"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; maliki bulunduğu daireyi adına satmak üzere; emlak işi yapan davalıyı 2012 yılında vekil olarak yetkilendirdiğini, bir müddet sonra dairenin 75.000 TL bedelle dava dışı ...’e satıldığını öğrendiğini, davalının satış bedelini kendisine vermediğini iddia ederek; fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere, 75.000 TL’nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; taşınmazın davalı tarafından dava dışı kişiye 19/01/2012 tarihinde 75.000 TL bedelle satıldığı, davalının satış işlemine ilişkin bilgi ve hesap verme yükümlülüğü ile bedeli verme borcunu yerine getirmediği gerekçesiyle, davanın kabulü ile 75.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Yargılamanın hukuka uygun ve sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunmanın özgürce ileri sürülebilmesi ve delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile olanaklıdır. Hasımsız davalar hariç olmak üzere, dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati karşı tarafa tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan davaya bakılamaz ve yargılama yapılamaz.
Hukuki dinlenilme hakkı Anayasanın 36. maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur ve aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının da en önemli unsurudur.
Bu hak ayrıca 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesinde “Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak, yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi
olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir.” şeklinde düzenlenmekle birlikte bu ifadeleri de kapsayan çok daha geniş bir anlama sahiptir.
Kamu düzeni ile ilgili olan hukuki dinlenilme hakkı çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Davanın tarafları ile vekillerinin davaya ilişkin işlemleri öğrenebilmesi usulüne uygun tebliğ ile mümkündür. Aksi takdirde tarafların hukuki dinlenilme ve bu kapsamda adil yargılanma hakları ihlal edilmiş olacaktır.
HMK’nın ön inceleme duruşmasına davet başlıklı, değişik 139. maddesine göre; mahkeme, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden ve yukarıdaki maddelerde belirtilen incelemeyi tamamladıktan sonra, ön inceleme için bir duruşma günü tespit ederek taraflara bildirir.
Eldeki davada; dava dilekçesinde davalının adresi bildirilmemiş, mahkemece davacı tarafa adres bildirmek üzere süre verilmiş ve davacı tarafça bildirilen yurt dışı adrese tebligat çıkarılmış, mahkemece adres araştırması yapılmamıştır. Tebligat sonuç evrakında ihtar bildiriminin muhatabın adresine iletildiği ancak davete rağmen 30 gün içinde icabet etmediği, tebligat evrakının işlemsiz olarak ekte sunulduğu ve tebligatın yapılmış sayıldığı belirtilmiştir. Tebliğ edilmek üzere gönderilen evraklar incelendiğinde içerisinde dava dilekçesi ile tensip zabtının olduğu görülmüştür. Söz konusu evraktan tebliğ tarihi anlaşılamadığı gibi, adresin davalıya ait olduğu da herhangi bir şekilde tespit edilmemiştir. Bunun yanı sıra davalının HMK’nın 139. maddesine uygun şekilde ön inceleme duruşmasına davet edildiğine dair dosya içerisinde başkaca evrak bulunmadığı anlaşılmıştır.
O halde mahkemece; davalı tarafa dava dilekçesi ve ön inceleme duruşma gününün usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek savunma imkanı tanınıp, taraf iddia ve savunmaları ile delilleri değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davalının hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilmek suretiyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/12/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.