın ayıplı haliyle davacıya ne kadara satılacağı tespit edilmiş olmaktadır.

Davacı, davalı ... nezdinde olan ve diğer davalı ... Müdürlüğünce açık artırmalı satışa çıkarılan 1994 model aracı 17/04/2014 tarihinde 17.000 TL bedelle satın almış; araç davacıya 18/04/2014 tarihli “Yukarıda niteliği belirtilen eşyayı kontrol ettim. Satış Şartnamesi ve ekli listede belirtilen sınıf, evsaf ve miktarına uygun olarak teslim edilmiş ve teslim alınmıştır.” beyaını da içeren teslim fişiyle teslim edilmiştir. Satış şartnamesinin 13/2. maddesinde ve “Eşyaya/Araca İlişkin Ayrıntıları Gösterir Şartname Eki Satış Listesi”nin Özel Hükümler başlıklı kısmının 5. maddesinde eşya/araçların mevcut durumu ile satışa sunulduğu, listenin hasar oranı bölümünde belirtilen hususların “bilgi” mahiyetinde olduğu ve alıcının eşyayı/aracı yerinde bizzat görerek satışa katıldığı kabul edildiğinden hasar oranı gösterilmiş olsun veya olmasın bu hususlara itiraz edilemeyeceği belirtilmiştir.

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; önceki bilirkişi raporlarına göre aracın %60 hasarlı kabul edileceği, bu orandaki hasarın sözleşme uyarınca hurda sayılacağı belirtilerek hurda bedeli olarak tespit edilen 3.000 TL, satış bedelinden mahsup edilip davacının zararı 14.000 TL olarak hesaplanmıştır. Hükme esas alınan rapor dahil olmak üzere dosya kapsamındaki bilirkişi raporları, araçtaki ayıplar ve bunların nitelikleri ile hasar oranı ve hesaplama bakımından birbirleriyle çeliştikleri gibi denetime de elverişli değillerdir.

Somut olayda; davacı, açık artırmaya katılarak 1994 model aracı satın almış, aracı görerek ve kontrol ederek aldığına dair teslim fişindeki imzaya itirazı olmamıştır. Şartname ve araçtaki ayrıntıları gösterir ek listedeki hükümde, idarece belirtilen hasar oranının bilgi mahiyetinde olduğu, aracın mevcut durumu ile satışa çıkarıldığı ve alıcının bizzat görerek aracı satın aldığı ifade edilmiştir. Bu doğrultuda davacının aracı mevcut hali ile açık artırma sonucunda satın ve teslim aldığı gözetildiğinde, davalıların açık ayıplardan ötürü ../...

sorumluluğu bulunmayacağı gibi araca ait ayrıntıları gösterir listede yer alan vasıf ve eksikliklerden de sorumlu tutulamayacaklardır.

Buna göre mahkemece; alanında uzman bilirkişilerden artırma ve satış evrakları ile özellikle araçtaki ayrıntılara dair liste incelenerek; var olduğu iddia edilen ayıplardan hangilerinin açık ayıp, hangilerinin gizli ayıp olduğu ayrıntılı şekilde ayırt edilip araçta ihale ve satış belgelerinde belirtilenler dışında gizli ayıp var ise nisbi ... uyarınca hesaplama yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hüküm kurmaya elverişli olmayan raporlar dikkate alınarak yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428 inci maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.